Bu sesi 2 km öteden duysam gene tanırdım. Bu ses;Namı değer Psikopat oduna aitti.
Tam yerimden kalkıp kaçıcakken kolumdan tutan eller buna izin vermedi.
İçimi çok büyük bir korku kaplamıştı. Bu 2. Kaçışım oluyordu fakat ikisinde de yakalanmıştım.Çekirge 1 sıçrar 2 sıçrar 3 te...
Kolumu tutan eller banktan kalkıp w beni sürüklemeye başlamıştı. Ayağım kötü durumda olmasına rağmen hayla direnmeye çalışıyordum.
"Jisung. Yürü"
Aşırı sakin bir sesle konuşuyordu fakat gözleri pekte sakin değil gibiydi.Hayla kolumu çekiştirirken bende onun kolundan tutup ısırdım..
Bir anda durup kafasını yavaşça bana doğru çevirdi.
Bir kaç saniye bana baktıktan sonra beni kendine çekip dizlerimin ve belimin altından tutup beni kucağına aldı. Boş durmuyum ben ? Daha çok tepinmeye başlamışken beni bir arabanın kapısına getirdi. Bu arabayı çok iyi tanıyordum.Kapı otomatik açılınca beni kucağından indirmeden arka koltuğa oturdu.
"Chan, sen sür "
Öne baktığımda Chan hyungda vardı. Arabadan inip şoför koltuğuna geçti.
Yanımdaki kıpırdanlıkla arkama baktım. Bu kimdi aqMinho adama bir bakış attığında adam hemen arabadan inip ön koltuğa geçti. Chan hyung arabayı çalıştırmaya başladığında minho'nun kucağından inmek için çabalıyordum.
"Jisung! Rahat dur!"
Deminki sesine aksi sert bir sesle konuştuğunda haraket etmeyi kesip. Beklemeye başladım. Bir andanda evde neler olacağını düşünüyordum. 10-15 dk sonra araba durduğunda eve geldiğimizi anlamıştım. Kapı açılınca minho beni indirmeden arabadan çıkıp eve doğru yürümeye başladı
Eve girdiğimizde minho çok sakin bir şekilde -sakin olduğunu düşünüyorum- beni salondaki koltuklara oturttu. Kendisi üst kata giderken seslendi.
"Bekle beni gitme bir yere"
Bu halde nasıl gidebilirim ?Bir kaç dakika sonra minho elinde ilk yardım çantasıyla yanıma oturdu.
Şuan Minho sakın görünsede biraz sonra neler olacağını az çok kestirebiliyordum.
Minho tekrar ayaklanıp mutfağa doğru ilerledi. Buzluktan bir buz kalıbı çıkarıp yanıma geldi. Önümde diz çöküp burkulmuş olan sağ ayağımı eline aldı. Biraz baktıktan sonra buzu bileğimin üstüne koydu. Ani gelen soğuklukla ayağımı çekicekken elleri engel olmuştu.
Bileğime biraz buz tuttuktan sonra çantadan bir krem çıkarıp bileğime sürdü biraz yanma ve gıdıklanma hissiyle ayağımı çekmeye çalıştım.
"Kıpırdama jisung."
Kıpırdanmayı kestikten sonra bu sefer çantadan bir bandaj alıp bileğime sarmaya başladı. Sardıktan sonra açılmasın diye bandıda yapıştırıp yerdekileri topladı.
Ayağa kalkıp bana kaş göz hareketleri yaptı. Ona 'ne' der gibi kafa salladıktan sonra derin bir nefes çekip alt dudağını yaladı.
"Odana jisung. Yatmaya git"
Kafamı sallayıp koltuktan kalktım. Topallaya topallaya merdivenlerin önüne gelmiştim. Bir merdivene birde ayağıma bakıp yaralı olmayan ayağımla tek ayak üstünde zıplayarak çıkmaya başladım. Yani sadece bir basamak çıkmıştım. Minho bu halimi görmüş olacak ki yanıma gelip beni tek hamlede zorlanmadan kucağına alıp odama taşıdı.
İçeri girip ışığı açıp beni yatağımın üstüne bıraktıktan sonra üstümü örtüp tam odadan çıkacakken bir anda durup konuştu.
"Bu olanları unuttum sanma güzelim. Yarın konuşulacak hepsi"
Helvam neyli olacak sorusunu sormanın tam vaktiydi bence.
Işığı kapatıp odadan çıktıktan sonra Kendimi yarın neler olduğunu düşünürek pekte huzurlu olmayan bir uykuya bıraktım.
Bölüm çok kısa olduuuuu.
Bir günde 2 bölüm yazar noluyoğ noluyoğğ HAHAKABS
Birçok kişi yb atmamı istemiş sizi kırmayım bari .
Sizi çok seviyorummmm iyi gecelerrrr💗👋