Multide Aytunç ve Beliz var. Öpüldünüz :***
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bugün benim için gerçekten çok zordu. İki mal kankam yanımda oturuyordu. Biri Aytunç diğeride Cemre idi. Aytunç'un gözleri şişmişti. Beliz ile ayrılmışlardı. Aslında 3 senedir beraberlerdi. Birbirlerini çok seviyorlardı ve çok da yakışıyorlardı doğrusu. Aytunç nedenini bilmediğini söylüyor ve sürekli "Gitti..." diyordu. Odada sessizlik hâkimdi. O ağlıyor , Cemre'yle ben onun sırtını sıvazlıyorduk. Çocuk gerçekten çok üzülmüştü. Beliz'i ben ve Cemre en az 30 kez aradık ama açmıyordu. Başına bir şey gelmesinden endişeleniyordum.
Aytunç ve Beliz çok kavga ederlerdi ama Aytunç onu hep alttan alırdı ve barışırlardı. Hiç bir zaman kavgaları bu kadar büyümemişti. Aslında Aytunç'un demesine göre ortada kavga yoktu. Beliz ona sıkıldım artık senden demişti. Beliz'e bu yüzden çok kızdım. Çocuk burada salya sümük ağlıyordu onun için. Aytunç yalan söylemezdi. Onu 7 senedir tanırım ve eminim burada Beliz haksızdı. Çünkü ben de Beliz'le çok kavga ederdim. Ufak şeylerden hemen kavga çıkarırdı. Kankamdı ama bazen çok gıcık olabiliyordu.
Aytunç ağlarken aklıma nedense okul geldi. Okulun başlamasına daha 1 ay felan vardı ve ilginç olanı da ben okulla ilgili rüya görmeye başlamıştım. Dün gördüğüm rüyada bir kız vardı ve biz -yani ben Cemre ve o kız- çok yakındık.Bunun Beliz ile bir alakası olup olmadığını düşündüm. Belki de Beliz'in yerine bu kız geçerdi. Bize Beliz'i unuttururdu. Beliz'i ve yaptıklarını ....
Aytunç bize geleli 3 saat olmuştu ve saat 01.37'yi gösteriyordu. Birden kapı çaldı. Cemre'yle birbirimize baktık. Uzun bakışma yarışmasını ben kazandım ve o kapıyı açtı. Karşımdaki yeşil gözleri hemen tanıdım ve elimi Aytunç'un elinden çektim. Ayağı kalktım ve ona koşup sarıldım. Elleri havada bekliyordu. Sarılmasını bekledim ama olmadı. Hemen geri çekilip ona çatık kaşlarımla baktım.
"Görmeyeli bayağı odunlaşmışsın bakıyorum ama böyle dersem oduna yazık olur. Sonuçta o insanları ısıtıyor. Bi işe yarıyor! " diye bağırdım bir çırpıda. O da muzip bir şekilde bakıp ;
"Ben de ısıtabilirim."dedi.
"Ay...ay... A-aaa..sen ne kadar sapıksın?"
"Öyle deme bebeğim. Bunlar gerçekler ve daha sonra bu çocuğun burada ne iş yaptığını söylemezsen daha da sapık olurum. Ona göre!"
"Yaaa şey....biz kankayız. Bu Aytunç, bu da Çağatay. Hadi tanışın." Dedim ve Çağatay'ı koltuğa ittim. O da düşüp Aytunç'un yanına oturdu. Aytunç'a doğru eğilip şöyle söyledi:
"Ne halt edi-"
Sözünü bölen Aytunç oldu.
"Gitti ! Lanet olasıca defolup gitti! Ben onu çok sevdim yaa! O ise küçük bir saçmalık yüzünden terk etti ! O beni terketti! -Cemre ile birbirimize dudaklarımızı ısırarak bakıştık- Lanet olsun! Sonunda gitti işte! Neden? Çünkü ben sakarım ! Çünkü o beni sevmedi ! -bana döndü- Söylesene Ece ! Beni hiç sevmedi değil mi ? Beni kullandı değil mi? Niye bana öyle bakıyorsun? Haksız mıyım? Söylesenize lan ! Ondan nefret ediyorum. Ondan gerçekten nefret ediyorum."
Bunları bir çırpıda söyledi ve sözleri bittiğinde nefes nefeseydi. Bağırmıştı. Canı çok acıyordu. Bu acıyı bilirdim. Uzay'dan dolayı. Ona doğru yaklaştım ve koltukta Çağatay olduğundan dizinin dibine çöktüm.
"Bak Aytunç. Seni anlıyorum. Gerçekten. Bu konuda haklısın ve ben sana inanıyorum. Emin ol ; o , seni haketmiyordu. Yani...ne biliyim ? Beliz iyi kızdı felan ama işte... bilmiyorum ama ben senin yanındayım. Senin haklı olduğunu biliyorum. Onu unut. O gitti. O seni unuttu ve sen de onu unut. "
Ağır konuştuğumun farkındaydım ama cidden sinirlerim bozulmuştu. Aytunç bana baktı. Gözlerimin içine bakıyordu.
"Öyle mi dersin?"
"Tabiki Aytunç, Beliz bizi de silmiş hayatından anlaşılan."
Cemre'nin ne demek istediğini anlamadım ve ayağa kalkıp kulağına fısıldadım:
"Ne alaka lan? Çocuk zaten perişan sen ne diyosun?"
"Hemen tepki verme. Bir bildiğim var tabii ki!"
"Cemre ağzındaki baklayı çıkar artık!"
"Emre'yi aramıştım 2 saat önce felan. O da onun evine gitmiş. Evde yokmuş. Beliz'de Emre'nin numarası yoktu heralde ondan Emre Beliz'in numarasını benden istedi iste ben de verdim. sonra onu aramış. Beliz de açmış işte gülüyomuş ama böyle ne gülmek! Kahkaha atıyomuş. Emre 'herhalde sarhoş oldu' diyor. Sonra da Emre'de ona demiş Niye ayrıldınız? Bu mal da aaaaa, ben ondan ayrıldım değil mi? Demiş gene kahkaha atmaya başlamış. Sonra bi kaç dakika geçmiş Beliz de demişki
'İyiki ayrıldım ondan. Katlanamıyordum. Ne zaman biriyle beraber olsam onu üzüyorum. Her zaman da böyle oldu. Bu yüzden artık buralardan gidiyorum. Her kimsen bunları bizimkilere anlat. Uzun bir süre Türkiye'ye dönmeyeceğim. Amerika'da yaşadıklarımı unutacağım.' Demiş ve telefonu kapatmış.Arkadan Aytunç'un seslendi:
"Gerçekten böyle mi düşünüyomuş?"
Dilimi şaklattım.
"Sen bizi mi dinliyosun?-Aytunç kafasını 'evet' anlamında salladı.- Yani Emre onunla konuşmuş. Olaylar böyle Amerika'ya taşınmış. Seni üzdüğünün farkında."dedim.
"Kızlar, biliyor musunuz? Artık üzülmüyorum. Cidden! Madem buradan da gitmiş, bizi de silmiş, o da benim için bitti artık." Diyen Aytunç'a Cemre'yle koşarak sarıldık. Güldüğünü farkettim.
"He şöyle yaaa! Aferin sana kimin kankası?"dedim. Hahahah! Hiç bu kadar mutlu olmamıştım ama hâlâ bir yanım ağlamak istiyordu. Beliz bizi unutmuştu. BELİZ BİZİ UNUTMUŞTU! O zaman Beliz de benim için bitmişti. Aramızdan su sızmazdı bizim ama o bizi unutmuştu. Gitmişti. O zaman Beliz artık bizden biri değildi. Bizim gruptan değildi.