Seungmin üstündeki kıyafetlere göz attı tuvalet aynasından, siyah ve yarısı şort yarısı etek gibi gözüken bir kıyafeti vardı, üstüne de renkli bir tişört giymişti. Alnına düşen perçemleri dağıtıp ve aynaya yaklaşıp dudaklarına baktı.
Nemlendirici olan dudakları ile kendine bir öpücük atıp çıkmış ve mühendislik fakültesine yürümeye başlamıştı, Hyunjinler onu planladıkları yerde bekliyordu ve bu yüzden gidip gövde gösterisi yapması gereken bir sevgilisi vardı.
Fakültenin içine girdiği gibi hızlı adımlarla merdivenleri çıkarken üstünde olan birkaç bakışla kaşları çatıldı, neden olduğunu bilmiyordu ama içinden bir ses bu işin eski sevgilisinin başının altından çıktığını söylüyordu.
Yine de pek takılmayıp Changbin'in dersliğinin önüne geldiği zaman kapının açık olduğunu fark ederek içeri girdi, girmesiyle de beraber Changbin ve yakasından tuttuğu eski sevgilisini görürken "Changbin!" dedi koşarak.
Merdivenleri çıkıp kolunu tuttu. "Neler oluyor, çekil hadi."
Changbin ona bakmadan çocuğun yakasını daha sıkı kavradı. "Bana bak açar mesajlarını herkese gösteririm, sikerim belanı. O yaydığın dedikoduyu düzelt."
"Ne?"
Seungmin şaşkınca kaldığında çocuğun arkadaşlarından biri sırıtarak ona baktı. "Lee ile çıkarken onu Changbin ile aldattığını diyorduk."
Hyunjin olayını kimse bilmiyordu bu yüzden ortaya Changbin'i atıp aklınca hırs almışlardı, Seungmin sinirlendiğini hissederken "Bak seni döverim!" diyerek bir anda çocuğun üstüne yürüdüğünde çocuk sırıttı.
"Dövsene ya, bak bakayım ağzından yüzün yer değiştirmiyor mu?"
Neredeyse hayatında hiç kavgaya girmemiş olan Seungmin kendisine gelen çocukla yutkunduğu zaman bileğinden onu tutan Changbin hızla geriye aldı, "Ona el kaldırsana," dedi yüzüne bakarak. "Ağzını sikmiyor muyum senin, kaldırsana o elini."
Olayın ortasında kalan Seungmin elini Changbin'in omuzuna koydu. "Boşver çıkardığı dedikoduları, umurumda değil insanların ne düşündüğü. Gidelim mi?"
Bu sözleriyle Changbin'in gözleri ona dönerken kafa sallamış ve sıradaki bilgisayarını alıp çantasının içine koymuştu. Kenarda duran defterlerini de yerleştirirken Seungmin onu bekliyordu, sadece gözleri Changbin'in üstündeyken aniden gelen "Siz cidden ne zamandır sevgilisiniz?" sorusu ile ikisi de gergin olduğu için bağırdı.
"Üç aydır!"
"Üç aydır!"
"Oh..." Sınıftaki çocuk duraksadı. "Tamam dostum, anladım, üç aydır evet."
Bir anda söyledikleri yalan birbirlerini desteklerken Seungmin yutkunmuş, Changbin çantasını omuzuna atıp hâlâ ileride durup onlara bakan çocuğa ilerlemişti. "Bana bak," dedi yakasından tutup kendine çekerken, kulağına eğildi. "O yaydığın dedikoduları yok etmezsen seni siker ardından da tüm okulun önüne atarım." Ekledi. "Bunu yapacağımı biliyorsun."
Yakasından savurup geri çekilmiş, Seungmin'e doğru ilerlemeye başlamıştı. Seungmin'in elini tutarak ikisini sınıftan çıkardığında Seungmin iç çekti. "Şimdi de seninle onu aldattığımı mı yaymış, gerçekten onun bir doktora görünmesi lazım."
"Kuyruk acısı götüne girmiş."
İkisini lavaboya çeken Changbin ellerini ayırıp suyu açarak yüzüne vurduğunda Seungmin dudaklarını büzerek tezgaha yaslandı ve ona baktı. "Sıkma canını. Üzgünüm, adın da benim yüzümden kötüye çıktı."