~
Kapkaranlık sisli bir havada yürüyorum. Etrafta kimse yok attığım adımda beyaz ayakkabımda kan beliriyor, ve bir anda çoğalıyor. Arkamı dönüp koşmaya başlıyorum ama yapamıyorum. Annemin adımı bağırışını işitiyorum. Gözlerimden yaşlar akıyor kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyor nefes alamıyorum daha da hızlı koşuyorum. Soluklanmak için durduğumda annemin kanlı yüzünü görüyorum. Bir anda donup kalıyorum. Ben ağlarken o gülümsüyor geri geri giderken uçurumdan aşağı düşüyorum.
Nefes nefese sıramdan kalkıp ayağa fırladım. Bütün sınıf dönüp bana bakıyordu Hepsinin bakışları beni iğrendiriyor. Kan ter içinde kalmıştım. Bir anda dışarı fırlayıp tuvalete koştum. Kendimi tuvalet kabinine kilitleyip nefesimi düzenlemeye çalıştım ama olmuyordu.
Ne gözlerimden akan yaş duruyor ne de kalbimdeki sızı. Sinirle kapıyı yumurklamaya başlıyorum.
Kimsem yok ' kapıya bir yumruk'
Tek başımayım 'bir yumruk daha'
Herkes sahte 'bir yumruk daha'
Hepsi benim suçum 'bir yumruk daha'
Herkes iğrenç ve iki yüzlü 'iki yumruk daha...'Ellerim kan olmuş, darmadağın olmuşum. Beni toplayacak kimse yok. O sırada annemin dedikleri geldi aklıma :
"Bir gün yanlız kalabilirsin ben gidebilirim her ne kadar kızsan da bunu unutma kendini asla ezdirme, her zaman en iyisi ol. Özellikle de kavga konusunda. Benim kızım en iyisi olmalı ki bir gün gittiğimde onun için endişelenmiyeyim. Düştüğünde kendin kalk bir Kral bekleme sen zaten tek başına bir Kraliçesin benim en değerlim..."
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kendime sarıldım. Bu sabah giydiğim annemin hırkasının kokusunu içime çektim. Derin derin nefes alıp verdim. O sırada birisinin beni çağırdığını duydum. Sesi endişeliydi, gülümsedim ne gereksiz Beomgyu'nun sesi endişeli miydi ? Cidden mi ? Gerekli miydi buraya kadar gelmesine ?
Daha fazla orda durmadan kendimi toparlayıp ordan çıktım. Kapıyı açınca karşımda direkt Beomgyu'yu görmeyi beklemiyordum. Bir adım geri attım. Yüzü endişeliydi ama bu sahte mi gercek mi ayırt edemiyordum. 'Çekilirmisin' dedim, kısılmış olan sesimle. Hemen kenara kaydı. Konuşmaya çekiniyordu belli ki.
En sonunda konuşmaya başladı.
"Bu sabahki olay hakkında endişelenmene gerek yok."Yüzüne soru sorar gibi baktım. "Pardon ? Ne olayı ? Ben niye endişelenicekmişim ? Ne münasebet ? Daha önce götümde bile değil dediğimi hatırlıyorum."
"Ben... Şey yanlış anladın beni. Şöyle ki onlarla konuştum seni şikayet etmiyecekler ve annenin ölümünü kimseye söylemiyecekler... Ama.."
"Ama ne Beomgyu ? "
"Diz çöküp özür dilemeni istediler."
"Choi Beomgyu sen az önce ne dedin ? "
~
İMDATT MEDYA EKLEYEMUYORUM! İSTEDİĞİM FOTOYU KOYAMADIMMM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Where Is My Mind
ActionHerşey karmakarışık bir o kadar da belli. Herşey yerli yerinde bir o kadar da düzensiz. Aklım nerede ? Düşündü ama bir cevap bulamadı... aklı neredeydi ? (Şiddet içerir !)