[ GİRİŞ BÖLÜMÜ ]•
| Ufuk Aydemir - Ay Tenli Kadın |
• • •
Ormanın derinliklerinde, karanlığın etkisi ile korkunç görünen sık ve büyük ağaçların, o ağaçların büyük yapraklarının izin verdiğince bu koca ormanı aydınlatmaya çalışan ay ışığı ince ince sızıyordu dalların arasından. Karanlık bu orman insanı yutacak cinsten tehlikeli görünüyordu. Vahşi doğanın acıması yoktu. Hayat gibi o da acımasız ve beklenmeyen yerlerden vurmayı seven ve bu karanlıkta bakınca huzur vermeyen tek şeydi.
Ve aynı hayat gibi iki yüzlüydü.
Tepede tüm bu karanlığa ve korkunç duruşuna rağmen içeriyi aydınlatmaya çalışan ve bunda oldukça zorlanan ayın yerine, zorlanmadan bu karanlık ormanı güçlü ışıklarıyla aydınlatan güneş yükseldiğinde bu vahşi doğa değişecekti. İnsanların bakınca yeniden bakmak isteyecek, içindeki tüm güzellikleri gün ışığında açığa çıkaracaktı. Korkunç olduğu bir gerçekken aynı zamanda harika bir manzara olması da cabasıydı.
Korkulacak bir süreçken, her şeye rağmen yaşamanın güzel olduğu hayat gibi.
İkisi çok benziyordu birbirine. Orman bir hayattı, hayat bir ormandı.
Sıklıkla hayatın karmaşasından nefes almak için ormana kaçan genç adam ise hayattan kaçarken hayata tutulduğundan bi' haberdi.
Karanlık ormanın en diplerinde, ağaçların sıklığına tezat bir şekilde geniş ve üstü açık boş bir alandı burası. Sık yapraklı ağaçlar sanki birine hediye vermişler gibi o boş kısmı çevreliyorlardı. Gök kubbe, ağaçlara emir vermişti sanki önünü kapatmasın diye. Böyle bir yerin varlığının farkına varamamış olmasına şaşırdı.
Bir adım atacaktı ki kulaklarına kadar ulaşan naif bir müzik sesi onu duraksattı. Merakla etrafına bakarken, sol taraftan orta kısma doğru yanaşan bir beden gördü. Müziğe kendine bırakarak nazikçe dans etmeye başlayan bedeni şaşkınlıkla izledi. Tam ortada durdu genç kadın ve gözlerini kapatarak müziğe eşlik etti. Çalan klasik müzik yer yer hararetlenip yer yer yavaşlıyordu ve bu ince beden de ritme uygun hareket ediyordu.
Ay ışığı ağaçların arasını aydınlatırken sadece genç adam karanlıkta kalsa da karşısında dans eden beden, ay ışığı altında parıl parıl parlıyordu adeta. Ay, o nereye hareket ederse onu takip ediyor ve harika bir görüntü ortaya seriyordu.
Acı kahve, bakıra kaçan, sık dalgalı, uzun saçları; sanki dansına eşlik edermişçesine savruluyordu. Üzerindeki koyu yeşil tüllü elbise o kadar hafif duruyordu ki üzerinde, yokmuşçasına savruluyordu. Sağ bacağını yana uzattı ve zarifçe sağ bacağına doğru eğildi kadın. Saçları yüzünü kapatırken yerlere değmişti uçları. Müzik yükseldi ve genç kadın birden doğrularak saçlarını geriye attı ve bedenini geriye yasladı.
Gökyüzü dalgalandı o an. Yıldızlar üzerine yağmaya başladı. Ay ışığı daha da parladı ve ağaçlar bu görüntünün karşısında eğilerek selam verdiler.
Derin bir nefes çekti içine adam yavaşça. Bakışlarını alamadığı bu manzaranın rüya olup olmadığını ayırt etmeye çalıştı. Gözlerini alamıyordu karşısındakinden. Sabaha kadar dans etsin istedi birden. Gün aydınlanana, ay yerini güneşe teslim edene, karanlık geri çekilip aydınlık belirene kadar durmak ve sadece izlemek istedi.
Genç kadın dans ederken bir anlığına gülümsemiş ve gözlerini kapatmıştı yeniden. Onu izleyen prens bu görüntü karşısında bir an yutkunmuş ama kendini hemen toparlamıştı
Müzik yavaş yavaş kesildi ve sanat eseri gibi hareket eden kadın yavaşça durdu. Derin derin nefesler alırken başını yukarıya kaldırdı. Ay ışığına gülümseyerek ellerini iki yana açtı bir süre fakat çok sürmeden hızla uzaklaştı. Bir an kapattığı gözlerini açan genç adam karşısında kimseyi göremeyince kaşlarını çattı. Bakışlarını etrafta gezdirdi fakat görmek için yeterli olmadı. Öylece dikilmeyi keserek hızla çıktı ağaçların arasından. Ortaya doğru ilerlerken bakışlarını hızla etrafta gezindi.
Gitmişti. Yoktu. Neredeydi? Kimdi?
Ay tenli bu eser neredeydi şimdi?
•••
Herkese merhaba!
Gergin bir şekilde selamlıyorum hepinizi. Henüz her şeyin en en en başı olsa da umarım giriş bölümünü sevmiş ve yeni bölümü merak etmişsinizdir.
Daha öncesinde yazdığım kurgular oldu bunlar normal kurgular olmasa da tamamen acemi olmamakla beraber harika bir kalemim de yok bunu belirtmek isterim. Sizlerle beraber gelişmek istiyorum, henüz başındayım tabii ki. Umarım desteklerinizi esirgemezsiniz. İyi anlaşmayı umuruyorum hepinizle.
Elimden geldiğince kaosun olacağı, fakat seveceğiniz güzel sahneler yazmak için elimden geleni yapacağım.
Araya uzun zaman sokmadan birinci bölümü hemen peşinden yayınlayacağım. Elimde 3 bölüm var şu an ve kurguya adapte olabilmeniz için bu üç bölümu bekletmeden sizlere sunacağım.
İlk bölümde görüşürüz 💖
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİYET VALS'İ
Romance"Biliyor musun, bir kitap da okumuştum. Mor rengini seven her insan bir gün intihar etmeyi düşünürmüş. Bu yüzden sen sevme, olur mu?" Son cümlemi başımı ona çevirerek kurmuştum. Rivayetlerin önünü arkasını alamazdınız ama önüme çıkan her kötü rivay...