Chanin ağzından;
Pişmandım. Çok fazla pişmandım. (pişmaniye)
Jeongin beni bulduktan sonra eve gelmiş hyunjini o halde görünce kendimden nefret etmiştim. Benim yüzümden bu hale düşmüş olması beni paramparça etmişti. Neyse ki hyunjin şuan daha iyiydi. Ateşi düşmüş kabus falanda görmüyordu. Felix ve jeongin dün hyunjinin iyi olduğunu görünce gitmişlerdi, şimdi ise hyunjin yanımda uyuyor ben ise onu izliyordum.
Uzun ve bir o kadar yumuşak duran saçlarını okşamak istiyordum ama uyanmasını da istemiyordum. Hem çok fazla yorulmuştu ve hem de uyanırsa onu ve eşsiz güzelliğini izleyemezdim.
Bu yüzden kendime hakim olmaya çalışmış Hyunjine dokunmadan sadece izlemiştim.Uzun bir süre hyunjin izlemiş saldırın güzel yüzünden telefonuma gelen bildirim sayesinde kendime gelebilimiştim. Kafamı kaldırarak geriye doğru dönmüş hemen yanımda olan telefonu alarak bildirime bakmıştım. Çok önemli bir şey değildi şirket reklamlarından bir tanesiydi.
Umursamamış bildirimi silerek ayağa kalkmıştım. Hyunjine kahvaltı hazırlamam gerekiyordu.
Ne yapacağımı pek bilmiyordum ama internetten bir şeyler bularak yapabilirdim.
İlk önce lavaboya girmiş elimi ve yüzümü yıkamış son olarakta dişlerimi fırçalayarak aşağı kata inmiştim.Oturma odasında ki tableti alarak mutfağa girmiş internetten hyunjinin sevebileceği güzel bir şeyler aramaya başlamıştım. Benimde hoşuma giden ve hyunjininde beğeneceğinden emin olduğum bir kaç tane tarif seçmiş ardından tableti bir yere sabitleyerek tarifi yapmaya başlamıştım.
Kısa süre içerisinde bir kaç şey yapmış dolaptan da bir kaç şey çıkartarak masaya koymuştum. Hyunjin içinde portakal suyu ve kendim için bir fincan kahve yaparak kahvaltıyı tamamen hazırlamıştım.
Hazırladığım masaya kısa bir bakış atmış güzel olduğuna kanaat getirdikten sonra ellerimi birbirine vurarak el çırpmış ardından hyunjini uyandırmak için yukarıya doğru çıkmak için hereket etmiştim. Tam merdinevlerde çıkıyordum ki hala üstümde duran pembe çiçekli önlüğü fark etmiş hızlı bir şekilde geriye dönerek mutfağa tekrar girmiştim. Önlüğü çıkartarak aldığım yere tekrardan asmış ardından tekrar dönerek hyunjini uyandırmaya gitmiştim. Koşar adım bir şekilde merdivenleri çıkmış kendi odamın önüne geldiğimde ise yavaşlamıştım.Oldukça yavaş bir şekilde kapıyı açmış hyunjini korkutmamak için yavaş bir şekilde odaya girmiş melek gibi uyuyan hyunjin ile karşılaşmıştım. Saçları dağılmış beyaz tutamlar da dağılarak daha görünür bir hal almıştı. Pürüzsüz cildi dolgun ve pembe dudakları beni benden almış nutkumun tutulmasına sebep olmuştu.
Engel olamadığım gülümsemem ile birlikte Hyunjine yaklaşmış onun yattığı tarafa doğru giderek eğilmiştim. Kolumu yatağa koymuş çenemi dekolumun üstüne koyarak Hyunjine bakmıştım. Huzurla uyuyan hyunjin daha fazla gülümsememe sebep olurken diğer boşta olan elimi havaya kaldırmış yavaşça ve nazik bir şekilde hyunjinin yanağını sevmiştim."Hyunjinnie.. hadi uyan?"
Bu sefer elim saçlarına gitmiş sabah okşayamadığım yumuşak saçlarını şimdi bir güzel ellerimin arasına almış okşamıştım. Okşadıkça saçlarından gelen mis koku başımı döndürmüştü. Bir kaç defa daha Hyunjine seslenmiş uyanması adına bir şeyler söylemiştim.
Hyunjin yüzünü buruşturarak gözlerini yavaş yavaş açmaya çalışmış ama gözüne guren güneş yüzünden pek başarılı olamamıştı. Elini gözüne doğru getirmiş güneşin gözlerine gelmesine engel olduktan sonra tekrar yavaş bir şekilde açmıştı gözlerini. Dikkatli bir şekilde yarın açtığı gözleriyle tatlı tatlı bana bakmış benim tekrardan bir krize girmeme sebep olmuştu."Günaydın hyung"
Hyunjin yeni uyandığı için kısık çıkan ve dünden dolayı oldukça kötüleşmiş sesiyle konuşmuş bana yaptığım iğrençliği hatırlatmıştı. Yüzüm düşmüş moralim bozulmuştu ama Hyunjine belli etmemek için umursamamazlıktan gelmeye çalışacaktım.
Gülümseyerek bende hyunjine günaydın demiş ardından onu kaldırarak lavaboya yürütmüştüm. Hala tamamiyle iyi değildi ve kendi başına biraz zor yürüyordu. Bu yüzden ben ona yardım etmiş elini yüzünü yıkarken de yanında durmuş dişlerini fırçalarken hatta aşağı inerken de kucağıma alarak indirmiştim. Benim yüzümden böyleydi ve ben bunları yapmakta zorunluydum. Hoş, onun yanında daha fazla durmak kucağımda taşımak ve bir bebek misali ona yardım etmek hoşuma gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
is the cat kid? \hyunchan\
FanfictionChan: Hey bu da ne? Felix: Ne ne? Chan: Koltuğum da oturan, kedi kulakları ve kuyruğu olan şey??