Solan umutlar

15 1 0
                                    

...yitip giden çocukluğum...

Sonra hiç beklemediğim bir şey oldu ve halat koptu.Tabi kopan halatla ben de yere serildip hırıltılı nefesler almaya başladım. Oturur pozisyona geçip halatı boynumdan çıkardım ve kendimden uzak bir köşeye fırlattım.
Dizlerimi kendime çekip ellerimle boğazımı sıvazladım.Bir daha bunu yapabilecek kadar cesur olur muyum orası muammaydı.

Saatler saatleri kovaladı,tam olarak ne kadar sürdü sessizce, haykırarak ağlayışım, çaresizliğime dert yanışım, düştüğüm yerden yine kendi kendimi kaldırışım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Saatler saatleri kovaladı,tam olarak ne kadar sürdü sessizce, haykırarak ağlayışım, çaresizliğime dert yanışım, düştüğüm yerden yine kendi kendimi kaldırışım.Sabahın 4' üne yakın ayağa kalkıp gözlerimi sildim. Pantolonumu ve kazağımı silkeledim,yerde duran halat sanki biraz daha orada kalsam tekrar boynuma dolanıp beni öldürmeden sadece acı çektirecekti.

Çok geçmeden çıktım o yıkık dökük harabeden. Midemin yanması şiddetli bir hâl alırken, açlıktan guruldayan karnıma aldırmamaya çalıştım. Tökezleyerek evin yolunu tutarken önünden geçtiğim iş yerime baktım.Beni yine kovmuştu patron sırf ay sonu,maaşımı vermemek için.Arada iyiliği tutsa da patronum gerçekten de acımasız herifin tekiydi.

Şeref yoksunu Mahir Bey, yaşımın küçük olduğunu reşit olmadığımı bildiğinden yapıyor bunu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şeref yoksunu Mahir Bey, yaşımın küçük olduğunu reşit olmadığımı bildiğinden yapıyor bunu.Zaten ayda verdiği maaş 500 türk lirası.Onun 200' ü annemin ilaçlarına,80'i spor salonuna,150'si de oturduğumuz 1+1 dairenin kirasına harcanıyor her ay geriye kalan 70 TL ile de erzak alıyordum.Bu işin yanı sıra bazen evlere temizliğe giderdim ek olarak çünkü yırtınsam ayda 500 TL ile hayatta geçinemiyorduk.

Siz şimdi diyeceksiniz ki "Spora gitme,80 liran cebinde kalsın."fakat annem yatalak olduğundan ve ona sadece ben baktığımdan onu lavaboya,banyoya taşıyacak kimsemiz Yok! Ve bu görevde bana düşüyor tabii yani bu bir hobi değil zorunluluk!

Evin kapısını anahtarla açıp içeri girdim, sessizlik tıpkı işkence gibiydi.
'keşke' diyordum bazen,'keşke annem bu hâlde olmasaydı,normal bir hayatım olsaydı benim de çoğu yaşıtım, arkadaşım gibi.'Eve geldiğimde "kızım hoş geldin.Okul nasıl geçti?"ya da "Bugün en sevdiğin yemeği yaptım."diyen Veya en basitinden bana sarılıp"kızım!"diyen.

Bunlar hep hayaldi."Ben geldim!"diye bağırdım içeriye doğru ayakkabılarımı çıkarırken.Elimi yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra oda gibi döşediğim salona geçtim.Eski püskü hatta tarihteki bir çok savaşa tanıklık ettiğini düşündüğüm yatağa annemi yerleştirmiştim.Karşısındaki pencereden dışarıyı görmesi,ben yokken sıkılmasını önlemek için ona kendi çapımda bir manzara sunmuştum.

Odaya girdiğimde gözleri direkt olarak bana yöneldi.Yüz ve mimiklerini hiç oynatamıyordu fakat gerek yoktu birine bile o, gözleriyle konuşuyordu benimle."Ay!Annem, güzelim.nasılmış bakalım kraliçem?"
Genişçe gülümseyerek yatağın yanındaki sandalyeye oturup yanaklarını öptüm doya doya.

Bir de bu vardı,ne zaman eve girsem bir maske takardım yüzüme onu işlerin yolunda gittiğine inandırmak amacıyla.Önce dudakları belli belirsiz kırıldı sonra gözleri boynuma kayınca gözbebeklerine dehşet yerleşti,bunu harelerinde çok net gördüm.Sorar gibi gözlerimin içine baktığında,ne için kızardığını anladığını fark ettim.

Dolan mavi gözlerinin ardından elini tutup öptüm.Pekala pes ediyorum, "Anne ben..." Boğazım düğümlendi."Ben, çok özür dilerim.
Seni asla yalnız bırakmayacağıma söz vermiştim biliyorum fakat olmadı. Bunun senin için yeni bir hayat şansı tanıyacağını zannettim bir aptal gibi!
Yalvarırım beni affet,beni affet çünkü ben suçlu ilan edileceğim bir vicdan mahkemesinde yargılanıyorum.Affına
Sığınıyorum anne."...

Sonrası yine hıçkırıklarla biten bir ağlama seansı.Gerçekten rezil bir hayat süren fakat bunu hiç hak etmeyen iki kadındık.misal bir buz dolabımız yoktu çünkü hiçbir zaman o kadar yiyeceğimiz olmamıştı. Ağlamanın da verdiği uyuşukluk ve
yorgunlukla, kafamı annemin karnına
yerleştirdim nazikçe.

(Lütfen yorum yapar mısınız?)

Hayatın kanatlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin