"Ay çok yoruldum ya!"
Seungmin plank durmayı onuncu saniyede kesip kendini direkt yere attığında yanında duran Changbin ona 'sen iflah olmazsın' anlamında başını sallamış, olduğu pozisyonu korumuştu.
"Hiç öyle bakma," deyip uzandığı yerde yuvarlanarak Changbin'e doğru yaklaştı ve alttan alttan ona baktı. "Çok zor tamam mı, nefesim kesildi, vücudum titredi resmen. Yapamam ben bunu, sana da vur dedik öldürdün yahu."
"Hadi plank zor, ağırlık neden kaldıramadın?"
Dudaklarını büzüp gözlerini kaçırdı. "Bileklerim güçsüzse demek ki."
"Beş kiloydu Seungmin."
"Of!"
Yanaklarını şişirip Changbin'in yüzüne doğru oflamış, Changbin gözlerini kapatıp bitmesini beklemişti. Aslında çok rahat yapabilirdi Seungmin onu ama uyuzluğuna yapası gelmiyordu.
Güldü ellerini başının altında birleştirip. "Buradan manzara güzelmiş."
"Öyledir," dese de Changbin hiç de güzel olduğunu düşünmüyordu. Büyük bir ihtimalle yüzü hafiften kızarmaya başlamış, kendini sıktığı için damarları iyice belli olmuştu.
Seungmin ona baktı. "Daha ne kadar duracaksın?"
"On saniye daha," dedi ve onuncu saniyede dudaklarına yapışan sevgilisiyle kendisini üstüne bıraktı. Hızla ellerini yere koyup tüm ağırlığını vermesine engel olmuş, öpüşmeyi kısa tutup vücudunu yana atmıştı.
"Mekik çekeceksin daha." dediğinde Seungmin asker selamı verircesine elini alnına koydu. "Tamamdır kaptan."
Changbin onun bu hareketine gülüp birkaç dakika dinlenmiş ve ardından da uzanan sevgilisinin bacaklarını tutup karşısına geçmişti. "Hadi."
"Seninle spor yapılmaz," dedi Seungmin mekik çekmeye başlarken. "Sen spor yaparken izlenir ama kesinlikle seninle spor yapılmaz."
Changbin sırıttı. "Güzelim sen istedin."
"Kendi ağzımı si.."
Seungmin son anda edeceği küfre hakim olmuş, Changbin kahkahayı basarken de gözlerini kısarak sevgilisine bakmıştı. Gerçekten de gün geçtikçe Changbin'e benziyorsun diyen arkadaşlarına içinden hak verip devam etti.
"Güzel," dedi Changbin bittiğinde. "İyi yaptın. Sıra bende, otur."
O uzanınca Seungmin ayaklarının üstüne oturdu, Changbin direkt ellerini başının altında birleştirip mekik çekmeye başladığında Seungmin onun gerilen kol kaslarına bakıyordu. "Nazar değmesin nazar!" diye yükselmiş, "Oh bitti," deyip hızla ayağa kalkıp koşmaya başlamıştı.
"Ben su alıp geleyim!"
"Kaçma!" diyerek arkasından atıldı Changbin. "Ya!" dedi bağırıp. "Of Changbin ya, dinleneyim azıcık! İmdat!"
Changbin onu bacaklarından kavrayıp omuzuna alarak salonun içine ilerlemeye başladığında Seungmin "Ya!" dedi. "Acımasız mısın! Changbin bırak ya!"
Tersten baktığı için Changbin'in kalçasına patlatmış, Changbin onu yere indirmişti. "Bisepslerini çalıştırdın ama göğüs egzersizi yapmadın. Uzan."
Seungmin banka uzandı ve Changbin'in tuttuğu ucunda ağırlıklar bulunan bara baktı. "Ya çıkar da yüzüme düşerse öyle bir video izlemiştim, Changbin ben o zaman ne yaparım! Ya tutamazsam göğsüme düşerse, ölürüm ki ben!"
"Bir," dedi Changbin taktığı emniyet aparatı ile. "Bu var, düşmez. İki, ben buradayım, tutarım tamam mı? Tut bakayım, kollarını az aç, arada belli bir mesafe olmalı ki doğru pozisyonda işe yarasın."