" Everybody wants to rule the World "
Arzularımız, insan henüz vahşi yaratıklarken bu medeniyeti kurduran, yaştan ve öldüren arzularımız...
Şimdi sirius yanı başında ölümün pençelerinde duruyordu, Lyra ona baktı ne yapmalıydı kendi durumuna rağmen koşmalı mıydı? Yoksa onu ölüme mi terk etmeliydi? Etik miydi bu? Başlı başına savaşın kendisi etik miydi zaten?
( Saatler önce )
Çocuklar çadırda otururken gelen patronusla herkes ayaklanmıştı. Dumbledore'dan gelen patronus mesajı iletti,
" O geliyor "
Hazırlanmaya bile zaman ayrılmadan Hogwarts'a cisimlendiler, cisimlenme duvarı yıkılmıştı.
Etraflarından geçen büyülerle olayın ciddiyetini daha iyi kavramışlardı,
Kendilerine gelen lanetlere karşılık vermeye başlamışlardı.
Rem: Sanırım buradan çıkamayacağız,
Lyr: Deme öyle, çıkacağız
Sırt sırta vermiş etraflarını saran ölüm yiyenlere karşılık veriyorlardı,
Rem: Asteria olsun,
Lyr: Ne?
Rem: Kızımız olursa adı Asteria olsun,
Lyra gülümsedi, umarım olurdu, umarım hayalleri buraya gömülmezdi
Çokça çatışma sonunda beklenen ikili karşı karşıya gelmişti...
Vold: Vay vay bayan Black, sizinle karşılaşmak ne güzel,
Lyr: Seni gelip ininde öldürecektim Tom, neden buraya geldin ki?
Vold: belki rolleri değiştiğimizdendir.
Voldemortun attığı lanetle çatışma başladı, sirius'un nagini yi öldürmesiyle her şey alevlenmişti, bu son hortkuluk muydu yoksa bir yerlerde Harry Potter'ı mı bekliyorlardı bilemedi Lyra,
İki öldüren lanet çarpıştığında sadece birinin galip geleceği belliydi, bu bir rüya değildi bir anı değildi, dibine kadar gerçekti...
Nagini ölüyordu bu sırada etraftaki siyah dumanlar ve sirius Lyra'nın dikkatini dağıtır godi olduğunda lanetle burun buruna gelmişlerdi ama tam bu sırada Dumbledore devreye girdi,
Çok zayıf düşmüştü artık Voldemort, ruhu bedeninden ayrılırken bir parçası son hızla Lyra'nın vücuduna çarptı.
(Şimdiki zaman )
Sağ tarafına döndüğü anda yerde yatan sirius'u gördü adımını attı ölecek gibi hissediyordu voldemort un ruhu tüm damarlarında dolaşıp onu öldürüyordu sanki,
Sirius'a ulaştı, ellerini tuttu ve her şey karardı,
Onlara doğru koşan regulus hayatını veriyordu sanki,
Reg: HAYIR HAYIR HAYIR YALVARIRIM BENİ BIRAKMAYIN!
etraftaki herkes ölüleri toplamaya başlıyordu, bitmişti artık savas bitmiş, enkazı kalmıştı.
(...)
Hastane odası, umut dolu bir bekleyiş...
Sirius ve Lyra hâlâ el ele yatıyorlardı yataklarında, sonunda biri gözünü açtı,
Sirius etrafına baktı, gözleri ışığa alışamamıştı, elindeki eli fark edince sol tarafına döndü,
Sir: Lyra...
(...)
Sirius uyanalı saatler olmuştu ki odada biri daha uyandı,
Yeşil gözler odada göz gezdirirken çok sevdiği iki ela ile göz göze geldi,
Lyr/Rem: Sevgilim...
(...)
