Merhabalar. Ben yazarınız Cileklerinavukati 😌 . Dördüncü bölümümüzle tekrar beraberiz. Haftada iki bölüm olarak güncellemeye çalışacağımı söylemiştim. Bu haftanın ilk bölümüyle beraberiz. Referans olarak Benjamin'in lisenin başında böyle görüneceğine inandığım bir resmi galeriye ekliyorum. Hikayeyi geliştirmek için yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar. \ ^^ /
-Bölüm 4-
Ah, cidden Benjamin'i nasıl unutabilmişti. Vita aramayı hızla cevaplarken salondan çıktı.
"Selam, okula vardın mı?"
Karşıdan hafif gergin bir ses geldi.
"Vita, ben geldim ama biraz garip hissediyorum."
Vita, Benjamin'in ne demek istediğinden emin olamadı. Benjamin biraz çekingen bir çocuk olmasına karşın son yıllarda bu durumun üstesinden gelmişti. Önceden yaşadığının aksine diğer insanların yanında gerilmiyor etkili bir biçimde rahatça konuşabiliyordu. Ah, erkek lider ne kadar da iyi büyüdün.
Vita, neler olduğunu sorgulayamadan önce çoktan kapıya ulaşmıştı bile. Kapıya doğru giderken gördüğü manzara Vita'nın Benjamin'in neden gergin olduğunu anlaması için yeterliydi. Pekala oldukça komik bir manzaraydı. Benjamin gergin bir şekilde kapının biraz ilerisinde dikilirken, kızlar sanki çok ilgi çekici bir şey görmüş gibi Benjamin'i seyrediyorlardı. Vita içinden hafif eğlenmiş bir şekilde sanki bir heykelmiş gibi okuldaki kızlar tarafından ilgiyle izlenen Benjamin'e baktı. Pekala kızlar Benjaminimiz gerçekten tatlı, biliyorum ama ona bu şekilde bakarsanız onu ölümüne korkutacaksınız. Tam düşüncelerine yeniden daldığı sırada Benjamin de kapıdan ona doğru ilerleyen Vita'yı görmüştü.
"Vita!"
Tanrım, bu kadar mağdur görünmeyi bırakmalıydı. Neden sanki aslanların arasında yalnız bırakıldıktan sonra annesine koşan bir yavru kedi gibi davranıyordu, tch. Vita düşüncelerine rağmen gülümseyerek kollarını açtı. Pekala, Benjamin gerildiği zaman onu sakinleştirmek büyük bir olay değildi.
"Benjamin. Ne zaman geldin?"
Benjamin yavaşça Vita'ya sarılırken gülümsedi.
"Yeni geldim sayılır. Nasıl gidiyor?"
Vita sanki hiç az önce bahçede gerginlikle heykel gibi dikilen o değilmiş gibi üstünden gerginliğini hızla atan Benjamin'e baktı. Ne? Nasıl? Bu çocuk nasıl görmediği üç ayda nasıl daha da uzayabilmişti. Bu bir tür şaka falan mıydı acaba? Kumral saçlarının arasında kahve gözleri neşeyle parıldayan çocuğa baktı. Pekala, sanırım bu yaşlarda çocukların hızlı uzaması gayet normal bir durumdu. Güzelce büyü bakalım, küçüğümüz. Vita çocuğun pofuduk görünen saçlarını karıştırırken neşeyle gülümsedi.
"Asıl senin nasıl gidiyor, ufaklık? Liseye geçecek kadar büyüdün, ha? Üzgünüm doğum gününe gelme fırsatım olmadı."
Samimiydi. Vita özel eğitimi için yurt dışına gittiğinden beri ikisinin görüşmek için hiç fırsatları olmamıştı. Vita karar verdiği üzere babasının işlerini de öğrenmek için çabalıyordu. Lisenin başında babasına bu konudaki kararına açıklamıştı. Babası olumlu veya olumsuz bir şey söylememiş yalnızca kızına bunu öğrenmesi için dersler ve kaynak sunmuştu. Dersleri çok yoğun ve yorucuydu. Ancak Vita, tüm bu rutinin arasında bir şekilde hayatta kalmayı başarmıştı. Bir yılın sonunda babası onu yanına çağırmış ve onunla ciddi bir konuşma yapmıştı.
"Bak Vita, seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun meleğim. Ancak yeteneğini kanıtlamadan seni şirkete almam adil olmaz. Biliyorsun bu şirkete çok çabalayarak girenler var bu hem onlar için haksızlık olur hem de kızım dahi olsan deneyimin olmadan seni direkt önemli işlere atamak burada çalışan çok fazla insanı riske atmak olur. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sayfaların Arasındaki Dünya
RomanceGözlerimi açtığımda bir romanın içindeydim. Ama bir sorun var .Romanın kadın kahramanı tarafından alt edilen kötü figüranlardan biri olarak yeniden doğdum. Yani, ben sadece esas çiftin arasındaki aşkın alevlenmesi için kullanılacak küçük bir karakt...