Acı Aşk -Part1-

340 24 50
                                    

Minik bir çocuk .. tüm tatlılığıyla savunmasızca durur. Kalbini kırıcak şeyler çok fazladır çünkü o içten içe her şeye sahip olmak ister ama minik bir çocuk da olsa öfkesine yenik düşebilir. Kaybettiği tüm kötülükleri geri kazanıp saflığını , temiz ruhunu bir kenara atabilir.

Sehun'da tıpkı bir çocuğa benziyordu. Her şeyden çok çabuk etkilenip kaybedince kendinden geçiyordu. Bu kendine ve sevdiklerine zarar vermek bile olsa sadece yapıyordu. Umursamaz küçük bir çocuk gibi ... kolayca hapsoluyordu.

Şimdi ise bütün bu konuşmalar arasında sıkışmış , tıpkı bir fazlalık gibi orada duruyordu. Geldiğinden beri Kyungsoo'yu hep önemsemişti Sehun , onu her zaman hayalini kurduğu abisi yerine koymuştu ama şimdi ... tüm o aşk sözcükleri ve öpücükten sonra kendini yok olmuş hissetti.

*Sakladıkları halde nasıl umursamazca öpüşebilirler ki? Bir açıklama bile yapmadan. Beni umursamadan.* Sehun'un aklından geçen tüm bu düşünceler 'o' seslerin geri gelmesine neden oluyordu. Eski günler ise Sehun'a zarar verecek en büyük darbeyi oluşturuyordu.

Onu bütün bu karmaşadan , en çok da uğultulardan kurtaransa yeniden ve yeniden aşık olduğu o ses oluyordu. Sevdiği adamın o eşsiz sesi oluyordu.

''Sehun?''

''S-siz ... siz?'' Sehun eğdiği başını kaldırıp şaşırdığını belli edercesine büyüttüğü gözlerini ikiliye döndürdü. Soo'nun eli çoktan sarılmış bir şekilde odada oturuyordu fakat Sehun minik bir adım olsa bile yerinden kıpırdayamıyordu.

''Şey ... evet biz.'' Kai nasıl bir açıklama yapacağından emin olmadığından sadece ensesini kaşıyordu. Hafif de olsa gülen yüzü ise Sehun'u içten içe öldürüyordu.

''Babanın haberi yok değil mi?''

''Sen öğrenen ilk kişisin.'' Kai elindeki bezleri çöpe attığında salona doğru yürümeye başladı. Sehun ise ilk defa hareket edip bir kaç adım attı.

''Kyungsoo hyung iyi misin?'' Sehun koltuğa oturduğunda karşısındaki kısa bedene bakıp sordu. Kyungsoo ise büyük bir mutlulukla Kai'ye bakıp konuştu.

''Hiç bu kadar iyi olmamıştım.''

''Sehun.'' Kai Kyungsoo'nun yanındaki yerini aldığında aklına gelen sorularla konuşmaya başladı.

''Biliyorsun bunu bilen tek kişi sensin v-''

''Bir şey söylemene gerek yok Kai. Sırrınız benle güvende.'' Sehun bu duruma daha fazla katlanamayacağını hissettiğinde hızlıca yanıtladı. Kyungsoo'yu saran kolların onu sarmasını , o kalın dudakların her zaman kendi dudaklarını öpmesini istedi fakat Sehun her zaman ki gibi çok şey istediğinin farkında değildi.

''Teşekkür ederiz.'' Kyungsoo araya girdiğinde Sehun hareketlenip ayağa kalktı. Kapı eşiğinde duran valizini ve çantasını eline aldığında geriye dönüp ikiliye baktı.

''Sorun değil ama odam nerede?''

''Yardım edeyim.'' Kai ayağa kalktığında Kyungsoo'nun elini tutan elini gevşetip sevgilisine baktı.

''Sen dinlen Soo .. az sonra gelicem ve konuşucaz!'' Kyungsoo cevap olarak sadece gülümsediğinde Sehun çoktan merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Kai de ona katıldığında öne geçmesi için kısa bir süreliğine duraksadı.

''Bana ver.'' Kai Sehun'un elindeki çantalardan birini aldığında Sehun sebepsizce kızardığını hissetti. Aşk ... gerçekten ufacık bir şeyden bile etkilenmek miydi?

''Y-yarın öğlen kalan eşyalarım gelecek. Gürültü için kusura bakmayın.''

''Sorun değil Sehun. Peki ... bu durumdan ... yani abimle sevgili olmam ya da bir erkekten hoşlanmam seni rahatsız etti mi?'' Kai bir anda sorduğunda kendi gibi Sehun da şaşırmıştı. Bozuntuya vermeden cevapladığındaysa rahatça yeni odasına daldı.

''Sizi sorgulamaya hakkım olduğunu sanmıyorum Kai ...'' Sehun kısa fakat acı dolu bir gülümseme verdiğinde Kai'ye bakıp devam etti.

''Sonuçta sadece üvey kardeşinizim.''

''Sehun sen aileden birisin.''

