MULTİMEDIA DA ECE VAR. Anakarakter Ece .Umarım beğenirsiniz.İyi okumalar :3
Bazen sevgilin seni terk etmiştir ve sen bunun için zırlarsın.Ne berbat bir durum! Yanımdaki pofuduğa oturup , bağdaş kurup , hayallere dalıyorum...Bir çocuk düşünüyorum.Yeşilimsi gözleriyle gözlerime bakıyor. Kahverengi saçları parlıyor. Gözlerini benden ayırmıyor ama kim olduğunu seçemiyorum. Cemre 'nin beni dürtmesiyle yerimden sıçrıyorum.
"Seni salak ne boka dürtüyosun ?"dedim.
O da "Lan yarım saattir öcü gibi bana bakıyosun.Korktum yani."dedi.Sırıttım.
"Yeter be."dedim.
"Burada oturup ağlamam ben tamam mı ? Kimle aldattıysa aldattı.Çok da umrumda.-ki ben bunları haketmedim-Ne bok halleri varsa görsünler.Bu ben değilim.Onun için üzülecek değilim.Kalk bara gidiyoruz."diye bağırdım.
"Kimin kankası be.Yürü koçum"dedi ve sırtıma geçirdi.Gülerek odalarımıza dağıldık.
Kapıdan çıkmadan boy aynasına baktım.Fena kız değildim. Aynada kendimi süzdüm ve elimi belime koydum.Arkadan gelen ıslık sesiyle arkama döndüm ve Cemre'ye baktım. "Yanıma gel" dedim onu aynaya çekiştirirken. Gerçekten güzeldik.(multide kızların kıyafetleri :*)
Bara girdiğimizde gözler üzerimizdeydi. Bir an Cemre'ye ve kendime baktım. Kıyafetlerimiz diğer kızlardan çok daha masumdu. Müziğin sesi kulak zarımızı patlatacak türde olduğundan -akşam boğaz ağrısı çekecek şekilde- Cemre'ye bağırdım:
"Kanka, çok imanlıyız." dedim.
O da bağırarak:
"Kanka bir şey olmaz bir sürtük gibi giyinmedik en azından."dedi.
Cemre'nin elini sıkıca tuttum. Cemre bana bakıp bir piç gülüşü attı. Etrafıma her baktığımda midem bulanıyordu. Burası çok pis bir yerdi . Cemre'ye güvenerek -daha doğrusu midemi düşünerek- etrafa bakmayı kestim ve sadece ayaklarıma bakmaya karar verdim.Cemre benim elimi bırakana kadar yere bakıyordum. Cemre elimi bıraktı ve ben de şaşırıp önüme baktım. Çok taş bir çocuk Cemre'ye takılıp takılamayacaklarını sordu. Bizim saf Cemre de kabul etti. Tam gidecekken ben de arkasından bağırdım.Beni dinlemedi ve bana:
"Tadını çıkar kardeşim"dedi ve kalabalığa
karıştılar.Oturmak için bir yer arıyordum ki biri bağırmaya başladı:
"Hey, millet!Lütfen dinleyin.Birazdan yapılacak ve kızlar arasında olan ses
yarışmamız 5 dakika sonra başlıyor. Bu güzel sesli kızımızı barın sahibi Çağatay belirleyecek..."
Yarışmaya katılmaya karar verdim. Sesim fena değildi ve burada ezik olmadığımı göstermeliydim. En son ben söylemeye karar verdim ve hangi şarkıyı söyleyeceğimi düşünmeye başladım.(Ece'nin söylediği şarkı multide :* )
İlk kız çok güzeldi . Ancak berbat sesi vardı.Allah bir tip vermiş gerisini... İkinci kız tam bir sürtüktü. Neredeyse donunu gösteren bir etek -etek varla yok arasındaydı- giymişti. Sesi güzeldi aslında ama bu kızı sevmemiştim. Tam bir sürtük olan iç sesim sen seçilemeyeceksin diyordu. Onu dinlemiyordum.
Bir çok berbat sesli kızı dinledim ve sanırım toplam 17 kişi söylemişti ve şarkı yarışmasını duyuru yapan tıtlı çıcık sahneye çıkarak başka adayın olup olmadığını sordu ve ben de "Ben " diye böğürdüm. Bütün bakışlar üzerimdeydi. Utana sıkıla tıtlı çıcık yardımıyla sahneye çıktım ve mikrafonu elime aldım. Bir çok kız Damon'un
sevgilisine bakar gibi iğrenerek bana bakıyorlardı. Ben de bakışlarımı karşıya diktim ve tatlı çıcık dediğim şarkıyı gitarıyla çalmaya başladı. İçimde garip bir his vardı. Neden bilmiyordum ama burada bulunmak ve kızların bana yem gibi bakması dışında erkeklerin de ıslıkları gerçekten kendimden nefret etmemi sağlamıştı. Niye buraya çıkmıştım ki. Tam bi malım. Sırası geldiğini hissedip şarkıyı söylemeye başladım.Skies are crying
I am watching
Catching teardrops in my hands
Only silence as it's ending
Like we never had a change
Do you have to make me feel like
There's nothing left of me
You can take everything I have
You can break everything I am
Like I'm made of glass
Like I'm made of paper
Go on and try to tear me down
I will be rising from the ground
Like a skyscraper
...
