2. derse girecektik ve hâlâ minho ortalıkta yoktu, arkadaşlarına sormak istedim fakat bana öyle bir bakıyorlardı ki, öldürecek gibi çok korkunçlardı.
"etrafı süzmeyi kesecek misin artık?" o kadar dalgındım ki bir anda changbin'in soruyu sormasıyla irkilmiştim. hemen dedikodu yapan üçlünün ortasına kafamı gömdüm.
"amına koyayım minho niye hâlâ gelmedi ikinci derse gireceğiz hâlâ yok meraktan gebericem artık" aslında bu kadar kafaya taktığım için jeongin sinirden geberecekti artık. bu duygu ona güç vermişti ve enseme ellerinin dokuları geçecek şekilde vurmuştu.
"AH" bi anda herkes bana döndü, sınıftakiler bana bakmaya devam ederken jeongin'e çıkışta görürsün bakışı atmıştım ve ensemi ovmaya devam etmiştim. cidden canım çok yandı.
"orospu çocuğu" diye mırıldandım. "Efendim? ne dedin? duyamadım" diyen jeongin'e bu seferde ben tokat attım. şu an o yanağını ovuyordu, ben ise ensemi ovuyordum. chan ile changbinde doğmalarının sebebini sorguluyorlardı.
...
"geç kaldığı için gelmemiş miydi acaba? üçüncü derse gireceğiz birazdan çünkü, of patlicam" gözlerim hâlâ kapıyı süzerken ders zilini duydum ve aynı zamanda kapıdan içeri füze gibi giren minho'yu gördüm,
"tanrım şimdi mi gelinir kimya sınavında napıcaksın?" sırasına geçtiği gibi yeji minho'nun yanına uçtu. benimle alakalı bir şeyler dediğinin farkındaydım, çünkü anlattığı şeyle eş zamanlı bana bakıyordu.
kulağından ayrıldığında, nefes nefese olan minho bakışlarını bana yöneltti gülecek gibi oldu fakat yapmadı ya da ben güleceğini sandım.
...
fizik dersinden çıktık, minho'nun yanına gitmem gerektiğini fark ettim çünkü örnek soruları ona gösterecektim.
ben daha yanına gidemeden o arkadaşlarıyla sınıftan çıktı. bende "geldiğinde bakar artık" diye kağıdı masasının üstüne koydum. fizik dersi vücudumu uyuşturuyordu bu yüzden uyuya kaldım kağıdı bıraktıktan sonra.
kafamı kaldırdığımda 1 ders geçmişti, kimya dersine girecektik yani quiz olacaktık. minho yanıma geldi, "kağıdı verecek misin jisung?" bir dakika ona zaten kağıdı vermiştim. "kağıdı masanın üzerine koymuştum minho" bakışlarını masasının üzerine yöneltti aynı anda bende.
...
"gördüğün gibi yok, uyuduğun için koymuş olduğunu sanıyorsun bana kalırsa" hayır amına koyayım gerçekten koymuştum.
"minho gerçekten masanın üzerine koydum, biri almış olmalı" bakışlarımı sınıfa gezdirdim, ayreten herkese sormuştum görmediklerini söylemişlerdi.ders zili çaldı, aynı hızda kimya hocası da içeri daldı. her şeyi kaldırmamızı bağırarak söylemişti. yerlerimize geçtik sıraların üstünde sadece kalem silgi ve uç kalıcak şekilde boşalttık.
Quiz:
dün gece örnek sorulara bakmasam bile yapabileceğim sorulara baktım tak tak hepsini yaparken, minho ağlayacak gibi kağıda bakıyordu. o kağıdı alanı bi bulursam
göstericem ona gününü diye aklımdan geçirdim bir yandan da ona yardım etmeye çalışıyordum fakat nafile, hocamız'ın gözü her saniye bizim üstümüzdeydi.bir kaç dakikalığına sınıftan çıkmasını fırsat bularak minho'ya hiç bir şey demeden kağıtlarımızı değiştirdim, en azından bunu yapabilmeliydim. sınıftakileri de tehdit etmekten başka bir şey seçenek bulamadım hepsi şerefsizdi. tabi ben bunu yaptığımda yeji'nin ufak çaplı krizlerini görmesem de duyuyordum, yaptığım şey ile kendimle de gurur duyuyordum.
Quiz bitişi:
hocamız sınıftan elinde kağıtlarla çıktığında minho yanıma geldi. "Jisung ben teşekkür ederim yardımcı olduğun için fakat hoca anlamasın diye bazı yerleri değiştirdim" ananı satim bende değiştirmiştim, her neyse sorun değildi. şimdi öğlen idi minho'yu resim atölyesine davet edecektim. "sorun değil, şey diyecektim benimle resim atölyesine gelmek ister misin?"
çok mu aceleci davrandım acaba bayağı bi düşünmüştü çünkü. kafasını hafif bir şekilde aşağı yukarı salladı, "tabi gelirim" dedi.
modum zaten yerindeydi bunu demesiyle daha da yükselmişti.
"pekâlâ ben aşağı da bekliyor olacağım, sende yemeğini al" gülümsedi, gülüşüne yüz kurşun yiyeceğim.
...
atölyeye gelmiştim, minho'yu bekliyordum.
bir anda onu test etmek istedim ve uyuyor numarası yaptım. kapı sesi duydum gelmişti nerden anladın demeyin bu yürüyüş dünya üzerinde bi minho'ya ait.yanıma geldi ve suratıma biraz yaklaştı, nefes alış verişinden güldüğünü anlamıştım.
üstüme örtü atıp atölyeden çıktı. gözlerimi açtığımda yoktu, gitmişti. oturur pozisyona gelip yere bakıyordum, kendimi bok gibi hissediyorum tam olarak şu anda.
bölüm sonu.
![](https://img.wattpad.com/cover/336250685-288-k112441.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ı watch you sleep//minsung☆
Fiksi Penggemar"JİSUNG BİRİSİ UYURKENKİ FOTOĞRAFLARINI PAYLAŞMIŞ"