[BÖLÜM : 1 ]
•
|AURORA - Runaway |
•••
Herkes kendi hayatının başrolü olarak yaşardı. İnsanlar kendilerinin etrafında olan olayların önlerine sunduğu seçimlere hayat derdi.
Ama işte bazen insanlar kendi hayatlarının seçimlerini kendileri yapamıyordu ve bu hayat denilen sürece adeta mahkum yaşıyordu.
Tıpkı benim gibi.
Elimdeki dudaklarımın rengindeki ruju dudaklarıma sürmeyi bırakıp önümdeki masaya koydum. Karşımdaki yansımamdan çekmedim gözlerimi. Ellerimi hafif dalgalı saçlarıma götürerek düzelttikten sonra ayağa kalktım ve seslendim.
"Soya!"
Çok geçmeden açılan kapıdan içeriye üç nedime girdi. İçlerinden biri odanın diğer ucundaki giyinme odasına girip kıyafetimi getirdiğinde üzerimdeki rahat kıyafetlerden kurtuluyordum. Sanki tek başıma giyinmekten acizmişim gibi üç nedimenin yardımı ile koyu mavi uzun elbiseyi giydim üzerime. Kabarık olmayan elbise yerlere sürtünmeden bileklerimde bitiyordu. Hafif parıltıları olan elbisenin iplikleri, omuzlarımı ve kollarımı açık bıraktığında tenimdeki dövmeler göz önündeydi. Saçlarımı düzeltti biri ve ben yeniden önümdeki pufa oturduğumda Soya eline masanın üzerindeki kapatıcıyı alarak bana yaklaştı.
Yavaşça dövmeleri kapatırken onu aynadan izliyordum. Bakışlarım kısa süreliğine arkadaki diğer ikiliye kaysa da fazla durmadan yeniden kendime baktım.
Normalde kendim giyiniyordum zaten. Bu koca yerde uymam gereken onlarca kural vardı fakat en azından bu duruma karışmıyorlardı çünkü o kadar da önemli değildi. Bu gün az sonra ineceğim yemek yüzünden özellikle yardım etmelerini isteyen annem sebebi ile yanımdaydılar.
Soya acele etmeden işini halletti. Ayağa kalktığımda son kez aynadan kendime baktım ve gülümsedim. Her ne kadar gülümsemek çok kolay olmasa da hayatımda, şu an gerçekten içten gülümsemiştim çünkü kendimi beğenmiştim. Yaptığım makyaja uygun saçımla, boynuma, bileklerime ve kulağıma taktığım takılarla ve üzerime giydiğim elbise ile tamamlanan görünüşüm beni tatmin etmişti fakat arkamda duran üçlü de hafifçe gülümseyerek bana bakıyordu.
"Çok güzel oldunuz Majesteleri." Bakışlarım aynadan Soya'ya döndü. Diğer kızlar da başını sallayarak Soya'yı onaylarlarken gülümsedim. "Teşekkür ederim Soya." Diyerek arkamı döndüm. Üçü de arkamdaki yerini almadan önce Soya kapıyı benim için açtı. Beklemeden odamdan çıktığımda arkamdan geliyorlardı.
Sarayın koyu renk duvarlarını aydınlatan loş ışıkların arasından ilerlerken sessizdim. Bu akşam hep beraber yenecek yemeğin amacını bildiğimden ne deneceği konusunda heyecanlı değildim. Normal şartlarda, bir aile yemeği yenmeyen günlerde, İris ile ya da tek başıma yerdim yemeklerimi ve bundan zerre mutsuz değildim. Gergin bir ortamda yemek yemek kadar kötü bir durum var mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALİYET VALS'İ
Romance"Biliyor musun, bir kitap da okumuştum. Mor rengini seven her insan bir gün intihar etmeyi düşünürmüş. Bu yüzden sen sevme, olur mu?" Son cümlemi başımı ona çevirerek kurmuştum. Rivayetlerin önünü arkasını alamazdınız ama önüme çıkan her kötü rivay...