2.0

3.6K 579 315
                                    

Seungmin gece yarısı uyanır gibi olurken üstüne bir şey örtüldüğünü fark etmişti, ilk önce başını yastığa bastırıp uykusuna kaldığı yerden devam etmek istemiş ama beceremezken de gözlerini açmıştı.

Odanın girişindeki Changbin'i fark etti, montunu alan Changbin odadan sessizce çıkarken "Changbin?" diye mırıldansa da sesi oldukça kısık çıktığı için Changbin onu duymamış, karanlık koridorda gözden kaybolmuştu.

Seungmin başını geri yastığa bastırıp idrak etmeye çalıştı, en son aşağıda salonda uyuyakalmıştı ve Changbin'in onu taşıdığını hayal meyal hatırlıyordu. Telefonunu arasa da bulamayınca pek umurunda olmadı, yataktan kalkıp ilk önce odaları araya araya lavabo bulmuş, elini yüzünü yıkamış ve Changbin'i bulmak adına sessizce aşağı inmişti.

Salonunda yanan şöminenin dışında ışık yokken karşılıklı iki koltukta yatan Hyunjin ve Chan'ı fark etti. "Sizin de beraber uyuyacağınız günler gelecek," diye mırıldanmış ve Hyunjin'in telefonundan saate bakmıştı.

Daha sabaha çok vardı, Changbin evin içinde yoktu, montunu aldığına göre de dışarı çıkmış olmalıydı. "Bu saatte..." deyip sızlandı ve gözlerini etrafta gezdirdi, bulduğu Chan'ın kalın hırkasını üstüne geçirmiş, botlarını giymiş ve ardından da evden çıkmıştı.

Kapı sesiyle beraber ileride çardakta oturan Changbin'in gözleri onu bulurken yakmak üzere olduğu sigarasını indirip kendisine doğru ilerleyen çocuğa baktı. "Ben mi uyandırdım seni?"

"Bilmiyorum," deyip yanına oturdu Seungmin. Ona baktı. "Hava buz gibi, neden çıktın dışarı bu saatte? Ormandayız bir de, korkmuyor musun?"

Changbin güldü. "Sen nasıl korkmadan çıktın?"

"Sen varsın diye."

Tereddütsüz cevabı yüzünden Changbin'in bakışları birkaç saniye Seungmin'in yüzünde oyalanmış ardından da gülüp önüne dönmüştü. "Uykum açılsın bir de sigara içeyim diye çıktım."

"Sigara nerede?"

"Vazgeçtim." Omuz silkti. "İçmeyeceğim."

"Changbin..." diye söylenen Seungmin ile Changbin ona baktı. "Sen nasıl benimle biraz daha fazla vakit geçirmek için dışarı çıkıyorsan ben de seninle daha fazla konuşmak için sigara içmem, ödeşiriz. Bir kere içmezsem ölecek halim yok ya."

Onun bu cümlelerine dayanamayan Seungmin gülerek ellerini yanaklarına attı. "Sen beni kendine daha çok aşık etmeye mi çalışıyorsun hı?"

Changbin'in eli onun beline giderken "Yakalandım?" demiş, Seungmin kıkırdamıştı. "Benden kaçmaz."

O, onun yanaklarını severken Changbin'in gözleri kendisine gülümseyerek bakan Seungmin'in makyajsız yüzünü taradı, cidden bir an tüm vücudunun titrediğini hissederken "Seungmin," diye mırıldandı.

"Hım?"

"Ben senden çok hoşlanıyorum."

Ani gelen itirafla Seungmin nefesinin tıklandığını hissetti, o cevap vermeden Changbin kendini tutamayıp devam etti. "Öyle böyle değil ama, sana bakarken bile elim ayağım titriyor artık, neden bu kadar güzelsin?"

"Changbin..." dedi Seungmin gülerken, Changbin hâlâ uzun konuştuğunda şaşırıyordu cidden.

Parmakları onun yanaklarını severken "Ne yapıyorsun bana?" diye soran adamla beraber hiç düşünmeden bir anda uzandı ve dudaklarını dudaklarına bastırdı.

İkisi de ani gelen baskıyla saniyelik olarak duraksadı, Seungmin soğuktan mı yoksa heyecandan mı titrediğini bilemezken bir nefeslik mesafe bile bırakmadan geri çekildi, gözleri hâlâ kapalıydı.

boyfriend, seungbin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin