Etütte bölüm yazıyorum. Burak abi'ye yakalanırsam RIP
**************
Harry sıkkın bir şekilde sokağı inceledi. Her ne kadar onu buraya sürüklediği için Ron'a kızsa da eğleneceğinin farkındaydı.
Mor ve mavi ışıklarla parıldayan sokak, kalabalık insan sesleri ve gülüşmeler, dopdolu masalar... Hepsi esmere yaşadığını hatırlatıyor gibiydi.
Yaşadığını, hatta ve hatta hala genç olduğunu.
Her zaman oturdukları mekana ilerleyen arkadaşlarını sağır edici müzik sesine doğru takip etti.
Gecenin ne getireceğini merakla bekliyordu.
************
Harry karnını tutarak kendisini insanların arasından sıyırıp dışarı attı. Artık dönmesi gerektiğini Ron'a haber verip mekandan çıkmıştı.
Alkolün sebep olduğu baş dönmesiyle hafifçe sendeledi. Evi buraya çok uzak değildi bu yüzden yürümeye karar verdi. Kendisini barlar sokağından çıkartıp karanlık bir sokağa atmayı başarabildiğinde derin bir nefes verdi.
Kusmak üzere oluşunu görmezden gelmeye çalışıyordu. Kahve dükkanını buradan görebilirim diye düşünüp kafasını kaldırdı. Gerçekten de tabelanın etrafındaki ışıkları seçebiliyordu.
Kolunda hissettiği elle hızlıca o tarafa döndü. Ama o tepki veremeden başka bir el ağzını kapatıp çığlık atmasını engelledi.
Bastırılmış bağırışlarına ve yalvarmalarına rağmen üstünde dolanan eller yumruklar, tekmeler savuruyor. Harry'nin acıyla inlemesine sebep oluyordu.
Harry acıdan bayılmak üzereymiş gibi hissetmeye başladığında adamlardan birisi etrafındakileri durdurdu ve esmeri yolun kenarına atıp gittiler.
Soğukta titreyerek ne kadar kaldığını bilmiyordu. Saatin kaç olduğunu kontrol etmek istedi ama kolunu kaldıracak gücü kendisinde bulamadı. Onun yerine vücudundaki sızıya odaklanmamaya çalıştı ve gözlerini etrafı aydınlatan aya çevirdi.
Harry bu kadar yalnız ve dokunulmaz olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ederken buldu kendisini. Hiç birisinin ona uzaktan bakıp sahip olmadığı şeylerin özlemini çekeceği kadar yalnız olmamıştı.
Şu an oldukça yalnızım.
Soğuk kaldırım betonunda hareket edemeden uzanırken oldukça yalnızım.
Göz kapakları ağırlaşıyordu ama yine de inatla aya bakmaya devam etti. Yalnızlığını paylaşan aya bakmaya devam etti.
"Harry!" Uzaktan boğuk gelen sesle kapanmasına engel olamadığı gözlerini aralamaya çalıştı.
Yanına birisinin çöktüğünü hissedebiliyordu ama kim olduğunu anlayabilecek kadar ayık değildi.
"Siktir, siktir, siktir..." Sesin sahibi fısıltı şeklinde havaya savurduğu küfürler eşliğinde esmerin belini ve bacaklarını kavrayarak onu kucağına aldı.
Suratına çarpan sık nefeslerle onu canını acıtacak kadar sıkı kavrıyordu. Harry umursamadı. Tutulmak iyi hissettiriyordu. Kim olduğunu bilmese de sıcaklığa doğru kafasını uzattı.
Yalnız olmak ona göre değildi.
*******
Dizindeki keskin acıyla sarsılarak gözlerini açtı Harry.
"Sikeyim." Draco çocuğun fısıltısıyla irkildi.
"Sonunda uyandın." Elindeki pamuğu masaya bıraktı ve gözlerini ona üstten bakan yeşillere çevirdi. "Nasılsın?"
![](https://img.wattpad.com/cover/335804134-288-k727633.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coffee Breath || Drarry
FanfictionTatlı bir cafe au olsun diye başladım ama kişiliğim karakterleri rahat bırakmama izin vermiyor helpp ------------ Slight smut 🔞