bir şey hissediyorum, ele geçirilmiş gibiyim ve beni sisin içine doğru götüren bu güç
bir alevden bile daha sıcak bir mavi
-
"Şerefe!"
Küçük soju bardaklarının tokuşturulması ile çıkan sesle birlikte akşam saatlerinde, Seul'un kalabalık caddelerindeki en işlek restoranlardan biri olan bu yerde en çok ses çıkaran grup, altı numaralı masada arkadaşlarının aldığı büyük kararı kutlayan gruptu.
Ve tabii ki bu ekip, Baekhyun ve arkadaşlarından başka kimse değildi.
Yemek yemek için geldikleri bu yerde ve bu masada tanımadığı kişilerin olmasından dolayı sıkılan Jeongguk, şimdiden gözünün tutmadığı kişilere bakışlarını dikmiş bir şekilde bir kolunu masaya yaslayarak soju bardağını kafasına dikti. Hafif ekşi tat, alışık olmadığından dolayı omeganın yüzünü buruşturmasına sebep olurken o an bakışları, uzun bir süredir göz hapsine aldığı omega ile kesişti.
Bu gözünün tutmadığı erkek omega, Baekhyun'un sınıfından arkadaşıydı ve sanki onu yıllardır tanıyormuşçasına en yakın arkadaşı olarak sahiplenmesi Jeongguk'u birazcık (!) sinirlendirmişti.
Tıpkı lisede olduğu gibi Baekhyun üniversitede de popülerdi, pek çok arkadaşa sahipti ve bu arkadaşların çoğalması, üstüne üstlük hepsinin kutlama yemeğine katılması bu pembe saçlı omeganın onlara karşı olan nefretini körüklemekten başka hiçbir işe yaramamıştı.
Açıkçası sıkılmıştı.
Buraya birlikte geldiği Seulgi, Baekhyun'un yeni arkadaşlarıyla kolayca kaynaşırken Eunwoo da etrafla ilgilenip çalışanlar ile flörtleşmekle oldukça meşgul görünüyordu.
''Buradan sonra karaokeye de gidiyoruz değil mi?'' Geldiğinden beri hareketlerinden gıcık kaptığı erkek omega masadakilere yönelik konuştuğunda Jeongguk gözlerini devirmemek için kendini zor tutmuştu. Bir hareketi battığında otomatik olarak diğer tüm hareketleri de batıyordu işte. ''Oyunbozanlık yapmak yok.''
Masadakiler onayladığını belirten cümlelerle birlikte gecenin devamında daha neler yapabileceklerini planlarken masanın ucunda, Baekhyun'un karşısında oturan Jeongguk biraz eğildi ve arkadaşının dikkatini çektiğinde konuştu.
''Yemekten sonra benim ayrılmam gerek. Darılmazsın değil mi?''
Baekhyun, arkadaşına yemekten önce de bunu zaten belirttiği için sorun olmadığını söyleyecekti ki masanın diğer ucundan konuşmalarını duyan biri ondan önce davrandı.
''Jeongguk sen gelmiyor musun? Ortamımız pek açmadı galiba seni.'' Jeongguk'un geldiğinden beri hareketlerine sinir olduğu omega, içlerinde bulunduğu ortamı benimserken pembe saçlara sahip omega buna da sinir olmuştu.
Bu ortam onun değildi ve bu omega, onu dış kapının dış mandalı olarak göremezdi.
Sebebini bilmediği bir şekilde gıcık omeganın radarına girip ondan iğneleyici laflar işiten Jeongguk, omega az önce hiçbir şey dememiş gibi masum bir şekilde yemeğini yerken konuştu.
''Ben Baekhyun'la yemekten önce de konuşmuştum, işlerim var.'' Ardından masadaki, Baekhyun'un diğer arkadaşlarına dönerek devam etti. ''Siz eğlenmenize bakın. Tanıştığımıza gerçekten çok memnun oldum. Bu yemeği kesinlikle tekrarlamalıyız.''
Jeongguk'un muhatabına aldığı kişiler pembe saçlı omeganın aurasından ve kişiliğinden etkilenip onunla bir konuşmanın içerisine girdiğinde, masanın diğer ucundaki omega gözlerini bütün dikkati üzerine toplayan Jeongguk'a dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love you like a love song ➳ taekook
Fanfictiontüründen dolayı kimsenin arkadaşlık kurmak istemediği çocuğa, sevgisini en güzel şekilde vermişti minik omega