Beomgyu'ya bir kez daha baktım ve ayağa kalktım o da benimle birlikte ayağa kalktı.
"Artık gelmene gerek yok bundan sonrasını kendim giderim. Ailenin yanında olman lazım. Buraya kadar bile gelmemeliydin."
Beom tam konuşacağı sırada sözünü elimi havaya kaldırarak kestim. Cümlemi yeniledim. "Ailenin yanına git Beomgyu. Onların değerini bil. Ne zaman gideceklerini asla bilemezsin." Arkamı döner dönmez gözlerim yaşla doldu.
Hızlı adımlarla ilerken çoktan arkamada bırakmış olduğum çocuğa baktım. Bir anda yağmur yağmaya başladı. Yağmur benim yerime ağlıyormuş gibi geldi gülümsedim. Kafamı yukarı kaldırıp yüzüme yağmur tanelerinin gelmesini bekledim. Derin bir nefes bırakıp yoluma devam ettim. Acaba annemin mezarına mı gitmeliyim? Diye düşündüm kendi kendime.
Daha fazla düşünmeden ince okul kıyafetleri ile bu yağmurda annemin mezarına yürüyerek gittim.
Keşke kulaklığım yanımda olsaydı da şarkı dinleyebilseydim. Yürüyen ölüydüm ki ben ne nefes alabiliyordum ne de yaşabiliyordum. Amacım ne? Hakikaten neden hala yaşıyorum. Ne bu tereddüt? Yaşama sevincim yok başım iyice dönüyor ama bu akşam annemi görmeden kendimi bırakamam ondan özür dilemem lazım. İçimdeki pişmanlıklarım..
Babamın ikimize sürekli söylediği iğrenç hakaretler.. Annemi bilerek benden soğutmaya çalışması... Anne özür dilerim. Sonunda mezarlığa girip annemin mezarını bulmuştum. Babamınkinden epey uzakta.
"Anne orda mutlu olmalısın ne olursa olsun babamdan uzakta mutlu olmalısın." Islak toprağa oturdum hıçkırıklara ağlamaya başladım. "Anne orda üşüyor musun?" Bir anda şimşek çaktı. Ben şimşekten korkardım. Hemen annemin mezarına sarıldım. "Anne beni kurtar" Ağlamam şiddetlendi ve sonunda bir çığlık attım. "ANNE BENİ KUTAR LÜTFEN ANNE!" Anne diye sayıklamaya başladım.
Bir anda tüm vücudum titremeye başladı. Dişlerim birbirine deyiyordu. Üstümdeki okul formasının ceketini çıkartıp annemin mezarına örttüm. "Annem sen üşüme ben senin yerine üşürüm....Sen ağlama ben senin yerine ağlarım..... Sen bağırma ben senin yerine bağırırım..... Şimdiye kadar benim için yaptığın herşeyi şimdi ben yapacağım anne üzülme." Dedim. Hıçkırıklarımın arasında.
Titremem şiddetlenirken telefonum çaldı. Islak toprağın üstüne attığım çantayı alıp fermuarı açtım telefona bakınca bir numaranın aradığını gördüm. Telefonu meşgule attım. Tekrar tekrar arayınca titreyen ellerimle telefonu açtım.
"Hay içine sıçayım sen kimsin?"
"Lena benim Beom numaranı bir arkadaştan aldım. Eve vardın mı diye aramak istedim."
Titrekçe nefes verdim.
"Lena... İyi misin?"
Tüm vücudum titrerken Beom'a cevap verdim.
"Beom ben kapatmalıyım annem beni bekliyor üzgünüm. Sonra görüşürüz olur mu baban için tekrardan üzgünüm. Umarım yakın zamanda iyi olursun."
"Lena dur senin annen-" derken yüzüne kapattım.Telefonun yanına basıp tamamen kapattım.
Mezarlığa dönüp gülümsedim. "Anne gördün mü benim de senin dışında ilk defa bir arayanım oldu. Oysaki telefonun zil sesini neredeyse unutuyordum." Gülümseyerek daha sıkı sarıldım mezarına. Titreyen vücudumla....Neredeyse bayılacak olan vücudumu daha fazla tutamadım. Anneme sarılarak yanına uzandım. Gözlerim artık tamamen kapandı...
İğrenç hissedilen bir gün daha herkese selamlar... O7
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Where Is My Mind
ActionHerşey karmakarışık bir o kadar da belli. Herşey yerli yerinde bir o kadar da düzensiz. Aklım nerede ? Düşündü ama bir cevap bulamadı... aklı neredeydi ? (Şiddet içerir !)