Jisung
"Binnieee" yemeğimi yedikten sonra eve changbin hyung gelmişti. Beraber kart oyunları oynamıştık fakat hayla minho eve gelmemişti. Kwangsuya sorduğumda birazdan gelicek demişti ama.
Canım sıkılırken changbin hyunga sesleniyordum ama binnie dediğim için bakmıyordu bana. Koltukta oturan binniemin üstüne atladım hemen.
"Changbin hyungg."
"Efendim jisung, söyle de rahatla sabahtan beri binnie diye bağırıyorsun."
"Ya canım sıkılıyor. Ayrıca binnie diyince daha güzel oluyor, sus sen. Minho eve ne zaman gelicekkk."
"Gelir birazdan, chanla beraberdiler en son ama, Chan hyungun kocaya kaçmış."
"Nasıl ya kime kaçmış?"
" Nereye olucak, Seungmin'in yanına."
Dediği şeyle küçük bir kıkırtı çıkarıp, koltuğun üstündeki changbin hyungun telefonunu eline koydum.
"Bir daha arayalım, birşey olmaz açar belki, hem demin-"
Telefonun çalmasıyla susup kimin aradığına baktım. Kaydedilmemiş bir numaraydı. Hyung hemen açıp kulağına koydu, ben de biraz yaklaşıp dinlemeye başladım. Hiç birşey duyul muyordu kii.
"Evet buyurun."
"Nasıl lan."
Changbin hyung hızla ayağı kalkınca bağırdı hemen.
"Neredesiniz. Hangi hastane? Tamam geliyorum."
Ne hastanesi be, noluyor.
Changbin telefonu hemen kapatıp başka bir numara aradı.
"Ya hyung noluyor? Ne hastanesi, birisine birşey mi oldu ?"
Changbin hyung, beni dinlemeden telefondan birisini arıyordu.
"Alo Chan"
"Minho kaza yapmış, ........... Hastanesi. Tamam tamam çıkıyorum."
Minho? Kaza? Anlamdıramadığım şey yüzünden gözlerim dolarken, changbin hyungun ceketini elimin içine toplayıp aşağı çektim beni dinlemesi için.
"H-hyung ne hastanesi, minho'ya ne oldu nereye gidiyorsun."
"Birşey yok jisung biz akşam geliceğiz tamam mı, bekle kwangsu hyungunla sakın dışarı çıkmak yok hadi görüşürüz" deyip apar topar koşmaya başladı. Arkasından beni alması için bağırırken, kendi sesimi bile zor duyuyordum. Yavaşça yere oturdum.
Kaza dedi ? Minho dedi? Hastane dedi.
Hayır lütfen hayır.
Minho eve gelicekti hani ne kazası ya hayır birazdan gelicem diyen oydu.
Nerede Kaldı.
Algıladığım gerçekle, göz yaşlarımı tutamaz oldum. Bir tane derken arkasından gelen göz yaşlarımla şiddetlice ağlamaya başladım, kabul edemediğim gerçekle.
Biraz sonra bedenimi kaldıran kollara baktım, bir ümit minho'dur. Belki şaka yapmıştır bana. Hayır, değildi. Kwangsu beni yerden kaldırıp koltuğun üstüne oturtturdu.
"K-kwangsu, minho nerede, o yapmadı demi kaza, başkası yaptı?"
"Şht jisung şht. Biraz yatalım mı seninle hm? Hem uyan8nca belki minho hyung gelir ne dersin?"
"Hayır istemiyorum, minho şimdi gelicek bekle."
"Tamam jisung gelicek yat sen uyu-"
"Yatmıycam dedim ya! Gelicek şimdi minho bana ne."
"Tamam tam-"
Kwangsunun kollarını bana sarıp sakinleştirmeye çalışmasıyla, daha çok daralıp kollarını ittirdiğim gibi üst kata odama koştum.
Odama girip, kapıyı ardından hemen kilitledim. Kimse gelemezdi, sadece minho gelebilirdi. Onda odamın yedek anahtarı vardı, açardı o.
(Kemalim yapmaz geldi aklıma)
Kapımın tıklanmasıyla kwangsu olduğunu anladım. Minho asla kapı tıklamazdı ki.
"Jisung bak aç kapıyı hadi, birşey olmadan aç minho küçük bir kaza geçirmiş, hastanede eminim gelicektir. Aç kapıyı."
Hayır hayır hayır. Doğruymuş doğru, minho kaza geçirmiş.
Göğsümün daralmasıyla üstümdeki tişörtün boğazını, biraz çekiştirip nefes almaya, rahatlamaya çalıştım. Olmuyordu, yetmiyordu. Hemen pencereyi açıp nefes almaya çalıştım.
Hayla akmaya devam eden, göz yaşlarım yüzünden ıpıslak olan yüzümü elimle sildim.
Minho gelicek miydi yanıma?
Ehe ehe burda bitirdim. İyi bok yedim
Naberrrrrrrrr ya benim hikayem etiketlerde düşüyor yükselmesi için ne yapmam lazım sizce valla hiç sevmedim düşme olayını zhgzhzgs
Neyse fıstıklat nasılsınız tatil nasıl geçiyor anlatın bakalım dinleyelim
Öptüm yedim bitirdim siziiiiiii baybayyyy bir dahaki bölümdeee görüşürüzzzzz bayyyyy 💗💗💗💗💗💗💗💗💗💓💓💓💗💗💗💗