love story

14.4K 1.6K 566
                                    

romeo, take me somewhere we can be alone

-

Taehyung bugün diğer günlerin aksine boyama aktivitesini üzgün bir şekilde yapıyordu. Jeongguk'un hiç yanına gelmemesi ve hep diğer çocuklarla oynaması onu üzmüştü. Arkadaş olduklarını düşünmüştü Taehyung. Göz ucuyla minik omegaya baktığında mutlu bir şekilde oyun oynadığını gördü ve bu fikrinden vazgeçti. Kimse Taehyung ile arkadaş olmak istemezdi.

Düşündüğü üzücü şeylerden sonra kendini yaptığı resme verip dış dünyaya karşı algılarını kapattığı sırada öğretmeni geldi yanına.

"Taehyung herkes dışarı çıktı. Sen de gitmek istemez misin?"

Minik alfa etrafına bakındığında kimsenin olmadığını fark etti. Pembe omega bile yoktu. Normalde olsa köşesinden ayrılmaz ve ailesinin onu almasını beklerdi ama bu sefer dışarı çıkmak istedi. Dışarı çıkıp diğer çocuklarının ne yaptığını görmek istemişti, ya da daha çok pembe omeganın ne yaptığını merak ettiğindendi bu isteği.

Kalemlerini ortada bırakıp bildiği koridoru geçtikten sonra daha önce hiç çıkmadığı arka bahçeye geldiğinde, gülümsedi. Hayır, bahçenin güzelliğinden değildi bu gülümseme. Jeongguk'u kendine bakarken gördüğü içindi.

Omega, kısa bir anlığına da olsa baktığı alfadan gözlerini hemen çekti. Ondan çekiniyordu ve dünkü olay yüzünden kendisine kızmasını istemiyordu. Bu yüzden bugün hiç yanına gitmemiş, onunla göz göze dahi gelmemişti; ta ki o ana kadar.

Jeongguk ona bakarken yakalanmanın verdiği korkuyla arkasını dönüp çocukların arasına karışırken Taehyung gözlerini bir an olsun ondan ayırmadı. Omeganın neden kendisiyle oynamadığını anlamamıştı ve bu soru, kafasını epey bir kurcalayacağa benziyordu.

''Kedi!''

Oynadıkları ebelemece oyunu yüzünden birbirinden kaçan çocuklar, sarı parlak tüylere sahip bir sokak kedisinin duvardan atlayıp bahçelerine girmesiyle kedinin etrafına toplanmış ve kendilerini onu kim sevecek tartışmasının içinde bulmuşlardı. Miniklerin hepsi bu yeni gelen misafire ilgi gösterme yarışı yaparken Taehyung kapının önüne oturmuş, sadece tek bir kişiyi izliyordu.

''Onu ben seveceğim!''

''Ben de ben de!''

''İlk önce ben!''

''Tüyleri yumuşacık.''

''Ona dokundum! Ona dokundum!''

''Çok güzel bir kedi.''

Çocukların hepsi kedinin etrafına toplanıp kediyi sık boğaz ederken o kalabalıkta minik bir el göründü, ardından da sevimli bir ses. ''Ben de sevmek istiyorum.''

Jeongguk geride kaldığı için kediye uzanamıyor, boyu diğerlerine göre kısa olduğundan da onu göremiyordu. 

O meraklı bir çocuktu, herkesin sevdiği bu kediyi merak etmişti ve sevmeden de bırakmaya hiç niyeti yoktu.

Kaşlarını çatıp minik elleriyle küçük kalabalığı yardıktan sonra kendini tam olarak kedinin önüne attı. Evet, şimdi istediğine ulaşmıştı.

Geldiğinden beri kediyi rahat bırakmayıp kaçmasına engel olarak masumca seven heyecanlı çocukların aksine kedi, artık sinirlenmişti.

Ve maalesef olan minik omega Jeongguk'a olmuştu.

Kedi tüm bu şamataya dayanamayıp pençelerini çıkardıktan sonra rastgele patisini sallayarak Jeongguk'un minik elini çizdi ve kanamasına sebep oldu.

love you like a love song ➳ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin