Multide Ece ve Cemre'nin doğum gününde giydikleri var.Umarım bu bölüm hoşunuza gider. Öptüm :***
~~~~~~~~~~~~~
Biliyorum. Sefgilimin size hep iyi yönlerini anlattım. Ama artık yeterince samimi olduğumuza göre odunluklarından ve kendinden büyük egosundan bahsedebilirim. Çağatay cidden çok tatlıydı. Çok güzel bir burnu, -dün plajda gördüğüm- kasları, yeşil, -sinirlendiğinde koyulaşan- gözleri ve daha sayamadığım birçok güzel yönleri vardı. E tabii ki bunun yanında sefgilimin gıcık, öküz, davar, sığır... yönleri de vardı. Dışarıdan da -çok az birbirimizi sevdiğimizi söylediğimizden- garip bir çift görünüyorduk. Ama Cemrecim her fırsatta çok tatlı olduğumuzu söylüyordu. Ben de söylediği her fırsatta onun kafasına vurup "tabe lan"diyordum. Tatlı olmamızın sebebi Çağatay'ın huzur verici sesi, matkapla delinmiş gamzeleri, kasları, ve benimle sevgili olmasıydı. Ayyy ama ben bunu düşündükçe yiyesim geliyo yhaaaa...
Dudaklarımdaki ağırlıkla gözlerimi araladım. Biraz korkmuştum. Çünkü bu tür şeylere alışkın değildim.
"Çağatay , ne yapıyorsun yaaa?" Dedim.
"Bugün özel günün değil mi senin?" Dedi.
'Oha lan' dedi iç sesim.
"BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜMMM"diye bağırdım. Tamam kabul ediyorum bağırmadım; anırdım.
Yatakta zıplarken elleri belinde bana 'anan güzel mi?' Dermiş gibi bakıyordu. Sonunda istediğim sırıtışı yüzüne yayıldı.
"Ece, istersen yataktan in. Çünkü o yatağın kırılmasını istemiyorum. Ne de olsa -muzip bakışlar- yatakta yapacak daha işimiz var"diyince hemen sırıtmam silindi ve gene cırladım:
"Yaaa, sen ne çeşit bi sapıksın yaa?"
"Bebeğim, gerçekler acıdır"
"Peki ben birazdan senin en değerline tekme atarsam bu da acıtır mı?"
Tekmemi havaya kaldırmamla bacağımı kavradı ve beni kendine çekti. Ahh, sen şöyle gülme yaa...
"Evet Ece hanım, bugün sizin doğum gününüz ve sizi akşam bir sürpriz bekliyor. Ama öncelikle bu senin kutladığımız ilk doğum günün olduğundan yapmak istediklerini bana söylemelisin."diyen Çağatay'a dilimi çıkardım.
"Çağatay , ciddi misin? Evlenmek için daha çok gencim. Biliyorum benimle evlenmek istiyorsun ama olmaz aşkım. Ben Francisco'yu görmeden, onu kesmeden, evlenmek istemi-"
"Eğer bir daha o adamın adını ağzına alırsan; -muzip bakışlar ve gamzeleriiii- sanırım...hımm... ne yapacağımı bilemiyorum ama iyi bir şeyler olmayacağı kesin bebeğim." Dedi.
"Bebeğim mi? Bebeğim mi? Çağatay ciddi misin? Bu kadar kıro olduğunu bilmiyordum doğrusu..." dedim. Bozulmuşa benziyordu. Onun o suratı o kadar tatlıydı kiiii-
"Yeter lan bakıştığınız!"diyen Cemre'ye ters ters baktım. "Yarım saattir birbirinizi kesiyosunuz ve ben burda sizin planınızı bekliyorum. Hıh! Trip!" Dedi ve ellerini birleştirerek kafasını sola çevirdi.
"Öncelikleeee.. Plaja gidip 2 saat yüzeceğiz. Sonra aşkım ve ben.. -Çağatay'ın gözleri beni buldu.- tabii ki senden bahsetmiyorum Çağatay. Benim biricik davşanım Cemre'den bahsediyorum..alışverişe çıkacağız! Cemre'ye ve bana düsel giysiler alıp 2 saat sonra evde olucağız. -parmağımla Emre ve Çağatay'ı gòstererek- siz de hazırlanıcaksınız ve evde buluşucağız. tamam mı?"