BÖLÜM BİR

9 7 0
                                    

Hep özenmişimdir

Başladığınız tarihi buraya bırakırsanız bir kilo sevgimi sunarım😽

Başlayalım mı?

Başlayalım.

🌌

"Bu kolyenin ne işe yaradığını bilmiyorum ama sence de mükemmel gözükmüyor mu? "

Mor ve kırmızı dalgalı parlak bir kolye.

"Alıyorum"

Kolyeyi elinde salladı.

"Bu bütçeni aşabilir."

Kolyeyi adamın elinden alıp boynuma astım.

"Sorun değil amca, alacağım, ne kadar?"

~

Azra'ya doğum günü için ne alacağımı bilememiştim ama şimdi ona böyle güzel bir kolye almış bulundum. Aslında kolye gerçekten çok güzel, belkide ona vermek yerine kendim kullanmalıyımdır.

Kolyeyi salladığımda içindeki kırmızı ve mor renk birbirine karışıyordu, tıpkı kuzey ışıklarına benziyorlardı. Aslında evet, bence Azraya başka bir şey almalıyım.

"Hazal!"

İlerdeki bir kız bana seslendi, gözlerim telefona bakmaktan biraz bozulduğu için kısmam gerekti. Bu Azra'ydı! Elimdeki kolyeyi hızlıca cebime attım.

"Nasılsın Azra."

Azra pisliğin tekiydi. Arkadaşı olmadığı için onunla arkadaş olmuştum ama sonradan neden yanlız olduğunu fark etmeye başladım. O beni kopyalıyordu. Giyimim, tarzık, konuşmam ve başka ne varsa. Benim sayemde arkadaş çevresi genişlemiş, hatta ben yalnız kalmıştım bu yüzden ona yalakalık yapmam gerekiyordu, tıpkı diğerleri gibi.

"İyiyim, ne sakladın?"

Bunu sorarken kaşları hafif çatık olmasına rağmen gülümsüyordu. Bahane uydur Hazal, bahane. Azra tuttumu bırakmaz ve aşırı derecede kin besleyen bir insandır.
Kolyeyi cebimden çıkartıp sıkıca avucumda tuttum.

Bileğimden tutup elimi kendisine doğru sertçe çekti.

"Baya iyi! Neden sakladın? Yoksa doğum günü hediyem miydi? Of süprizimi bozdum."

Kolyeyi tekrar cebime koymak amacıyla harekete geçtim ama bu sefer avucumu açıp kolyeyi eline aldı ve incelemeye başladı.

"Azra üzgünüm fakat bu senin için değil. Bana bunu benim için değerli birisi hediye etti. Merak etme senin için hazırladığım hediyenin oldukça güzel olduğunu düşünüyorum. Ağzın açık kalacak."

Bu sefer dudaklarıda büküldü. Ürkmeye başladım çünkü fazlasıyla korkunç görünüyordu.

"Yani bana vermeyeceksin. Seni geçenki doğum gününde çok güzel eğlendiemiştim oysa."

Ne kadar sinir bozucu. Geçenki doğum günümde bana iğrenç bir makyaj yapmış, abuk zubuk giysiler giydirmiş ve sahnede dans etmeye zorlamıştı. İki hafta okula gelememiştim.

"Hediye karşılıklı verilmez. Eğer başka bir şey istemiş olsaydın verirdim ama sana bunu vermeyeceğim Azra."

Bu sefer sesini yükseltti. Etrafımızdaki insanlar, çarşının ortasında kavga eden iki gence, bize gözlerini dikmiş izliyorlardı. Muhtemelen fiziksel bir kavga oluşacak diye bekliyorlardı. Belkide haklıydılar.

"Zaten hep böyleydin! Elimde ne varsa almaya çalıştın sen Hazal! Ne yaparsam aynısını yaptın, arkadaşlarımı bile çaldın!"

Ağzım açık kaldı. Ciddi miydi bu kız?! Etraftakilerin aklını çelmeye mi çalışıyordu gerçekten. Onda doğru iki adım kadar yaklaştım ve elimi uzattım.

"Bak, sana daha güzel şeyler alacağım Azra. Lütfen, lütfen beni rahat bırak yoluma devam edeyim."

Bir anda ona uzattığım elime vurdu ve benden uzaklaştı. Bu sefer elindeki kolyeye ulaşmaya çalıştım fakat birden kolyeyi arka cebine attı ve beni omuzumdan itti. Kendimi yerde buldum. Kalçam ağrıyordu. İnsanlar müdahale edecekti ki beni tekmelemeye başladı.

"Lanet olası! Lanet olası! Lanet olası!"

Bana lanet okurken ve küfürler savururken hareket edemeyecek hale gelmiştim. Böyle kalmamalıydım. Bacağından tuttum ve onu yere düşürdüm. Etrafımızdaki eller bizi ayırmak için çabalıyordu. Bir grup genç polisi arıyordu.

Bende ona geri yumruklar savurmaya başladım. Yerden bir şıngırtı gelince baktım ki kolye cebinden düşmüş yerde duruyor. Elimi kolyeye attım ve ondan uzaklaşmaya çabaladım.

O da ne.

İnsanların yüzü şok olmuş bir hal aldı ve bende sırt bölgemde inanılmaz bir acı hissettim. Elimi o bölgeye attım. Emekleme pozisyonundan ayrılıp yere yığıldım. Elimde kan vardı. Kan. Azra beni bıçaklamıştı.

Kulağıma fısıldadı.

"Geber pis yaratık. Tıpkı hak ettiğin gibi."

ALEVİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin