Kai tüm surat asıklığıyla hala kasvetli havaya maruz kalmış barda oturuyordu. Yanında bir adet sevimli velet varken sadece konuşup rahatlamak istiyordu. Yaşadıkları kolay değildi. Babasının özellikle de Kyungsoo'nun annesini bu kadar çabuk unutmasına kızmıştı. Belki de haklıydılar ama bu kimin umrunda ki? Kai sadece annesini istiyordu. Yapmacık bir üvey anne ve sapık bir kardeş değil!
''Bu kadar somurttuğun yeter Kai. Ne olduğunu anlatmayacak mısın?'' Tatlı bir tonda konuşmuştu arkadaşı. Kai'nin üzgün olması dayanamadığı şeylerden en fazla olanıydı.
''Elimde değil Luhan. Resmen başka bir kadını annem yerine koymamı istiyorlar ve Kyungsoo ... ondan nefret ediyorum.'' Kai oynadığı içki bardağını yeniden ağzına götürdüğünde yakıcı hissin onu sarmasına izin verdi.
''Böyle söyleme Kai , Kyungsoo bunu duysa ne kadar üzülürdü. Biliyorum ciddi değilsin ama onu bilirsin fazlasıyla kırılgan biri.'' Luhan ikisini de iyi tanırdı. Kai gibi Kyungsoo'da fazlasıyla utangaçtı. Aralarındaki bağsa bir sebepten ortaya çıkmıştı. Aşk denen o küçük şey.
''B-biliyorum.'' Kai boş bardağa bakıp mırıldandı. Luhan ise sadece olayları anlamak istediğini belirten cümleler kurmuştu.
''Şimdi bana ne olduğunu anlatır mısın? En başından.''
''Biliyorsun onları ilk defa görüyorum ama o çocuğun bir şeyleri olduğu belli.'' Kai tüm olayı anlattıktan sonra konuşmasına kısa cümleler ve bıktığını belirten fısıldamalarla doldurmuştu.
''Ne var? Alt tarafı seni izliyorum demiş.'' Luhan alaycı bir tavırla içkisini yudumlarken konuşmuştu. Basit bir şey olarak görmüştü çünkü Kai ve Kyungsoo'nun ayrılmayacağından emindi. Onların aşkını en iyi bilen bir kişiydi.
''Söylediği zamanki yüz ifadesini görseydin sen de en az benim kadar kızardın.'' Kai kaşlarını çatıp yanıtladığında Luhan ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.
''Biliyorsun şu an önemli olan baban ve Kyungsoo.''
''Onlarla konuşmak istemiyorum. Başka birini anne olarak kabul etmem , ayrıca Sehun denen soğuk herifi de kardeşim olarak istemem. Hiç kimse umrumda değil. Bu yaptıkları annemi aldatmak.'' Elinde tuttuğu boş bardak daha da sıkıldığında Kai derin bir iç çekip gözlerinin dolmasına izin verdi.
''Kai o gitti. Babanın da senin gibi hayatına devam etmesi gerekir. Annen sen ve Kyungsoo'yu öğrense sence ne tepki verirdi? Sen abinle sevgili olabiliyorsun ama baban birini sevemiyor öyle mi?'' Luhan otoriter düşünmeye çalışıyordu. Kai'nin de budurumda söyleyebileceği sadece inadını korumak oluyordu.
''Tamam böyle söyleyince doğru gelebilir ama bunu ben istemedim bir anda oldu.''
''Belki babanda bir anda sev-'' Luhan o kelimeyi söylememeliydi , Kai bunu duymayı asla istemezdi. Annesine bağlıydı o , Kai her zaman en çok sevendi. Dolayısıyla en çok incinen. Bu kalp ağrısıysa onu daha kötü biri yapıyordu. Bencil olmasına sebep oluyordu.
''SAKIN! Luhan bunu söylersen kalbini kırarım! O annemden başkasını sevemez.'' Kai katı bir şekilde Luhan'a bakarak söyledi. Sevimli bir surat karşısındaysa anca iki saniye kızgın kalabilirdi.
''Babanda bir insan Kai. Ona da yeni ailene de izin ver. Sadece gözlem yapsan bile yeter. Sonunda sen de babanın mutlu olduğunu görmek istemez misin? Gerçekten mutlu?''
Olabilirdi , Kai buna izin verebilirdi ama bir süre sorun vardı. En büyüğüyse kendi duygularıydı.
''Ne zaman evleneceklerini bile bilmiyorum. Üzgünüm Luhan b-ben bunu istemiyorum.'' Luhan Kai'yi ikna edememişti. Bu yüzden en azından ilk gece düşüncesiyle Kai'ye izin vermişti. Kafasını toplaması için zaman , ağlayıp rahatlaması için de bir omuz vermişti. Arkadaşı olarak en azından bunu yapmak istemişti.
***********
Kai kendini bir anda garip bir durumun içinde hissetti. Onları rahat bırakmalı mıydı? Annesinin unutulmasına ziin vermeli miydi? Yeni ailesini kabul etmeli miydi? Peki ya abisiyle ilişkisini öğrenselerdi?
Babası bile bilmiyordu oğullarının arasındaki ilişkiyi. O an düşündü onların düşüncesini önemsemezdi Kai ama ya Sehun bunu öğrenip de ortaya çıkarsaydı.
Onlar saklamayı tercih etmişti.
Kyungsoo korktuğundan , Kai ise sadece Kyungsoo istediğinden babasına bir şey söylememişti. Başka bir sebebiyse belki de babasına ve annesine ihanet etmiş gibi hissettiğindendi.
Bu konular fazlasıyla yorucuydu. Kai sadece daha az düşünebilmek istiyordu. Sakin bir kafayla rahatlamak istiyordu.
Bu yüzden hafif sarhoş olmasına rağmen annesinin odasında onun fotoğrafına bakıp uyumak istedi. Meleğinin huzur verici sesiyle uyumak istemişti.
Belki de çok fazla şey istiyordu Kai ama ona lazım olan sadece bir sarılmaydı. Rahatça sıcaklığa hapsolmaktı.
Şimdi ise evinin kapısının önünde durmuş etrafı kolaçan ediyordu. Işıklar kapalıydı. Kai bu yüzden eve girmeye hazırlandı.
Muhtemelen sahte ailesi gitmişti ve babası da yatmıştı. Kyungsoo ise büyük bir ihtimal Kai'nin gelmesini bekliyordu. Bu yüzden sadece Kyungsoo'ya ihtiyacı olduğunu hissetti. O sırada aklına telefonu geldi. Belki aramışlardır düşüncesiyle karanlık ekranda ışığı açtı.
Kyungsoo'dan 20 den fazla arama ve mesaj vardı. Tüm mesajlarsa Kai'nin haksız olduğunu belirten cümlelerden ibaretti. Bu onu incitmişti ama Kai her zaman ki gibi abisinden vazgeçemiyor sadece onun kısa bedenini kolları arasına almak istiyordu.
Hızlıca anahtarını çıkarıp karanlık odaya girdi Kai. Etrafta bir süre göz gezdirdiğinde kapının yanında misafirlerin gitmediğini belirten ayakkabılar olduğunu gördü.
'Neden hala buradalar?' diye düşünmüştü. Yeni düşünceleriyse mutfağın ışığının yanmasıyla son bulmuştu.
Yavaş ve sessiz adımlarla kısa koridordan mutfak kapısına geldi. Aralık olan kapıdan içeriye baktığında asla tahmin edemeyeceği o görüntüyle karşılaştı.
Hayatı boyunca tek sevdiği kişi ,uğruna ölecek kadar sevdiği tek ailesi , o soğuk adamla birlikteydi.
Öpüşüyorlardı. Sehun Kyungsoo'yu yanaklarından tutmuş öpüyordu. Kyungsoo'nun yüzü gözükmese de çıkan sesler öpüştüklerinin kanıtıydı.
İşte o an Kai öldüğünü hissetti. Annesinden sonra ilk defa bu kadar kötü hissetmişti. Şimdi yapabileceği tek şeyse içindeki öfkeyi de alıp orayı geldiği gibi terk etmekti.
Selam ^-^ Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. Geciktiği için de ayrıca özür dilerim. Hepinizi öpüyorummm *-*-*-*-*-*-*