yarım şeylerden nefret ederim.

34 5 37
                                    

___☆

"hey, sumi !" diyerek yanına koşan chanhee'yi dikkatlice izledi sumi, tanışmalarının üstünden 3 gün geçmişti ama chanhee şimdiden en yakın arkadaşıymış gibi nereye gitse yanından ayrılmıyordu.

"yatakhaneye gidiyorum. yarın dersten önce buluşuruz." dediğinde chanhee el sallayarak koridorun diğer merdivenlerine yürümüştü. " son zamanlarda iyi anlaşıyorsunuz." diyen saphire'ye baktı ve derin bir nefes aldı sonra da rahatsızca kesik kesik aldığı nefesi verdi.

"sürekli düşüncelerimi okuması beni geriyor. aslında iyi biri ama." dediğinde saphire başını sallamıştı, "o yüzden arkadaşı yok." demişti ama bu sumi'yi hiç mutlu etmemişti.

"o yüzden onunla arkadaş olmaya çabalıyorum." diyen sumi'yle birlikte odanın kapısını açtı. sumi'nin kedisi gumi etrafta dolaşmayı bırakıp kızın bacaklarına sürtünmüştü.

elinde olmadan gülümsedi ve dersler yüzünden zar zor gördüğü kedisinin başını okşadı. "jaerin yok mu?" diye sorduğunda yujin bilmediğini söylemişti. "oda kontrolüne geç kalmaz umarım, bu akşam olduğundan haberdardı."

sumi odadaki havanın değiştiğini fark etmişti, jaerin etrafı temizleyip gitmişti kesinlikle. saphire, sumi'nin yatağına oturdu ve yatağın başlığına yaslandı. sumi'yle yan yana oturmuş olup sumi'nin kedisini sevmeye başlamıştı.

saphire'nin iyi biri olduğunu belli etmesine küçücük hareketleri bile yetiyordu. o hiç konuşmayıp sana destek olacak arkadaş tiplerindendi.

sumi de konuşmak için çok bitkin hissediyordu ve saphire onun için en iyi sığınaktı.

"ihtiyacın var mı bir şeye?" dediğinde sumi başını sallamış ve olmadığını belirtmişti. "jaerin'le nasıl yakın olabilirim?" dediğinde saphire gülümsemişti. "yakınlaşman için isminin juyeon olması gerek. o da biraz imkansız."

"sevgilisi mi?"

"hayır, hoşlandığı çocuk. ama çok yakın arkadaşlar, yakında tanışırsınız." dediğinde sumi gözlerini kapattı ve jaerin'in nerede olabileceğini düşündü. içinde iyi bir his yoktu, kendini huzursuz hissediyordu.

ortak salona ilerlemek için odadan çıktı ve akşama geç kalmayacağına dair söz vererek merdivenlerden indi. üzerindeki beyaz elbisesi ayaklarına takılmasın diye hafifçe uçlarından kaldırdı ve kütüphaneye gitmek için ayakkabılarını giydi.

sessizce ilerledi ve koridordan sola döndüğünde karşısında gördüğü oğlanla bir süre bakışmak zorunda kaldı. "özür dilerim." dedi yolunu kestiği için ve ilerlemeye devam etti, üzerinde okul forması olan oğlan ise kızın arkasından bakakalmıştı.

sumi onu bir yerde gördüğünü kesinlikle hatırlıyordu ama neredeydi emin değildi. kedi gibi gözlerini bir yerden hatırladığını düşündü, bütün çocukluğu aklından geçti, gözlerini sıkıca kapattı ve oğlanı bir görüntüyle bağdaştırmaya çalıştı.

"h-hyunjun?" dediğinde oğlan da duymuş olacak ki arkasını dönmüştü, ikisi bir süre bakıştıktan sonra sumi yutkunmuştu. "adın hyunjun, değil mi?"

kafasını sallayan soğuk görünümlü oğlana baktı, "tanışıyor muyuz?"

sumi başını olumsuz anlamda salladı ve tekrar tekrar yutkundu. "tanışıyoruz, değil mi?" dediğinde sumi ciddi olduğunu fark etmişti.

"hayır, sadece birkaç kez görmüştüm seni. o kadar." dediğinde hyunjun yüzünü kıza yaklaştırdı ve boyuna yetişmek için başını hafifçe eğdi.

"nerede gördün?" dediğinde sumi kaşlarını kaldırdı ve cevaplamak istemediğini belirtti. ama hyunjun'un sinirli bakışları onu son derece korkutmuştu.

"sumi?" diyen sesi duyunca gözleri hyunjun'un arkasındaki sunwoo'yu bulmuştu. "ne yapıyorsunuz?" diye cevap istercesine bakışlarını ikisinin üzerine dikmişti.

hyunjun ellerini ceplerine götürdü ve ikisine birden ciddiyetle baktı, aradaki gergin hava hepsinin canını sıkarken sunwoo sumi'nin kolundan tutmuştu.

"sevgilin miydi? pardon." diyen hyunjun sessizce gülümsemişti, sumi ilk defa onun gülümsemesini görmesiyle çok garip hissetmişti. sunwoo ise sevgili kelimesine takılmamış olacak ki hâlâ ne yaptıklarını çözmeye çalışıyordu.

hyunjun sumi'ye gözlerini dikti, "ismin sumi miydi? bir dahaki sefere beni nerede gördüğünü söylersen sevinirim. konuşmamız gibi yarım şeylerden nefret ederim."

yarım şeylerden nefret ederim. yarım şeylerden nefret ederim. yarım şeylerden nefret ederim. kızın beyninin içinde dönüp durdu bu söz, daha önce de bunu söylemişti.

insan-lanetler de yarım değiller miydi zaten?

"sana zarar verdi mi?" diyen sunwoo kızın üzerinde endişeli gözlerini gezdirdi. "kötü biri mi?" diye soran sumi'nin başına elini koydu ve gülümsedi. "tam olarak değil ama aşırı kin tutar. kötü tarafına denk gelme, olur mu?"

sumi başını salladı ve kütüphaneye gitmek için yoluna ilerledi.





___
ben bu fici yaziyom ama nasil gittigi hakkinda bi fikrim yok 😭😭 fantastik seyler yazmak cok zor ya

felicitas ' the boyzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin