17. Bölüm

220 33 35
                                    

Taehyun'ın ağzından:

Kiraz ağaçlarının donattığı ormanda, evimdeydim. Önümden geçen küçük bir ceylan ve annesinin bana dönüp baktığını gördüm. Yavaşça onlara doğru yaklaştım. Anne ceylan bana işaret vererek onu takip etmemi söyledi. Yavaş adımlarla onları takip etmeye başladım.

Biraz yürüdükten sonra ceylanlar durdu. Onlar durunca kafamı kaldırıp geldiğimiz yere baktım. Büyük bir kayanın üzerinde çok güzel, benim yaşlarımda, uzun saçlı bir oğlan vardı. Biraz daha yaklaşınca onun Beomgyu olduğunu anladım.

Ona ne kadar seslenirsem sesleneyim bana bakmadı. En sonunda ona doğru koşmaya başladım. Adını yüksek sesle söylediğimde kafasını bana doğru kaldırdı ve göz göze geldik. Beni gördüğü gibi ayağa kalktı ve koşmaya başladı. Oturduğu kayanın üzerine çıktım ve gittiği yeri bulmak için bakındım. Ama yoktu.

Yavru ceylan bir anda bacağıma sürtününce yere eğildim. Onun başını okşayıp sevmeye çalıştım ama o parmağımı dişleri arasına alarak beni çekiştirmeye başladı. Neler oluyordu?

En sonunda doğrulduğumda anne ceylan ile önüme geçmiş yürümeye başlamışlardı. Eh, koca bir kiraz ormanında nereye gideceğimi bilmediğim için onları takip etmeye başladım.

Beni çok tanıdık bir yere getirdiler. Bir anda ceylanlar gözden kaybolunca etrafıma daha dikkatli bakındım.

Beomgyu.

Her zamanki yerindeydi.

Kiraz ağacının altında, elindeki kiraz çiçeğine bakarak önündeki deftere bir şeyler karalıyordu. Yanına yaklaştım, hemen defterini kapatıp arkasına koydu. Hiç görmemiş gibi yapıp yanına oturdum. Ağacın dalından bir kiraz çiçeği kopardım. Kulağının arkasına sıkıştırdıktan sonra gözlerinin en derinlerine bakarak şu sözleri söyledim:

"Ne kadar benden kaçarsan kaç; gözlerindeki yansımamı görmek için her zaman bu ağacın altında, kiraz çiçeklerinin arasında seni bekliyor olacağım"

Gözlerinden geçen duygu silsilesine gülümsedim ve gittikçe ona doğru yaklaşmaya başladım. Nefeslerini dudaklarımda hissedinceye dek durmadım. Gözlerime korkak bir bakış attı ve dudaklarıma baktı. Küçük bir tebessüm etti ve gözlerini kapattı. Dudaklarımız birbirine değdi-

"Lan ne derin uykun var amına koyayım bi uyanmadın!" gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Hayır bu bir rüya olamaz!

"Siktir git başımdan pis velet!" diye gözlerim hala kapalıyken, tam Kiraz Çiçeğim'i öpeceğim sırada beni uyandıran Hyuka'ya bağırdım. "Hayvan gibi uyuyorsun saat 12 oldu kalk artık" dedi hala başımın ucunda bağıran Hyuka.

Ağzına sıçacağım onun.

Deniz feneri.

"Hadi ama geç oldu artık uyan" dedi sesi çok yakından gelen Kiraz Çiçeğim.

Of o dudakları bir öpecektim var ya. OF OF OF

Onun böyle söylemesinin üzerine gözlerimi aralayıp ona döndüm. Yeni uyanmadığı belli olurken kendimden utanmıştım. Ayağı kırık olduğu için zaten yataktan çıkamıyordu, birde ben öğlene kadar fosur fosur uyuduğum için yataktan çıkıp işlerini halledememişti.

"Siz burada bir milyonuncu rüyanızı görün, biz çalılırız merak etmeyin efendim!" diye bağırdı Hyuka. Kiraz çiçeğim elindeki yastıkla kafasına bir tane geçirdi. "Ne var ya, sen uyandırmalara kıyamıyorsun diye ben evimden çıkıp buralara gelmek zorunda mıyım?" "evet zorundasın çünkü bacağım senin yüzünden kırıldı" dedi Kiraz Çiçeğim.

"Kiraz- yani Beomgyu haklı Hyuka. Sorumluluk alman lazım" dedim yatakta doğrularak.

"BEN KIRMADIM GERİZEKALILAR, KENDİSİ ATLADI AŞAĞIYA! BEN Mİ İTTİM?!" diye yüksek sesle bağırdı. Tüm bina sesiyle inlerken Beomgyu ağzının tam orta yerine bir tane yapıştırdı.

Eline sağlık.

Ben daha beter yapacağım onu. Şerefsiz.

O vurunca ben Kiraz Çiçeğim'e bakıp küçük bir tebessüm ettim ve tekrar gerizekalı Hyuka'ya döndüm.

"Bekle sen ben senin amına koymasını bilmez miyim!" diye bağırdım suratına ve yataktan bir hışımla kalkıp üzerine atladım. "Lan gerizekalı ben sana ne yaptım?!" diye acıyla inleyince dişlerimi geçirdiğim kafasından başımı kaldırdım ve onu serbest bıraktım. Benim kendimce haklı sebeplerim vardı ama, onlar bilmiyorlardı. O yüzden ikisi de bana ters ters bakıyorladı.

İkisinin de bakışlarını es geçerek Kiraz Çiçeğim'e doğru adımladım ve onu yataktan kaldırıp kucağıma aldım. Banyoya doğru ilerlerken Hyuka'ya seslendim.

"Biz banyo yapıp geliyoruz, sende bir şeyler hazırla da yiyelim."

♡^▽^♡

Banyodan çıktıktan sonra gidip kıyafetlerini getirip üzerine giyinmesine yardım ettim. Bembeyaz teni vardı. Kırmızı izler ne yakışırdı-

Neyse devam edelim.

Gerizekalı Hyuka'nın bağırmasıyla Kiraz Çiçeğim'i kucağıma alarak mutfağa taşıdım.

Bende iyi alıştım. Sürekli Kiraz Çiçeğim diyorum. Aman neyse kime ne zararı olacak ki?

Masaya oturdum ve Kiraz Çiçeğim'i de yanıma bıraktım. Bir şeyler atıştırdık ve Hyuka'yla alışveriş yapmak için dışarı çıktık.

♡^▽^♡

Yarın iki tane yazılım var ama ben bölüm yazıyorum. Aferin bana

 Aferin bana

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝑭𝒂𝒓𝒆𝒘𝒆𝒍𝒍, 𝑵𝒆𝒗𝒆𝒓𝒍𝒂𝒏𝒅 [𝑻𝒂𝒆𝒈𝒚𝒖]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin