646

891 50 6
                                    

Konuşmalar arasında kopukluklar olabilir...bunu aynı gün içerisinde yazmadığım için...

Yeni bölümün gelme vakti değişti.

1. ve 5. Günler yeni bölüm gelecek.


Bölüm 646: Geri çekilemeyiz 2

Yüzlerce Ayı, Cale ve Raon'la yüzleşmek için çoktan çılgın dönüşümlerine girmişti.

Arm'ın geri kalan üyelerinin silahlarını Cale ve Raon'a doğrultulması...

Önlerinde duran Ayı Kral Sayeru'yu çevreleyen ışık...

Cale ve Raon hepsinin içinden geçmek zorunda kaldı.

'Böyle tehlikeli bir durumda ne için onlar tek kalmışlar?'

Gördükleri tüm bölümlerde Raon adındaki Ejderha Cale'in yanındaydı.Bu yüzden onun orada olması anlaşılırdı.Olmasaydı tuhaf olurdu.

Ancak Cale onlara bakamıyordu.

"...Kan."

Aslen kırmızı olan kanın saray zemininde kurumuş ve siyaha dönmüş olduğunu görebiliyordu.

Ama kan kokusu alamıyordu. Koklayabildiği tek şey ormanın canlandırıcı kokusuydu.

Kara elfler ve elfler yerlerinde donup kaldı.Kan olmasına rağmen böyle kokacak tek şey onların kanıydı.

Eruhaben yine sinirlenmeye başladı.Arm denilen bu örgüt ve müttefikleri çok kişinin canını yakmıştı.Nasıl böyle bir şeye cüret edebiliyorlardı?Her şeyden önce,cidden,nasıl yapa biliyorlardı?

"T, bu mümkün değil... Bu!"

Raon'un sesi hafifçe titriyordu. Cale, Raon'un da kendisiyle aynı şeye baktığını fark etti.

"Hayıııır!"

"Mmph, mmph!"

"Oo...ooooooooo......."

Cale ve Raon'un önündeki sayısız düşmanı geçtiler... Kara Elfleri hapseden kafes arabaları görebiliyorlardı.

Alberu kızgındı.Bir kara elf olarak bunu nasıl normal karşılaya bilirdi ki?

Sayeru gülümsüyordu.Onların sürekli uğraşması gerektiği adamın yüzü çok eğlenceliydi.

Gelecekte onlarda bu saçmalıklarla uğraşmalıydılar,değil mi?

Ancak bazıları tamamen boştu. Hâlâ vagonlarda olan Kara Elfler tamamen bunun dışında görünüyordu ya da endişeyle korku içinde titriyorlardı.

Thasa bu görüntüye dayanamıyordu.

'İnsanlar çok gaddar.'

İşte bu yüzden ablasına insan dünyasına gitmemesini söylemişdi.

Ama gitti ve şimdi o hayatta değil.Alberu gibi bir yeğeni olduğu içjn elbette çok mutlu ama kız kardeşini de unutamaz.

Boom- Boom, Boom-

Davul çalmaya devam edildi. Düşmanlar. Ve sonra o kafes arabaları. Arkasında gri rahip cüppeli insanlar burunlarından ve ağızlarından kanlar akarken davul çalıyorlardı.

Dairesel sunağın tepesinde çevreliyorlardı...

"İnsan! Bunlar daha önce gördüğümüz heykeller değil!"

'Heykeller...'

'Daha önce gördüler mi?İçeri nasıl girdiler?'

'Aramızda hainler var.'

Tboah reactWhere stories live. Discover now