school/8

409 22 10
                                    

Seoul renkli ışıklar,yüksek binalar,insan sesleri.. Çok mu güzeldi Seoul? Her ışığın altında ki karanlığı görseydiniz eğer,cevabınız kesinlikle
"Hayır." olurdu. Gitmek isteyeceğiniz şehirleri araştırın olur mu? O şehire gülmek,eğlenmek için giderseniz,aklınıza o şehirde ağlayan,umutları kırılan insanlar gelsin. Paramparça olan birileri vardı o gece,o şehirde.. Taehyung her zaman ki gibi cam terasında gökyüzüne bakıyordu. Ama sadece bakıyordu. Onun için bir anlamı yoktu,Jisoo olmadan onun için hiçbir şeyin anlamı yoktu. Yarın okul vardı. Haftanın son günüydü.
Jisoo ise evlerinin bahçesinde çimlerin üzerine uzanmıştı. Şuan Taehyung'un burda olmasını o kadar çok istiyordu ki. Onun göğüsünde dinlenmeyi.. En sonunda ağlamaktan yorulmuştu. Ve denemeye karar vermişti,onsuz yaşamaya çalışmaya.. Olmayacaktı,en sonunda yine bitecekti. Taehyung kendini arabasına atmıştı. Kendini son bir haftadır yaptığı gibi bara atmıştı. Jisoo ile ayrılalı bir hafta olmuştu. Okulda ne kadar iyi gözükselerde canları yanıyordu ikisininde. Taehyung her zaman ki yerine oturmuştu. Seçtiği içeceği sipariş verdi ve beklemeye başladı. Bir haftada ne kadar çöke bilirse o kadar çökmüştü. Sinir krizleri,aniden gelen baş ağrıları ve daha fazlası..
Gelen beş bardağı sıra sıra kafasına dikmişti. Son bardağı içtiğin de ise hesabı isteyip kalktı. Arabasına yol aldığında kol saatine baktı saat gece üçtü. Bu zamana kadar ne yaptığını bilmiyordu. Ama şuan ne yapacağını çok iyi biliyordu. Gaza bastı ihtiyacı olan yere,kalbinin götürdüğü yere gidecekti.
Neredeyse yarım saat sonra soluğu Jisoo'nun evinde aldı. Arabasının kapısını sertçe kapatarak evin kapısına koştu. Kapıya sertçe vurarak;
"Jisoo aç kapıyı,yalvarıyorum sana aç!"
Kapıya bilmem kaçıncı yumruğunu vuruyordu.
"Aç kapıyı sevgilim, yalvarıyorum sana!"
Taehyung bekledi,içkinin verdiği ağırlıkla yerinde duramasada denedi. Daha sonra gelen ağlama seslerini duydu. Kapı açıldı ve Taehyung aklına kazınan o yüzü gördü. Jisoo göz yaşlarına boğulmuş bir şekilde kendisine bakıyordu.
"Neden geldin?"
"Affet beni,lütfen affet."
Taehyung bir hamleyle Jisoo'yu göğüsüne yaslamış kendisi ise kokusunu içine çekiyordu.
"Bana hayatından siktir olup gitmemi söyledin..."
Taehyung'u itti. Ve göz yaşlarını sildi.
"..bende senin hayatından siktir olup gittim."
Taehyung'unda gözünden bir damla yaş aktı..
"Ben sana git dedim,giderken kalbimi de söküp git demedim.."
Jisoo güldü,ama acı içinde bir gülüştü.
"Senin kalbin acı çekmiyor,ama benim ki günden güne soluyor.."
"İzin ver bebeğim,seni tekrardan sevmeme izin ver."
Jisoo birşey demedi,saçma olurdu. Bunun yerine dudaklarını birleştirmek daha cazip geldi. Taehyung uzun süre ayrı kaldığı dudaklara saldırmıştı. Artık Seoul'de bir karanlık kaybolmuş,yerine ışıklar saçılmıştı..

-------------------
Nabersiniz??

schoolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin