"Sen çık artık hekim, sıhhati yerinde olmazsa tekrar çağırırım seni."
"Emriniz olur prensim."
Duyduğum boğuk konuşmalardan dolayı kaşlarımı ufaktan çatarken elimi gözlerime atarak ovuşturdum biraz.
Uykumu tamamen almıştım ancak bir yerde yatıyordum şuan, jisung'lar beni nereye yatırmıştı böyle?
Gözlerimi kısıkça aralayıp birkaç kez kırpıştırırken görüş açıma biri girmiş ve endişeyle ellerini saçlarıma atmıştı.
Fakat sıkıntı şuydu ki ben bu sarı saçlı çocuğu tanımıyordum.
Noluyor lan?
"Hyunjin iyi misin?"
Gözlerim korkuyla büyüdüğünde hızlıca sırtımı yataktan kaldırıp geriye doğru kaçarken karşımdaki sarı saçlı çocuk da korkmuştu bu hareketimden.
"Sen kimsin?"
Kaşları çatıldığında ben kendimi biraz daha geriye çektim, ne yaşanıyordu lan şu an?
Daha sonra elini dudaklarının üzerine kapatarak kıkırdamış ve bana yaklaşmıştı tekrar.
"Aklını mı kaçırdın hyunjin, benim felix."
"Felix kim? Neredeyim ben?"
Sonunda etrafa bakmayı akıl edebildiğimde etraftaki eskilik buram buram batmıştı gözlerime, rüyada mıydım yoksa?
"Kardeşim, neyin var senin? Tekrar çağırayım mı hekim efendiyi?"
"Ne diyorsun?"
Yüzümü buruşturduğumda korkak gözlerle beni süzdükten sonra yaklaşarak elinin tersini alnıma yasladı ve ateşime bakarak geri çekildi.
"Ateşin de yok ki.."
"Neredeyim ben ya? Müzedeydim en son ne oluyor?"
"Mü- ne?"
"Müze, bilmiyor musun?"
"Saçma saçma konuşuyorsun, en iyisi hekim efendiyi tekrar çağırmak."
Hekim efendi ne amk?
Sarı saçlı çocuk üstündeki tüllü kıyafetlerle beraber odadan çıktığında yerimden kalktım hızlıca.
"Neredeyim amına koyayım!"
Hayretler içerisinde etrafımı izlerken her şeyin kesinlikle eski olduğunu anlamıştım, kocaman alanda duvarların tamamı oymalı fayanslardan oluşurken buruşuk yüzümle odayı süzmeye devam ediyordum.
Aklım almıyordu, ufak bir kestirmiştim sadece. Nereye gelmiştim şimdi? Bu sarı çocuk da kimdi böyle?
İleride gördüğüm dolabın yanına ilerlerken üzendeki aynanın karşısına geçtiğimde gözlerim hızlıca büyüdü, dizlerim bile tutmamıştı neredeyse.
"SAÇLARIM!"
Hayretle bağırırken siyahlıklarımın sarıya dönmüş olmasına ölesiye şaşırmıştım.
Üstümde geziye giderken giydiğim şort yerine çilli çocuğunki gibi tüllü bir kıyafet gördüğümde beynim patlayacak gibi hissettim.
Ben kesinlikle bir yere gelmiştim, aklımın almayacağı bir şeyler olmuştu.
Koridordan tekrar sesler gelmeye başladığında kendimi tekrar yatağa atarak kapının açılmasını bekledim.
İki bakır kapı iki tarafa doğru açılırken kapıdaki iki adamın kapıyı açtığını görmüştüm. Arkadan içeriye giren sarışın çocuk ve arkasındaki elleri önünde giren adamla beraber yatağın önüne kadar gelirlerken sarışın üstündeki tülleri toplayarak yatağa yanıma tekrar oturmuş adam da kafasını kaldırmadan önünde eğilmişti.
"Prensim."
PRENS?
Ağzım şaşkınlıkla açılırken solumdaki çilli çocuğa doğru baktım, ona dediğini düşünmüştüm.
Ne prensi amına koyayım?
Adam yanıma kadar gelirken elindeki küçük çanta gibi şeyi yatağa koyarak sarı saçlı çocuğun yaptığı gibi elinin tersini alnıma koydu.
"Neyiniz var prensim, söyleyebilir misiniz?"
"Bana mı diyorsun?"
Adam ufakça kafasını salladığında dudaklarımı birbirine kapatarak derin bir nefes verdim.
Kesinlikle rüyadaydım, başka açıklaması olamazdı. Birazdan changbin üstüme atlayarak beni uyandıracak ve geziye devam edecektik.
"Neyi var hekim efendi? Kalbimi yerinden çıkaracak, beni hatırlamıyor. Sadece yere yığıldı, bu kadar kötü olur muydu?"
"Olmamalıydı prensim.."
EEEE HALA UYANDIRMIYOR KİMSE.
"Beni yalnız bırakın."
Gözlerimi açmadan konuştuğumda ikisinin de suskunluğundan anlamıştım şaşırdıklarını.
"Hyunjin-"
"Lütfen, yalnız kalmak istiyorum."
Gözlerimi açtığımda karşımdaki çilli çocuk kalkarak dudaklarını üzgünce birbirine bastırmış ve saçlarımı okşayarak ufak bir öpücük bırakmıştı.
"Akşam kamelyaya gidip yürümek istersen beni nerede bulacağını biliyorsun."
Ufak bir tebessümden sonra arkasındaki sanırsam doktor olan adamla beraber odadan çıktığında elimi ağzıma kapatarak derin bir nefes aldım.
"Rüya görüyorsun hyunjin, hepsi bir rüya oğlum."
Kendi kendime yaptığım birkaç dakikalık meditasyon sonucunda gözlerimi tekrar hızlıca açarken yine aynı yerde olduğumu görünce sinirle elimin altındaki yorgana vurdum.
Nereye düştüm ben böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Universe || hyunin
Fanfiction"Yang krallığına doğru yola çıkacağız lakin hâlâ hazır değilsiniz prensim." "Sen kimsin dayı?" ___________________________________________________ Bu kitap @hyunjj_'a (yani bana) aittir. Bunu başka bir sitede okuyorsanız, telefonunuzun/bilgisayarın...