Şarkı bitti ve nefes nefeseydim. Az önce yemine bakan kızlar ve herkes dahil beni alkışlıyorlardı. Selam verdim ve sahneden indim. Birazdan tıtlı çıcık kazananı açıklayacaktı. Birinin beni kendine çekmesiyle şaşırdım ama bu kişinin Cemre olduğunu anladığımda ona daha sıkı sarıldım. Bir müddet ağladık. Ancak Cemre :"Yeter lan. Niye ağlattın ki? Bu kadar güzel söylemek zorunda mıydın?" Dedi.
Bir süre makyajını temizlemeye çalışan Cemre'yi izledim.Ben makyajı en son komşumuz -aynı zamandaCemre'nin halası- Hayriye Teyze'nin amcasının oğlunun dayısının kızının düğününe giderken Cemre piçi yüzünden yapmıştım.
Cemre 'ye bakarken ne kadar güzel olduğunu farkettim. O sarışındı. Ben de esmerdim. İkimizde 14 yıldır arkadaştık. Aynı yetimhanede büyümüştük. O, doğduğundan beri yetimhanedeydi. Ben ise 1 yaşımdan itibaren. O benim kardeşimdi. En değerlimdi. Hayatımdaki her şeyi kaybetmişken onu da kaybedemezdim. Bunları düşünürken bağırarak :"Yaa kızım ben aşık olduğğğmmm" dedi.
"İyi biri mi? Adı ne? Kaça gidiyo ? Piskopat mı? Piskopat değilse burada ne işi var?..."
diye sıralarken ağzımı kapadı ve dedi ki :"Ece, bana güven bu çocuğa aşık oldum ve bırakmam. Gerçekten iyi bir çocuk ve piskopat değil eminim."Elini ağzımdan çekince dedim ki:
"Sana zarar gelmesini istemem Cemre.Sen bilirsin ama dikkatli ol."
Yine sözümü böldü:
"Ece, Emre farklı.Bana inan nolur."
"Tamam. Öyle olsun."dedim ve ellerimi göğsümde birleştirdim. Yanağımı öptü ve sırıtarak dedi ki:
"Trip atma çarparım. Şu yarışmayı kim kazandı merak ediyorum. Gel gidip bakalım."
Sahnede farklı ama o 'tıtlı çıcık'tan daha yakışıklı biri vardı. Ona çok dikkatli baktım. Aynı rüyamdaki ismini bilmediğim çocuğa benziyordu.Konuşmaya başladı ve o sırada Cemre ağzımı kapamam gerektiğini söyledi . Gülerek ağzımı kapadım. Beyaz atlı prensime aşık kızlar gibi -elim yumruk halinde ve yumruğum çenemin altında gözlerim kısık sırıtarak- ona bakıyordum.
"Selam kızlar. Ben barın sahibi Çağatay. Yarışma sonucunu açıklıyorum."dediğinde elimi çenemden çektim ve gözlerimi açtım. Açar açmaz Çağatay'la göz göze geldim. Bana garip ama farklı bir his yaratan bir şekilde bakıyordu. Ona gülümsedim ve o da gülümsedi. Başımı önüme eğdim ve ayaklarıma baktım. Utandım lan. Cemre'nin dediği aklıma geldi. 'Yaa kızım ben aşık olduğğğmmm.' Aynı şeyi kenime de söyledim. Hala sırıtıyordum. Birden adım okundu ve kafamı kaldırdım .Başımda Çağatay sahneden inmeden ama bana yakından bakmak için diz çökmüş vaziyette feci yakışıklı görünüyordu. Bana elini uzattı ve tuttum.Belimden tutarak beni sahneye kaldırdı. Ona çok yakındım ve bu da beni heyecanlandırıyordu. Sanırım şarkı yarışmasını kazanmıştım. Nihahaha. Bana kinle bakan kızlara 'Noooooldu?' Dermiş gibi bakıp göz kırptım. Cemre de alkışladı. Ona doğru selam verdim. Çağatay'a döndüm ve aramızda tek nefeslik bir mesafe olduğunu farkettim. Gözleri -rüyamdaki gibi- yeşildi. Mükemmel derecede koyu bir yeşildi. Koyu yeşilin en sevdiğim renk olduğu kafama dank etti. Ne şanslıydım be. Çağatay beni daha çok kendisine çekti ve "Tebrikler." dedi. Yüzümüzün arasındaki mesafe çok az olmasına rağmen vücutlarımız arasında hiç mesafe yoktu. Sahnenin ortasındaydık ve herkes çok şaşkındı. "Çağatay kimseye böyle bakmamıştı." dedi.Şaşırmıştım ama hoşuma gitmişti. Beyaz atlı prensime döndüm. Hala bana bakıyordu. Sonunda konuştu ve dedi ki:
"Seni rüyamda görmüştüm."
Selam , ben Ece.Bu ilk bölümdü canlarım. Umarım beğenirsiniz. Ece'nin söylediği şarkıyı skyscraper seçtim. Gerçek bir LOVATIC im. Yorumlarınızı yazarsanız çok sevinirim.öpüldünüz :* :D