Jay, Jake'i çağırdı. Bu yüzden Jake, Sunoo'nun tepkisini görmeden yanımızdan ayrıldı. Hemen Sunoo'ya döndüm. Hemen kısık sesle,
— Sana "seni öpmek istiyorum" demiş! Farkında değil misin?
Diye sordu. O söyleyene kadar Jake'in bu sözü lafın gelişi olarak söylediğini sanmıştım. Jake'e baktım, Jay ona bir şey anlatıyor o da dinliyordu. Öyle derken gerçekten de beni öpmek istediğini mi söylemişti? Sunoo'ya döndüm,
— Sen ciddi misin?
Diye sordum. Sunoo hâlâ şaşkın gözleriyle beni onayladı,
— Hemde nasıl Hee!
Dedi. Heyecanlanmıştım, o da beni mi seviyordu? Ama emin olamıyordum. Bunu ona soracaktım, aklımın bir köşesine kazıdım. Çekimlere devam ettik.
Yine gitme zamanı geldi ve herkes tek tek stüdyodan ayrılmaya başladılar. Jake hoplaya zıplaya yanıma geldi. Onu hemen elinden tuttum, hızla onu bir kenara çektim. Jake şaşırmıştı,
— Jake, sen "seni öpsem daha iyiydi" derken ciddi miydin?
Diye sordum. Jake'in yanakları pembeleşmeye başladı. Hemen bana cevap verdi,
— Hayır Hyung, lafın gelişi.
Dedi. Üstümdeki bütün heyecan kalkıp, gitti. Yüzümde düşmüştü büyük ihtimalle. Jake,
— Bir sorun mu var Hyung? Niye öyle dedin?
Diye sordu. Onu cevapladım,
— Hiç, sadece erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığını merak ettim.
Dedim. Jake yüzüme bakmıyordu, bugün ona iyi davrandığım kız yanımıza gelmeye başladı. Hemen Jake'in elini bıraktım, o da kafasını kaldırdı. Baktığım yere baktı, bir şey demedi. Kız,
— Bay Hee! Bugün bana iyi davrandın, teşekkür etmek istedim.
Dedi. Gülerek onu cevapladım,
— İşini daha iyi yaptığın için.
Dedim. Kız kızarmıştı bana,
— Bay Hee, bugün boş musunuz?
Diye sordu. Evet anlamında kafamı salladım. Kız heyecanla,
— Benle akşam yemeği yer misin?
Diye sordu. Jake'e kaçamak bir bakış attım. Suratı düşmüş ne diyeceğimi bekliyordu. Kıza cevap verdim,
— Olur, biraz bekleteceğim.
Dedim ve Jake'e döndüm. Ona evin anahtarını uzatıp,
— Sen git eve ben gelicem.
Dedim ve kızın yanına gittim. Birlikte dışarıya çıktık.————
~Jake~
Kız ona bu teklifi ederken sinirlenmeye başlamıştım. Kaşlarımı çatıp Heeseung'un ne cevap vereceğini bekledim. Hee kabul etti ve evin anahtarını bana verip kızla gittiler. Bir şey demedim, onun hayatına karışamazdım sonuçta. Kendi başıma eve doğru yürümeye başladım.
Düşünürken bana dediklerini düşünüyordum, az kalsın yakalanıyordum! Bana aşık olduğunu pek düşünmüyordum fakat aşık etmeye çalışıyordum. Çalışıyor gibi değildi.
Eve vardım ve içeriye girdim, kendimi koltuğa attım. Bir kaç dakika öyle oturduktan sonra karnım acıkmaya başladı. Mutfağa gidip kendime ramen hazırladım. Oturduğumda hâlâ Hee'yi düşünüyordum. Bir kaç gündür hep beni izliyordu. Ara sıra benden hoşlandığını düşünüyordum fakat vazgeçmeye başladım. Bir kız işe çıkmaya başlamıştı.
Salona geri gittim, geç gelecekti büyük ihtimalle. Onu düşünmeyi bırakmalıydım ama başka bir şey de yapamıyordum. Ona 11 sene önce aşık olmuştum. Kafamı geriye yasladım. Öylece tavanı izlemeye başladım.Bir kaç saat sonra kapı açıldı. Ağlamamıştım fakat gözlerim yanmaya başlamıştı. Kapıya doğru baktım, Hee gelmişti. Tavana bakmaya devam ettim. Hee yanıma geldi,
— Jake, bir şey mi oldu?
Diye sordu. Hayır anlamında kafamı salladım. Hee yanıma oturdu. Sırtıma doğru götürdü, bende refleks olarak doğruldum. Eli belimi kavrandı. Bana bakıyordu, yanakları da gözleri gibi kızarmıştı. Bana doğru yaklaşmaya başladı,
— Sen içtin mi Hyung?
Diye sordum. Beni duymuyordu, cevap vermedi. O yaklaştıkça ben geri gidiyordum, bir an durmak zorunda kaldım çünkü eliyle beni tutuyordu. Gözlerimi kapattım,
— Hee Hyung, lütfen yapma.
Dedim. Hee sanki bir uykudan uyanmış gibi sarsıldı ve hızla geri çekildi. Elini de belimden çekmişti. Kızardığını hissediyordum, ona baktım. Gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
— Ben, ben üzgünüm Jake! İçeceği fazla kaçırdım sanırım.
Dedi. Gerçekten de içmişti ve bu beni gerçekten öpmek istemediğini kanıtlıyordu. Yüzüm düştü, ona bakmaya devam ettim. Kaygılanmış gibiydi.
— Sorun değil.
Dedim. Ayağa kalkıp odaya doğru yöneldim. Üstümü değiştirip yatağa girdim. Bir kaç dakika sonra Hee içeriye girdi. Üstüne bir şeyler alıp odadan tekrar çıktı. Benle konuşmamıştı. Ben mi onu soğutmuştum acaba? Diye düşünmeye başladım. Kafamı yastığa gömdüm. Sabaha kadar hiçbir şey düşünmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M GONNA BE WİTH YOU | heejake
RomanceJake: Bana o sözlerini söylemeyeceğini söylemiştin! O kadar mı hızlı unutuyorsun sözünü!? Diye bağırdım. Rüzgar artmış, dalgalar çoğalmıştı. Beni duyması için bağırıyordum. Onunda gözlerinden bir yaşın süzüldüğünü gördüm. Bana, Hee: Ama seni bulmakt...