6

83 7 8
                                    




"Ne işin var yine burada?"

Cedric kocaman sırıtıp içeriye girmek için öne doğru ilerledi. Göğsünden geri itilmeyi beklemiyordu. Yine de bozuntuya vermedi. "Seni özledim. Sen beni özlemedin mi?"

"Hayır." Sarışının sert tonuyla gülümsemesi seyredi. Draco iç geçirip devam etti. "Cedric, kendine gel artık. Kafanda kurduğun bu evcilik oyununa eski yakınlığımız hatrına yeterince katlanmaya çalıştım. Ama ikimizin de bazı şeyleri fark edip önümüze bakmamızın zamanı geldi. Sence de öyle değil mi?"

Kumral çocuk gözlerine dolan yaşlara rağmen gülümsemeye devam etti. "Draco... Sen bana aşıksın. Sen..."

"Yeter. Ne bok yediğini bilmiyorum mu sanıyorsun? Sen kimsin de kendini benim hayatımın içine-"

Cedric tekrar içeri girmeye kalkıştı. Draco kıpırdamayıp geçmesini engelledi. "İçeride değil mi? Koşa koşa sana geldi değil mi?! Naptınız? Seviştiniz mi? Zevk aldın mı bari?!" Bütün gücüyle Draco'yu ittirdi.

"Seni alakadar etmez."

"O orospuyu öldürmelerini söylemem lazımdı!" Boynundan tutulup kapıya çarpılmasıyla inleyerek sarışına tutundu.

"Midemi bulandırıyorsun. Seni bir daha burada ya da Harry'nin etrafında görmeyeceğim Cedric. Babanın Malfoy ailesinden bu sefer kaldıramayacağınız başka bir darbe almasını istemessin sanırım?"

Kumral çocuk kafasını kaldırıp Draco'nun gözlerinin içine baktı. Eskiden onu görünce gülümseyişiyle kısılan gözlerine. Şimdi ufak bir sevgi kırıntısı bile yoktu. Cedric o bakışları geri kazanmak için her şeyi yapabilirdi.

Boynunun etrafındaki el gevşedi ve kapıdan çıkmasına izin verdi.

"Draco?" Sarışın kafasını yasladığı kapıdan kaldırıp arkasını döndü. Harry duvarın kenarından kafasını çıkartmış endişeli gözlerle ona bakıyordu. "Şey... Arkadaşlarım aradılar. Ben de burada olduğumu söyleyip adresi verdim. Sorun olur mu?"

Draco yorgunca gülümsedi. "Sorun yok." Şu an karşısında utangaç bir şekilde duvara yaslanmış çocuğa o kadar çok sarılmak istiyordu ki. Bütün vücudu Harry'nin dokunuşu için karıncalanıyordu.

"Bir sorun mu var?" Sarışın kafasını salladı. "Sana sarılabilir miyim?" Gözlerinin dolduğunu hissediyordu ve Harry'nin arkadaşları gelecekse ağlamak istemiyordu. Önemli olan esmerin onu savunmasız görmesi değildi. Onun yanında güçlü olmak zorundaymış gibi hissetmiyordu.

Esmer sorgulamadan ileriye atılıp kollarını Draco'nun boynuna doladı. Tek eliyle saçlarını okşuyordu. Sarışın bu dokunuşun az öncekinden çok daha farklı olduğunu düşündü. Sanki az önce nefes nefese değillermiş gibi. Harry'nin dokunuşuna doğru eridi.

Bir süre sonra merakına yenik düşen esmer "O kimdi?" Diye sordu. Draco istemeyerek de olsa etrafını saran kollardan uzaklaştı ve mutfağa yürüdü.

Harry sessiz adımlarla arkasından takip etti. "Eski bir arkadaş."

"Hiç arkadaşınmış gibi değildi." Esmerin alaycı ses tonu sarışının kaşlarını çatmasına sebep oldu. Haklıydı. Cedric arkadaşı değildi. Ama arkadaşı olduğu, el ele tutuşup Malfoy malikanesinin içinde babasından saklandıkları ve çocukluklarının sıcak yaz günlerinde bahçede oyun oynadıkları onlarca gün vardı.

Cedric eski bir arkadaştı. En azından Draco öyle hatırlamayı tercih ediyordu. Onu takıntılı eski sevgilisinden çok gülüp oynadığı çocukluk arkadaşı olarak anmayı seviyordu.

"Eski bir arkadaş." Tekrarladı. Harry üstelemedi. Aralarında her ne yaşanmışsa sarışının onunla paylaşacağı kadar yakın olmadıkları açıktı. Konuyu değiştirmeyi seçti.

"Eee portreyi ne zaman bitirirsin?"

"Bu akşam biter diye düşünüyorum. Beni oyalamassan tabi." Esmere göz kırptı. Harry yanaklarının kızarmasına rağmen gülümsedi. "Gözlerin duygularına göre renk değiştiriyor. Az önce resmettiğim yeşil kopkoyuydu. Şimdi ise mavi diyebileceğim kadar açık. Şu an ne hissediyorsun tam olarak?"

"Mutlu? Rahat? Sakin? Bilemiyorum." Draco kendini tutamayıp tekrar sordu. "Az önce ne hissediyordun?"

Esmer gözlerini kaçırdı. "Bence ne hissettiğimi iyi biliyorsun." Mırıldandı. Sarışın masanın karşısından ona doğru eğildi. "Söylemeni istiyorum."

Harry göğsünde yükselen duyguya engel olamayıp yüzünü Draco'nunkine yaklaştırdı. "Söylememi mi tercih ederdin, göstermemi mi?" Sarışın esmerin hareketlerindeki yeni kazanılmış rahatlığa baktı.

İddialı.

Masanın üstündeki eli uzanıp yanağını kavradı. Gözlerinin yeşili koyulaşmaya başlamıştı. Draco her ne kadar kendine itiraf etmemeyi seçse de bu yakınlığının göz rengiyle hiçbir alakası yoktu.

Tensel çekimde değildi. Hayır. Bu göğsünden parmak uçlarına yayılan bütün vücudunun uyuşmasına sebep olan tamamen farklı bir şeydi.

Cedric ile yaşadıkları şeyi aşk olarak adlandırırken bile böyle hissetmiyordu.

Karşısındaki çocuğu özel kılan şey neydi?

Cevaplayamadığı soruların inadına dudaklarını birleştirmeyi reddetti. Masanın karşısından birbirlerine uzanmış bir şekilde nefeslerinin birbirine karışmasına izin verdiler.

Harry öne atılmadı. Cevaplanmayan sorusu da umrunda olmadı. Draco'yu anlamak istiyordu ve bunu sadece ona dokunarak yapamayacağının farkındaydı.

Kapı ziliyle kendilerine gelip isteksizce uzaklaştılar. Esmer boğazını temizleyip kapıya doğru yürüdü. Bulunduğu mekanı kısa sürede o kadar benimsemişti ki.

Soğuk kapı kolunu kavrayıp aşağı indirdi. Arkadaşlarının endişeli yüzleriyle suratına bir gülümseme yayıldı.

"Seni aptal!" Hermione'de yükselen tiz ses Ron'un irkilmesine sebep oldu. "Neden beni aramadın?!" Arkadaşını ittirip içeriye girdi. Çaresiz kızılda arkasından takip etti.

Draco mutfaktan kafasını çıkarttı. Hermione ona döndü. "Hadi bunun aklına gelmedi. Sen de mi salaksın!?" Sarışın kendisine yöneltilen hakaretle başını özür dilercesine eğdi. "Çok hırpalanmıştı. Aklıma gelmedi." Mırıldandı.

Kumral mutfağa doğru ilerlerken hala söyleniyor. Etrafındaki herkese bağırıyordu. Ron kumral kızı görmezden gelip arkadaşına sarıldı. "İyi misin?" Harry kafasını salladı.

"Draco bana iyi baktı." Sarışının  Hermione'den yediği azardan dolayı hala yere bakan gözleri yükselip esmerin yeşilleriyle buluştu.

Ufak bir gülümseme paylaştılar. Ron'un sesi koridorda yankılanana kadar.

"LAN BU HERİF KAFEDE KESİŞTİĞİN ADAM DEĞİL Mİ? HANİ GAY DEĞİLDİ LAN?!"


*************

İnsanlar yb bekliyordur.

O sırada benim taslaklarda bekleyen yazılmış bölüm: o-o

Coffee Breath || DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin