Geçmiş II : 1 Yıllık Bekleyiş

15 1 0
                                    




Gözümü araladığımda sabah olmuştu ve gördüğüm karşısında şok olmuştum. Melike ile burun buruna uyumuştuk, ben bunun için o kadar zaman bekledim ki. Bugün ona hislerimi artık söylemenin zamanı gelmiş olmalıydı, önce kalkıp toparlandım, sonrasında Melike'yi öperek uyandırmak adına yaklaşıp bir anda kafamı çektim ve kendi kendime kısık bir sesle konuşmaya başladım, 'Can ne yapıyorsun olum yakacak mısın kendini?' Diyerek ufak bir dürtmeyle uyandırdım tatlı uykusundan.

"Can 5 dakika daha." Halen uyuyor vaziyette konuşuyordu,

'Prenses kalkmazsanız kahvaltıya geç kalacağız' dememle sonunda kalktı.

"Üff tamam bee kalktım" sonrasında bana dönüp devam etti,

"Can sen pijama ile mi geleceksin?" Üstümü başımı bir süzdükten sonra konuşmaya başladım.

'Doğru evet ben gidip giyineyim o zaman, kafede buluşuruz.' Cümlem biter bitmez atladı Melike, "Anlaştık."

***

Kafede hep beraber oturduk ve kahvaltı ediyorduk. Artık açılmamın vaktinin geldiğini hissediyordum, 1 yıl bekleyişin ardından söylemeliydim artık. Kendimi bu kadar kısıtlamamalıydım, sadece kendimi yorduğumun farkındaydım artık. Mert bozdu sessizliğimizi

"Ya yemekten sonra hazırlanıp havuza mı girsek?" ardından bütün grup konuşmaya başladı. Önce Cemil atıldı konuşmaya.

"Bütün hararetimizi alır gerçekten." ardından Yiğit ve Bora'da "Çok iyi gelir" demesiyle bitirişi ben yaptım. 'Saat kaçta buluşuyoruz.' dememle Mert bana dönüp, "2 uygun mu?" herkesin onaylamasıyla beraber kahvaltımızı bitirip odalara geçtik, hızlıca hazırlanıp Melikenin yanına gitmeye çalışıyordum. Tam hazırlanmış kapıdan çıkmaya yakın kapım çaldı, açtığımda ise karşımdaki kişiyle çok şaşırmıştım. Ben Melikeye gidecekken o bana gelmiş ve kapımın önünde duruyordu, 5 dakika bir bakışmamızdan sonra Melike donmuş olan halimi bozacak şekilde,

"İçeriye almayacaksan döneyim ben." demesiyle kendime gelip kenarı çekildim.

'Olur mu öyle şey buyur gel.' dememle içeriye doğru elimi uzattım ve Melikenin geçmesini bekledim. Geldiğinde önce rahat olduğunu bildiği yatağın üstüne oturdu, bende hemen çaprazında bulunan tek kişilik kanepeye oturdum. Lafa girdim kapıya doğru bakarken.

'Gelmeni beklemiyordum.' kafamı Melikeye doğru çevirdim.

"İnanır mısın? bende." Yüzüm bir anda sorgulayıcı bir şekil aldı ve konuşmaya başladım.

'Nasıl yani?' Kalbimin atışı hızlanmış, nefes alış verişim hızlanmıştı.

"Yani bilmiyorum, eşyalarımı hazırladıktan sonra kendimi yanında buldum." şaşkınlığım yüz ifademe vurduğundan emindim.

'Ya aslında benim senle bir şey konuşmam gerek' Doğru zamanın geldiğine emindim, 1 yılın acısını çıkarmalıydım artık,

"Ne konuşacaksın ki?" Melike gözlerimin içine bakarken koltuktan kalkıp Melikenin yanına oturdum. Kalbim göğsümü parçalayıp kendi söyleyecekti bütün düşlerini, göğüs kafesim zor zapt ediyordu kalbimi. Fakat ağzım kitlenmişti sanki, kalbimin haykırdıklarını dilim söyleyemiyordu. 'Ş-şey' kekelemeye de başlamış olacakken. Kapıdan gelen tıklatma sesiyle ayağa fırladım.

'Tam zamanında mükemmel' ardından kapıya doğru yöneldim. Karşımdaki tam takım hazır Yiğit'i görünce kafamdan kaynar sular döküldü.

İhanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin