Gezi günü
"Abicim sen niye uyumuyorsun ya hay yarabbim! Hyunjin uyan orospu evladı."
"Uyanığım kanka."
"Gözün kapalı amcık."
"Ben de diyorum niye karanlık."
Gülerek gözlerimi aralamaya çalışırken jisung sırtımdan iteleyerek beni otobüse bindirirken bir iki düşme tehlikesi atlatmış en arkalara yakın ikili koltuklardan cam kenarına oturup kafamı cama yaslamıştım.
Otobüsün kalkış zamanı gece üç olduğu için uyumamayı tercih ederek oyun oynamıştım ama dün akşamdan da uykusuz olduğumdan şimdi oturduğum yerde uyumak üzereydim.
Gece üçte gezi mi olur amk?
"Jisung gözlerimi kaybettim."
"Uyu kanka uyu."
Kendimi uyumaya zorlarken yanıma changbin oturmuş bizim arkamıza da Jisung ve seungmin kurulmuştu.
"Mal olmuşsun ya, uyu dedim sana."
"İyiyim ben."
"Nah iyisin, sıfata bak."
"Sus, uyucam."
"Uyu."
Yanaklarımı tek eliyle tutup (elleri çok büyük) kafamı omzuna doğru koyduğunda changbin'e biraz daha yaklaşarak gözlerimi kapattım.
Biraz kestirebilirdim belki gidene kadar.
Tabii bu embesillerle mümkün mü?
Tabii ki de hayır.
Jisung ve seungmin arkamda katur kurur ayva kadar sert bişiler yerken changbin'in aldığı jblden çıkan ses kulağımı delip geçiyordu.
O kadar dedim alma şu kulaklığı diye.
Bütün otobüs changbin'in Mustafa Sandal - Aşka yürek gerek şarkısını dinliyorduk.
Sinirle bir nefes vererek kafamı changbin'in omzundan kaldırdım ve geriye yaslanarak kollarımı önümde bağlamadım.
Uykusuzken çok sinirliyim.
"Noldu?"
"Ananın amı oldu."
Changbin kulaklığının dana gibi ses verdiğini SONUNDA farkederek sesini biraz kıstığında arkadaki ikiliye döndüm bu sefer.
Jisung'u ağzına on iki tane baharatlı crax sokarken görmüştüm mesela.
Öküz amına koyayım.
"Yarrağımı de yer misin, yavaş amına koyim."
"Knk seungmin hepsini yiyo ya."
Glu glu diye çıkardığı seslerden mantık kurarak cümlesini anlamış gözlerimi devirmiştim, elimi uzatarak seungmin'in elindeki baharatlı kraker paketini alarak kendim yemeye başladığımda seungmin ayılıp bayılmış diğer bir paketi çıkarmıştı.
Sofra mı kuruyorsunuz arkada aq?
Gezi yerine varana kadar changbin'in kulaklığıyla ben de müzik dinlemiş, elimdeki krakeri sinirli sinirli yemiş ve dışarıya bakınmıştım.
Sonunda otobüsümüz durduğunda etraftaki yüksek eski binalar yüzünden kaşlarımı kaldırarak etrafı süzdüm.
Baya iyi yerlerdi aslında, insan ister istemez eskilerde yaşamak istiyordu.
Ya da sadece ben istiyorum bilmiyorum.
Öğretmenimizin inmemiz için mikrofona böğürmesinden sonra çantamı kalktığım koltuğuma koyarken güneş gözlüğümü, şapkamı, cüzdanımı ve telefonumu alarak otobüsten inmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Universe || hyunin
Fanfiction"Yang krallığına doğru yola çıkacağız lakin hâlâ hazır değilsiniz prensim." "Sen kimsin dayı?" ___________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) aittir. Bunu başka bir sitede okuyorsanız, telefonunuzun/bilgisayarın...