Sabah kalktığımda burnuma dolan nane ve sigara kokusuyla gözlerimi açtım. Açar açmaz karşımda P. Odun görmek güne pek güzel başlamamı sağlamazken karşımdaki beden kıpırdanmaya başladı. Bir anda gözlerini açıp bana bakmasıyla küçük bir şok geçirdim. Adam hödü gibi açıyor gözlerini.
"Uyandın mı ?" Sence ?
Yerimden hızlıca kalkıp kendi odama doğru koşmaya başladım. bu adamla birlikteyken garip hissediyordum.
Minho'dan
Yanımdan kaçan sincapla hafif sırıtıp bende yataktan kalkarak dolabıma ilerledim. Jisung'un bu tatlı hallerini seviyordum. Onu koruyup cebimde saklamak istiyordum.
Üzerime hemen takımlarımı giyip küçük sincabın odasına gittim, dün ne kadar şımarmış olmasına rağmen ona kızıp kıyamıyordum.
İçimdeki bir his bunu engelliyor gibiydi.Yaramazlık yapmış olmasına rağmen onu şirkete götürcektim. Ve bu sefer çalıştırmayı düşünmüyordum.
"Jisung? Hadi duşa gir, şirkete gidicez bugün."
"Bugün mü? Ama ben gelmek istemiyorum."
Dudaklarını büzüp bana baktığında sırıtmadan edemedim çok tatlı gözüküyordu, bebek gibi."Gelmek istemiyorum falan yok, duşa git. Bugün ev boş olucak hizmetliler izinli. Ee malum pencereyi çekmece ile kırıp,kaçma planları yapan bir sincabı evde tek bırakmaya kalmaz."
Jisung, dediklerinden sonra askıda ki havluyu alıp hızlı hızlı yere Bakarak banyoya gitti. Bende odasından çıkıp aşağı kata indim. Hizmetliler son işlerini yapıp çıkmak için hazırlanıyordu. Onlar evden çıkana kadar bende laptopun başına geçip çalışmaya başladım.
15-20 dakka sonra saçları ıslak,üstünde bol siyah bir tişört,altındada gri bir eşofman ile gelen jisung'u gördüm. Masaya yaklaşıp karşımdaki sandalyeye oturdu.
"Saçlarını niye kurulamadın ?"
Eliyle hafif saçlarını dağıtıp bana baktı.
"Hava çok sıcak"
Onaylayan mırıltılar çıkartıp geri kahvaltımı döndüm jisung'a baktığımda oda büyük bir iştahla yemeğini yiyordu. Onu izlerken çok huzurlu hissediyordum, sanki ben bir siyahlığım ve oda bu siyahlığa renk katan boya
(HDJZBZ benim romantiklik bu kadar oluyor hdzksn)Kahvaltıyı yaptıktan sonra jisung'a çıkmamız gerektiğini söylemiştim yukardan çantasını alıp geri aşağı indi. Yüzüne baktığımda aşırı bir somurtkanlık vardı. Evet normalde de somurtkan davranıyordu bana karşı fakat şuan daha bir farklı gibiydi ?
Evden çıktığımızda arabaya binip jisung'u beklemiştim Jisung'ta bindiğinde sadece beklemiştim, arabayı çalıştırmayarak bir konuşma açmasını bekledim.
"Neden gitmiyoruz ?"
"Anlat"
"Neyi ?"
"Donunun rengini "
Şaşırmış bir şekilde bana bakıp düşünüyordu. Ciddiye mi almıştı beni ?"
"Jisung mal mal düşünme şaka yaptım. Niye bu kadar somurtgan bir ruhsuzsun."
"Bir şey yok kii."
"Jisung. Anlat hadi bebeğim"
Yine bana mal mal bakıp dalmışken, eli yüzü kızarıp kafasını aşağı eğdi.
"Bana ceza mı vericeksin ?"
Hee şimdi anlaşıldı bu bebenin derdi.
"Hayır."