Beomgyu babam dedi ve bir anda ayağa kalktı bende onunla birlikte ayağa kalktım. Her ne kadar başıma bir anda kalkmamdan dolayı ağrı girse de.
Beomgyu tam giderken kolunu tuttum. "Beomyu babana ne olmuş?"
Titrek sesi ile konuştu "Lena babam, babam trafik kazası geçirmiş sarhoş sürücü arabasına vurmuş. Lena babam trafik kazası geçirmiş. Lena."
Aklıma annem gelmişti. Bana kimse yardımcı olmamıştı ama ben olmalıydım.
Beomgyu'ya hafif sarstım. "Beomyu hadi hastaneye gidiyoruz." Ben giderken Beomgyu yerinde sabit kaldı. "Hadisene Beomgyu gidelim."
"Lena." dedi yavaşça kolunu çekti. "Babam... Ölmüş." Gözlerinden yaşlar arasında ölmüş diye mırıldandı. "O gitti."
Dolu gözlerle "Annem gibi... Gitti." dedim. Yatağımın üstündeki okul çantamı aldım. Sanırım Beomgyu getirmiş. Kendi telefonumu ve Beomgyu'nun telefonunu aldığım gibi çantaya attım. "Beom hadi gidelim."
Tek kelime bile etmeden beni takip etti. Kapıda güvenliğe durumu anlatınca bir de Beom'u görünce bizi bıraktı. Yoldan bir taksi çağırıp bindik. Beom hala kendinde değildi. Beom'un telefonunu çantamdan alıp en son kim aradıysa onu aradım.
"Efendim ben Beomgyu'nun arkadaşıyım da birlikte hastaneye geliyoruz acaba hastane ismini söyleyebilir misiniz?"
Telefondaki kadın gözyaşları arasında hastane ismini söyledi. Bende taksiciye söyledikten sonra Beom'a döndüm. Bana dolu gözlerle bakıyordu.
Fısıltı şeklinde "Sana sarılabilir miyim?" dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım. Ona doğru dönüp bana sarılmasını bekledim. Bana sıkı sıkı sarıldı. Başını boynuma gömdü. Gözyaşları boynuma geliyordu. Bende sırtını sıvazlıyordum.
Ağlamak istiyorum diye düşündüm. Ama şimdi Beomgyu'ya yardımcı olmalıyım. Ben eve gidince ağlayabilirdim nasılsa kimse yoktu. Beni rahatlatan kimse yoktu sadece 1-2 saat daha beklemeliyim diye düşünüp dişimi sıktım.
Hastaneye geldiğimizde ödemeyi yapıp Beom'u dışarı çıkardım. Resepsiyona koştum. Beomgyu'ya dönüp ismini söylemesini bekledim.
Resepsiydaki kadın üzgünüm ama o hastamız çoktan öldü. -2. Kat ameliyathanesinde. Beomgyu'yu alıp asansöre bindirdim ve -2'ye bastım. Asansörden indiğimizde Beom sağ tarafa doğru koştu. Bende arkadan koşucaktım ki başım döndü. Duvardan tutundum.
Tabi 2 gündür doğru dürüst yemek yemeden kan kaybedip ordan oraya koşarsan olacağı bu.
Kendime tekrardan gelip Beomgyu'nun yanına yaklaştım. Ailesine sarılıp ağladı istediği kadar ağladı. Benim yapamadığımı yaptı. Ailesine sarılıp gözyaşı döktü. Ailesine yaklaşıp başsağlığı dileyip saygı ile eğildim.
"Şimdi eve gitmeliyim." dedim.
Beom'un annesi "Tâbi kızım seni tutmayalım ailen merak etmiştir seni şimdi." dedi. Hafifçe gülümsedim, acı içindeki gülümseme... "Tabi efendim" deyip eğildim.
Ben tam giderken Beom geldi. "Seni bırakmalıyım geç oldu sende o kadar yardım ettin." dedi yorgun ve kızarık olan gözleri ile. Direkt olarak reddettim ama Beom çok ısrar etti ve benimle geldi. Yürüyerek gitmek istemiştim. Her ne kadar hâlâ başım dönse de.
Beom yolda sürekli kısılmış sesi ile teşekkür ediyordu.
En sonda yolda bir banka oturdum. Beom' da gelip yanıma oturdu. "Annem öldü. Trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Hemde sarhoş sürücü yüzünden. Senin baban gibi. Annem öldüğünde çok üzüldüm Beom. Ama dedim ki eninde sonunda geçecek. Ne kadar intahar etmek istesem de geçecek dedim. Kendime yanlışlıkla zarar verebileyim diye dua ettigimi hatırlıyorum ben." gerçi hala dua ediyorum da. "Kalbin her zaman agrıyabilir ama önemli olan gelecekte olan en ufak birşeyde bile kalbinin ilacını bulabilmektir. Belki anneden, belki bir çocuktan ve belki de bir arkadaştan." Dedim gözünün içine bakıp. "Hayat da budur zaten."
. . .
Evet bunlar benim gerçek duygularımdı 1-2 gündür depresif ve çok yorgunum geceleri yatmıyorum ve yatmak istemiyorum bu fic bir bakıma beni anlatıyor.
İyi okumalar. Düşünceleriniz neler?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Where Is My Mind
ActionHerşey karmakarışık bir o kadar da belli. Herşey yerli yerinde bir o kadar da düzensiz. Aklım nerede ? Düşündü ama bir cevap bulamadı... aklı neredeydi ? (Şiddet içerir !)