''Galiba öyle ... ayrıca kalp bu ... kimi seveceğini seçemiyorsun. Yine de sizi anlıyor olmamın en büyük sebebi benim de erkeklerden hoşlanıyor olmam.''

''S-sen de mi?'' Kai şaşkınlıkla gözlerini büyüttüğünde bir anlığına da olsa ilk gün ki Sehun aklına geldi. Hemen saçma düşünceleri silkelediğinde ise Sehun'a kısa bir cevap verip merak ettiği sevgilisin yanına indi.

''Buna sevindim. O zaman iyi geçinelim Kim Sehun.''

''Öyle olsun Kim Kai.''

*******

Kyungsoo sabırsızlıkla beklediği sevgilisinin gelişinin ardından ona kocaman bir sarılma verdi. Uzun süren ayrıldıktan sonra bunu özlemişti.

''Neden kendine dikkat etmiyorsun Soo? Senin için ne kadar endişelendim haberin var mı?'' Kai geri çekildiğinde elinden tuttuğunda Soo ile birlikte koltuğa oturdu. Kyungsoo ise dolan gözlerini belli edercesine Kai'ye bakıp konuştu.

''Ben ... Kai ben seni kıskandım. Hem de çok. Ya da kıskandığımı bahane ediyorum ... bilmiyorum sadece seni çok özledim.''

''Kıskanmak mı? ... Ama neden?''

''Hastalandığın gün seni Sehun'a sarılırken görmek canımı yaktı. E-engel olamadım.''

''Soo o zaman hastaydım ve suyun soğukluğundan Sehun'a sarıldım. Ayrıca kıskançlıktan konuşacaksak böyle söylemeye hakkın yok çünkü asıl ben seni Sehun'dan kıskandım. Hastalandım ve sen hala bana bir açıklama yapmadın.'' Kai kızgınlıkla somurttuğunda Kyungsoo gözlerini genişletip karşısında oturan gence baktı. Durum ne ara kıskançlığa dayanmıştı?

''N-ne? Anlıyorum. Beni neden Sehun'dan kıskandın ki?''

''Tanrı aşkına Soo! Beni delirtmeye mi çalışıyorsun? Tabi ki onu öptüğün için kıskandım. Bunu ... bunu bana nasıl yaptın aklım almıyor. Bir haftadır bu düşüncelerle kafayı yediğimi anlamıyor musun? O-''

''Kai dur! Ben Sehun'un hiç öpmedim ki?''

''Ne diyorsun sen gözlerimle gördüm.''

''Ne zaman?!'' Kyungsoo hafif sert bir tonda sorduğunda Kai mutsuz bir şekilde anlatmaya başladı.

''Sehun ve annesinin geldiği gün. Ben evden çıktıktan sonra gece geri döndüm. Sen ve o ... siz ... mutfakta ... öp-'' Kai bir an nefessiz kaldığını hissetti. Böyle bir durumda ateşli bir öpücük beklerken çakma abisinden dayak yemişti.

''Yah Kim Kyungsoo!! Ne diye kafama vuruyorsun?''

''Aptalın tekisin.'' Kyungsoo kısa bir gülüş atıp kalın dudaklara hızlıca bir öpücük kondurdu. Kai ise şaşkınlık üstüne şaşkınlık yaşarken ağzından sadece bir kelime çıktı.

''Ne?''

''O zaman Sehun pilav yapmaya çalışmıştı ama ocakta bırakıp gitmiş. Ben de bir anda suya koyunca gözüme denk geldi. Yandığından dolayı da Sehun üflemeye çalıştı. Olan şey bu. Hayır anlamıyorum ... mutfak dumanlıydı. Ordan bile bir şey olduğunu anlayabilirdin Kai.''

''Sen benim yerimde olsan ne yapardın Soo?''

''Kafanı koparırım Kai!'' Kyungsoo yanaklarını şişirip sert bir şekilde söylediğinde Kai gülümsemeden edemedi. 

O an *bir insan ancak bu kadar aptal olabilir* düşüncesi Kai'nin zihnini ele geçirmişti. Bu yaptığı fazlasıyla deliceydi.

''B-ben ... bu ... ahhahhah ....'' Kai durmadan gülmeye başladığında  Kyungsoo'da sevgilisinin aptallığına gülüp , kahkahalarına eşlik etti. İşte onlar ancak bu şekilde davranabilirlerdi. En büyük kavgalarında bile daima gülmeyi seçerlerdi. Zor olansa bu gülücükleri göz yaşlarıyla karşılayan Sehun'un hıçkırıkları olmuştu. Tüm o neşede kaybolan hüznü olmuştu.

Şey ... tamam kısa oldu farkındayım ama 2.partı fazlasıyla uzun yazmayı düşünüyorum ve neden bu kadar hızlı oldu diyeceğiniz bir şeyler yazıcam. Belki yarın belki yarından da yakın ... yüklerim. Beni desteklediğiniz için teşekkür ederim. ^-^

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 21, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Man In Love ?!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin