6

47 3 0
                                    

Nöbete gitmek için kalkan Chaerin Jiyong'un koynunda uyandığı için afallamıştı. Ne zaman gelmişti, yanına yatmıştı ve üstünü değişirmişti? Etrafa baktı Lucas beşiğinde mışıl mışıl uyuyordu. Pencereyi araladı ve scrubunu giydi. Çekmecesini açtı. Steteskopunu aldı boynuna astı. Önlüğünü de üzerine aldıktan sonra yüzünü yıkamak için banyoya ilerledi. Koridorda ayağına takılan şey yüzünden az kalsın düşüyordu. Kahretsin diye yere eğildi ve poşete baktı. Gül şarabı? Şaka olmalıydı, Jiyong onunla dalga geçiyordu. Nefret ederdi gül şarabından ve eve geldiğinde bunu almış olması... Sabahın körü olmasa o şişeyi bi güzel fırlatır ve canı çıkana kadar ağlardı. Hem komşular rahatsız olurdu hem de Lucas uyanırdı. Ağlamak üzere olduğunu fark eder etmez yüzüne soğuk suyu çarptı, kendine gelmeliydi. Tüm hevesi kaçmıştı. Normalde makyajsız işe gitmez her sabah özenle hazırlanırdı. Bu sabah o kadar harika uyanmıştı ki ihtiyaç bile duymadı. Nr ironik ama! Bileğindeki tokayla saçını dağınık bir şekilde topladı. Evde durdukça sinirleri tepesine çıkıyordu. Çantasını ve montunu alıp kapıdan çıktı. Ayakkabısını ayağına geçirdi ve hastaneye doğru yola çıktı.

Erken geldiği için kantine çıktı. Sert bir kahveye ihtiyacı vardı. Çantasından cüzdanını çıkardı tam o sırada masasına konan kahve ile bakışlarını sola çevirdi. Günaydın Chaerin. Jiwon'du bu. Hemen gülümseyip günaydın dedi. Nasılsın? Güzelim sen nasılsın? Jiwon bu cevaba kahkaha attı. Yakışıklıyım ben de. Karşılıklı gülüştüler. Beni sen devralıyorsun galiba? Chaerin evet anlamında kafa salladı. 24 saat acildeyim bu gün. Jiwon saatine baktı. Dün seninki hakkında çıkan haberleri gördün mü? Chaerin sandalyesini itekledi. Kahve için teşekkürler Jiwon. Bardağını eline alıp acil servise indi. Sabah sabah daha fazla moralini bozmak istemiyordu.

Öğlene kadar çok yoğun hasta bakmasına rağmen ne acıkmış ne de yorulmuştu. Normalde sabahları acil bölümüne kimse gelmezdi ama bu gün alışık olmadığı bi tempoyu. Yarım saat mola için dışarı çıktı yemek yemek istemiyordu. Jiyong'a mesaj attı. Sesini duymak istemiyordu hatta yarın eve gittiğinde boşanmak istediğini söyleyecekti. Oğlum uyanıksa beni görüntülü ara mesajını gönderdikten sonra Minzy'yi görmüştü. Onun yanına gitti ve hiçbir şey demeden sigara paketinden bir tane sigara aldı. Minzy şaşkınlık içindeydi çünkü Chaerin kullanmazdı. Chaerin anlamış olacak ki uzun hikaye anlatırım bir ara deyip Minzy'nin soru sormasına engel oldu.  Son nefeslerini çekerken çalan telefonu cebinden çıkarıp açtı.

Luluu oğlum günaydın bebeğimmm. Hayat enerjisiydi Lucas onun için biraz konuştuktan sonra Jiyong araya daldı. Sigara mı içiyorsun sen? Chaerin omuz silkti cevap vermek istemiyordu. Chaerin sigara mı içiyorsun dedim? Jiyong sinirlenmişti ama eşinin umursamamazlığı üstündeydi. Eve gelince konuşacağız seninle Kwon Chaerin. Chaerin tek kaşını kaldırdı. Lee Chaerin diyecektin herhalde. Bence de konuşalım iyi olur, tabii gitmen gereken yerler yoksa. Sonra da yüzüne kapattı. Birkaç kez arayan Jiyong açmayınca pes etti. Oğlunu güzelce hazırladı ve ışık hızıyla yarışır bir şekilde hastaneye gitti.

Tıpkı acil bir hasta gibi sıra aldı ve içeri girdi. Ne işin var burada Jiyong? Lucas'ı kucağına alıp öptü. Bakıyorum pek memnun olmadın Chaerin. Göz devirerek karşılık verdi. Bakmam gereken hastalar var kimsenin zamanını çalmaya hakkın çok çık şurdan. Jiyong elini saçından geçirdi. Derdin ne senin Chaerin? Evde konuşacağız seninle Jiyong, siktir git şurdan. Tamam dedi, tamam Chaerin. Getirdiği çikolataları masanın üstüne bıraktı ve Lucas'ı da alıp hastaneden çıktı.

Haklıydı Chaerin ve Jiyong ne bok yediğini de gayet iyi biliyordu. Haklı çıkarsa belki bu kadar üstelemez sanıyordu. Jiyong Chaerin'i kaybetmek istemiyor onun hayatının şansı olduğunu düşünüyordu.

Helü arkideşler nabersiniz ya

The Loneliest//SkydragonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin