ANTEP'E ADALET BERDEL

9. Bölüm Umut Yeniden

2 günün sonuna gelmiştik...
Bugün Emrehanın avukatlık üniformasını getirdik hastaneye ölsede üzerine serecektik ölmesede, Gürkan birden koşarak kalbi durdu makinayı getirin dedi koşarak geldiler kalp cihazı ile koşuyordu arkasından 2 hemşire birgün ağlamaya başladı umutlar tükeniyor zaman geçmek bilmiyordu Gürkan çıktıktan sonraki cümlesi ya bizi yeniden doğuracak yada öldürecekti. 10 dakikalık aradan sonra Gürkan geldi anlını silerek kan ter içinde kalmıştı ayağı kalktık.

Gürkan söyle bizi öldürecekmisin? Yada doğuracakmısın?

Gürkan ağlayarak gülüyordu.

Gürkan öldü mü, yaşıyor mu?

Kafasını sallayarak yaşıyor dedi. Hepimiz bu sefer mutluluktan ağlıyorduk Gürkan sarıldı bana yaşıyor dedi.

Kendimize geldikten sonra kapı açıldı Ameliyat kapısından hemen kafamızı arkaya döndürdük. Bide ne görelim.

Emrehan tekerlekli sandalyede üzerinde hasta kıyafeti üzerinde makineye bağlı değil biz şok içinde ona bakarken gülerek "BABA" dedi yaşıyordu böbrek bulunmuştu hemen gidip sarıldım bizimkiler arkada birbirlerine sarılıyor. Ardından birgün ağlayarak koşup sarıldı hepsi sarılmasını gerçekleştirdikten sonra..

Baba kasrın nerede?

Arkamı döndüm kasrın daha yeni görmüştü emrehanı koşarak sarıldı.

Oğlum, Gürkan birşey diyin bu böbrek nerden geldi?

Kerem komser onunkini denedik tuttu bizde böbreğini Emrehana taktık demin küçük bı şok geçirdi bizide korkuttu heyecandan kalbi atmayı bırakmış gidip hallettik şuan bizimle iki gün müşade altında tutulacak iki gün sonrası her gün pansumana gelinecek dikiş patlamayacak Emrehan eve geçtikten sonra hep yatakta olacaksın ve kesinlikle hep çorba ve su vitamin toplaması için taze sıkılmış meyvelerin suyunu verin kendine gelir.

Çok sağol Gürkan

Ne demek görevimiz.

Siz bana kıyafet getirdiniz mi baba?

Kıyafetini getirin birgün.

Baba ama bu avukatlık üniformam ?

Evet ben dedim ki bu kapıdan sağda çıksan ölüde çıksan bunu üzerine bırakacağım dedim Gürkan yardım et.

Baba şaka mı ?

Hayır ciddiyim.
Gürkanın yardımı ile giydirdik.herkes alkışladı.

Baba iyi düşündün ama bana ekstradan eşofman takımı gerek.

Tamam oğlum sen sağ çıktın ya getiririz.

Emrehanı normal odaya koydular eve gittik herkes bizden iyi haber bekliyordu haberi verdik Emrehana iki sweatshirt siyah ve lacivert, beyaz ve gri eşofman çorap temiz atlet ve iç çamaşırı koydum hastaneye gittim testlim ettim arkadaşı Aykut başında duracakmış bu günlük refakatçisi olarak Aykut'a verdim ve eve geldim 5 günlük yorgunluğumu atmak için uyudum...

Emrehan 'dan...
Kanka sana yemin ederim ben ölecem dedim sağolsun komserim vermiş asla unutmam bu iyiliğini,

Harbiden o degil de ben 3 gün önce hastaneye senin yanına gelecektim sanki adliyede kasrını gördüm ama tam çıkaramadım omu yoksa değil mi diye geldiğimde hastanedeydi.

Yok ya benzetmişsindir. Ne işi var orada?

*Kapı çaldı*

Gir,

Merhabalar ben avukat Tuncer Duymaz siz Emrehan Şahbaz degil mi?

E.. Evet bende avukatım.

Ha seni duydum ama görmemiştim.

Evet buraya gelmenizin amacı,

Sizde Aykut değil mi?

Evet bende Aykut Kutay
?
Neyse konumuza gelelim dedi elinden 3 tane kağıt çıkardı.

Emrehan bey Eşiniz için geldim buraya Eşiniz Kasrın Şahbaz sizden boşanma dilekçesi verdi anlaşmalı boşanma davası açtı avukat olarak beni tuttu bu belgeleri imzalar iseniz siz hastaneden çıktıktan sonra iyleştiğiniz zaman mahkeme kurulacak.

Siz ciddimisiniz?

Evet ciddiyim.

Ver bakalım şu protokole hm.. Tuncay kardeşim ben bunları imzalamıyorum onada iletirsin bu kağıtlarda bende kalacak.

Ama Emrehan bey..

Hadi Tuncay hadi kardeşim.

Tuncay odadan çıktıktan sonra komidinin üzerindeki anahtarı alıp serumu çıkarıp koşar adımlarla aşağı indim yangın merdiveninden Aykut peşindeydi hemen onun arabasına binip bizim konağa sürdüm ve varmıştım. Kapıyı tekmeleyerek açtım ve bağırdım.

KASRIN! KASRIN! KASRIN ÇIK DIŞARI! KASRIN!

oğlum senin ne işin var burada?

Dede kasrını çağır.

Ne oldu oğul?

Dede kasrını çağır!

Kasrın yengemin odasından çıkıp balkona çıktı.

Kasrın ben hastanede can derdindeyken sen kalkıp bana boşanma davasımı açtın ha!

Söylememle herkes agızını kapattı.

Dedem, kasrın Emre ne diyor?

Doğru diyor baba.

Nasıl doğru?

Dede sen bekle ben sana ne yapmış olabilirim ha sana her gün işkence mi çektiriyordum ha ben hastaneye düşer düşmez hemen koşmuşsun adliyeye boşanma davasına ulan ben bu kurşunu bile senin belalıların yüzünden yedim lan ölüyordum senin yüzünden ölüyordum dedimki o piskopat sevgiline ben karımı vermem o benim kimse alamaz dedim demek yüzüme oyun oynadım sen ha ?

Emre bak ağır konuşuyorsun sevgilin ne demek?

Ben mi ağır konuşuyorum sen anlat neden yaptın ha o piskopat sevgilini içerden çıkarmak için mi ha?

Emrehan ben sen yoğum bakımdayken senin yanına geldim mi hatırlıyorsun?

Hayır gelmedin!

Geldim! Ben geldim! Sen gözünü açıp gülümsedin bile ama bana gülümsediğini sandım meğer yanılmışım çünkü ben tam çıkacakken gitme Zeynep dedin!

Kasrın bir zeynebi biliyorsun iki ben hatırlamıyorum bunun için gidip dava açtın ha aferin pravo dedim alkışlayarak.

Sen benim yüzümden o piskopat yüzünden vuruldun bende anladım ki çıktıktan sonra sen zaten dilekçe verecektin ben verdim ve gönlüm rahat etmedi benim yüzümden ölecektin.

Sanane sanane öleceksem ölecektim dediğim anda Aykut geldi.

Emre araba nerd.. emre Emre dikişin patlamış dedi elimi yarama koydum elime baktığımda kan vardı umursamadım.

Bana bak kasrın sen ne kadar beni istemezsen isteme ben zaten seni sevmedim al diyerek fırlattım kağıtlarını sonra kibrit çakıp yere attım çayır çayır yanıyordu sonra elime yangın söndürme tüpünü alıp söndürdüm küller vardı yerde bak bak işte benim kalbimi buna çevirdin sen kasrın ben senden boşanmayacağım anladın mı şimdi git babanın evine bakalım seni alacak mı alırsa gelip yüzüme tükürün bana bak kasrın içimde zeynebi unutmaya çalışıyorum seni koymaya çalışıyorum yarın gidip o dilekçeyi iptal ediyorsun.

Etmiyeceğim.

Etmeyeceksen gözüm seni görmesin kasrın Şahnaz git bakalım babanın evine seni şahbaz soy adı ile bakalım nereye alacak gözüm seni görm.. derken ben bayıldım kan kaybından...