"Goguryeo, baekje, silla krallıkları ve birkaç daha müze gezmekle birlikte dört saatlik serbest zamanınızdan sonra gezimiz tamamlanacak çocuklar. Şimdiden isminizi yazdırmanızı ve bu krallıkları biraz da olsun araştırmanızı öneririm."
"Jisung ora nere kanki?"
"Ne bileyim aq, gidelim mi?"
"Ne bok yicen orda, dört saat beraber oturup karşılıklı hamburger yemek için gitmem oraya."
"Changbin ne ayısın ya, biraz kültürlen aq. Atalarımız onları bizim, belki dedenin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesinin dedesi orada yaşamış nereden bileceksin? Gidip bir el fatiha okuruz işte."
"Beynim sikildi sus amk."
"Ee beyler gidiyor muyuz?"
"Bilemedim."
"Hyunjin sen ne diyorsun bro?"
Elimdeki kalemi çevirirken dudağımı büzerek düşündüm biraz, sınavlar dersler derken anamız sikilmişti. Krallıklar müzeler umrumda olmasa da kafamı dağıtmam için iyi olabilirdi bence.
"Gidek ya, eğleniriz."
"Tabii çok eğleniriz, hyunjini atalarımın önünde yatırırdım. Ne eğlencesi amk?"
"Changbin sen gelme."
"Ya mal bizim çok sikimizde mi sence krallık müze, gezeriz işte bütün gün evden okula gidiyoz sadece amk."
"Geçen gün sıçana kadar içmedik mi amına koyduğum, duyan da eve kapattık sanar."
"Geçen gündü o kardeşim bak işine."
"Changbin hadi gel ya, seungmin bile bu kadar ağlamıyo ya."
"Tm gidin yazdırın isimleri."
"Ben giderimm."
Jisung zıplaya zıplaya giderken gülerek sıramda yan dönerek yanımda oturan changbin'in dizlerine ayaklarımı uzattım.
"Paşam?"
"Böyle çok rahat biliyon mu."
"Hürriyetini sikerim senin çek toynaklarını."
"Adam sanat yapar gibi küfür ediyor, hayranım sana changbin ya."
"Eyvallah kuçu."
"Şort giyelim."
"Giy kanka."
"Siz de giyin, ben tek giyince utanıyom."
"Otistik amk."
"Sus changbin, şort giy."
"Tamam giyerim tamam, nefret ediyom sizden amk yeter ya."
"BELGELERİ ALDIMMM."
Jisung yine zıplaya zıplaya geri gelirken hepimize bir kağıt uzatmış kendi de yerine, seungmin'in yanına kurulmuştu.
"Parayı yarın getirin beyler, iki gün kayıt süresi varmış sadece."
"Ne bu acele amk?"
"Git müdüre de aynen böyle sor changbin."
"Kalem ver."
Annemin imzasını sallamasyon bir şekilde taklit edip mavi kalemi changbin'e uzattım.
"Evleniyormuşuz gibi oldu böyle yakışıklı."
Bana attığı suçlayıcı yan göze(👀) gülerken o da benim gibi formu doldurmuş güzel kalemim bu maymunların dnalarını sırasıyla toplamıştı.
"Çok eğlencez."
"He kesin öyle olur."
"Bu changbin'i evde unutsak ya biz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Universe || hyunin
Fanfiction"Yang krallığına doğru yola çıkacağız lakin hâlâ hazır değilsiniz prensim." "Sen kimsin dayı?" ___________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) aittir. Bunu başka bir sitede okuyorsanız, telefonunuzun/bilgisayarın...