Yazar notu: Selamlarrrrrr!!! Yeni bir kitapla karşınızdayım. HeeJake yapasım vardı ama Soojun yapmıştım. Bunu telafi ediyorum!
Cringe olursam kusuruma bakmayın, yine bir bl dizisinden esinlendim!
Başlangıç tarihi: 15/04/2023~13 yol önce~
—Heeseung—
Yatağımda uzanmış tavanı izliyordum, az sonra dışarından birisinin ağlama sesleri duyuldu. Ayağa kalktım ve camıma doğru yöneldim. Aşağıya baktığımda benden küçük bir çocuğun yerde oturduğunu gördüm. Ağlıyordu, endişelenmiştim. Odamdan çıkıp dışarıya doğru koştum.Çocuğun yanına doğru yaklaşınca beni fark etti ve kafasını kaldırdı. Beni görünce şaşırdı ve gözlerini silmeye başladı. Onun yanına oturdum. Bana baktı,
— Merhaba, adın ne?
Diye sordum. Niye ağladığını sormadan önce onunla yakınlaşmam gerekiyordu. Çocuk bana neşeli bir şekilde cevap verdi,
— Merhaba! Ben Jake. Sen kimsin?
Diye sordu. Daha demin ağlayan çocuğun şu an neşesinden geçilmiyordu. Şaşırmıştım,
— Ben Heeseung tanıştığıma memnun oldum.
Dedi. Elimi ona uzattım, Jake elimi sıktı. Soruyu sormanın zamanı daha değildi bu yüzden ona başka bir soru sordum,
— Kaç yaşındasın Jake?
Dedim. Jake yere bakarak cevapladı beni,
— 11. Sen?
Dedi. 11 yaşındaydı fakat daha küçük gösteriyordu. Sorusu havada kalmaması için ona,
— Ben 13 yaşındayım.
Dedim. Jake bana parıldayan gözlerle baktı,
— Aramızda çok fark yok! Benle arkadaş olur musun?
Diye sordu. Şaşırmıştım, benimle bu kadar hızlı arkadaş olmak isteyeceğini düşünmemiştim. Gülümseyip,
— Olur Jake, ne yapmak istersin?
Diye sordum. Jake gülümsemeye başladı, ayağa kalktı ve,
— Top oynayalım, ben hemen topu getireceğim.
Dedi ve yanımdan ayrıldı. Bu kadar hızlı gelişeceğini hiç beklemiyordum, bir de hemen ağlamayı kesmesi beni daha da şaşırtmıştı. Jake yanıma koşarak geldi. Elinde küçük bir top vardı. Ayağa kalktım, Jake'in yanına gittim. Jake,
— Başka bir yerde oynasak? Eve gelip camı kırabilir!
Dedi. Gülümsedim ve tamam anlamında kafamı salladım. Az ileride bir bahçe vardı, oraya gittik. Jake karşıma geçti ve topa tekme atarak bana yolladı, böylece oyunumuz gelişti.Bir kaç dakika sonra birisi bağırarak bu tarafa geliyordu. O tarafa doğru döndüm, topu elime aldım. Bir kadın geliyordu,
— Jake! Neredesin sen!?
Diye bağırıyordu. Yanımıza gelince beni fark etti ve gözleri fal taşı gibi açıldı. Jake hızla annesi olduğunu düşündüğüm kadının yanına koştu. Jake,
— Buradayım anne, ne oldu?
Diye sordu. Onların yanına gittim, Jake'e baktığımda ellerinin hafiften titrediğini fark ettim fakat bir şey demedim. Annesi, Jake'i kolundan tuttu.
— İyi akşamlar, Jake'in uyku vakti geldi. Gitmeliyiz.
Dedi ve arkasına dönüp gitti. Jake yürürken arkasına dönüp bana bakıyordu. Annesi, ona seslenmiş olacakki kafasını öne çevirdi. Annesinin dediği biraz saçma gelmişti çünkü saat daha 18'e geliyordu. Yine de itiraz etmedim ve Jakelerin evinin yanına gittim, topu bir kenara bıraktım. Kendi evime doğru yol aldım.~~~~~
Yarın sabah uyandığımda ev sessizdi, herkes işine gitmiş olmalıydı. Kalkıp hazırlandım, okula gitmem gerekiyordu.
Üstüme okul üniformamı giydim, çantamı alıp aşağı kata indim ve mutfağa geçtim. Kahvaltımı yaptıktan sonra evden çıktım. Kapıyı kilitlerken karşı apartmandanda kapı kapanması sesi geldi. O tarafa doğru baktığımda Jake'inde evden çıktığını gördüm. Kapının kilitlendiğinden emin olunca Jake'in yanına gittim. Jake beni gördü ve gülümsedi. Yüzünde dün hiçbir şey yoktu fakat bugün bir yara bandı vardı. Gidip,
— Günaydın Jake.
Dedim. Jake gülümseyerek bana cevap verdi,
— Günaydın Heeseung Hyung!
Dedi. Bana Hyung diyen kişi ilk o değildi. Gülümseyip saçlarını karıştırdım ve merak ettiğim şeyi sordum,
— Yüzüne ne oldu Jake?
Dedim. Jake'in gülen yüzü bir an asılır gibi olduktan sonra yine güldü ve,
— Dün yüzümü sivri bir kenara sürttüm. Şu an iyiyim!
Dedi. Tamam anlamında kafamı salladım.
— Okula gidiyorsun sanırsam hadi birlikte gidelim.
Dedim ve Jake kafasını salladı. Birlikte yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M GONNA BE WİTH YOU | heejake
RomanceJake: Bana o sözlerini söylemeyeceğini söylemiştin! O kadar mı hızlı unutuyorsun sözünü!? Diye bağırdım. Rüzgar artmış, dalgalar çoğalmıştı. Beni duyması için bağırıyordum. Onunda gözlerinden bir yaşın süzüldüğünü gördüm. Bana, Hee: Ama seni bulmakt...