-2.BÖLÜM-Vay be aynı sınıftayız!!!

38 4 8
                                    

Eren'le banktan kalktık. "Gel, seni sınıfına bırakayım. Hangi sınıf?"dedi. "Tamam, ben 12-C'deyim."dedim. Yüzüne baktığımda şaşırmıştı. Merakla sordum. "Ne oldu. Şaşırmış gibisin.". Ağzını açtı ve konuşmaya başladı. "Ben... Bende 12-C'deyim"dediği an şok olmuştum. Ağzımdan öyle bir cümle çıktı, inanamadım. "Vay be aynı sınıftayız.". Güldü. Merdivenlere doğru yürümeye başladık. Bir an durdum. Eren ciddi bir şekilde. "Ne oldu?".
"Kafamdan şu buzu çek. Yoksa kafam buz olucak." Güldüm. Yüzündeki ciddi ifade gülümsemeye döndü. Kafamdan buzu çekti. Merdivenlerden çıkarak sınıfa girdik. Bir anda herkes bize döndü. Anlamadım. Onları önemsemeden kankam Sema'nın yanına oturdum. En ön sırayı ayarlamış. Ne kötü. Ama yanımdaki sıranın arkasında Eren oturuyordu. Buna sevinmelimiyim? Bilmiyorum.

Ders başladı. Edebiyat hocası Büşra hoca sınıfa girdi. Gözleri Eren'e bakıyordu. "Ooo Eren , demek ki bu sınıftasın."dedi Büşra hoca. Şimdi bu ne? Ne oluyor. Eren'le alıp veremedikleri ne? Anlamıyorum.

Büşra Hoca yokla kağıdını alıp. Yoklamaya başladı.
"Esma Nur"
"Burada"
"Can Bal"
"Burada"
"Sema Mermer"
"Buradaa"
"Eren Zor"
"Burada" ne?(!) Eren yeni müdürümüzün oğluydu. Mustafa Zor'un oğlu Eren Zor. İnsanların neden bize baktığını şimdi anladım. Çünkü yanımda müdürün oğlu vardı. Şokdaydım.

Büşra Hoca dersi anlatmaya başladı. Ders sıkıcı olduğu için Eren'e döndüm. Benim manzaram Eren'di. Sanırım. Eren dersi dinliyordu. Notta tuttuyordu. Dersi dinlemek yerine onu izlemek istiyordum. Bununda yaptıp. Zil çaldı. Eren kalkınca kafamı Sema'ya çevirdim. Beklemediğim bir şey oldu. Eren yanıma geldi. "Aleyna" başımı ona çevirdim. "Efendim" elindeki kağıdı bana uzatarak. "Dersde not tutmadın. Bunları al."
"Hayır. Onlar senin. Sen kullan."
"Bunlar benim. O yüzden sana veriyorum. Ne dersi dinledin. Ne not tuttun. Şimdi bu notları al yoksa..." Şimdi bu ne yapıyordu? O merhametli Eren'e ne oldu? Çok sert davranıyordu. Deli cesaretimi topladım ve cevap verdim. "Yoksa ne? Ne yaparsın?"
"Çantana sokarım."
"Sok hadi, sok." Bir anda çantamı aldı. içini açtı ve notları içine koydu. O an o kadar sinirliydim ki. Çantamın içindeki notları alıp yüzüne fırlattım. "Al, notlarını istemez." İkimizde sinir krizi geçiriyorduk. Eğildi yerdeki notları aldı. Ona dikkatle baktığımda anlındaki ve elindeki damarlar belirginleşmişti. Notları aldı. Elinle kağıtları top haline getir ve çöpe atıp sınıftan çıktı. Bütün sinirim gözlerimden yaş olarak çıkıyordu. Bira anda hüngür hüngür ağlamaya başladım. Kollarımı birleştirdim ve sıranın üstüne koydum. Sonra kafamı koydum. Hüngür hüngür ağlamaya devam ediyordum. Arkamda zar zor Sema'nın sesini duydum. "Kızım üzme kendini. Bir salak yüzünden üzme kendini" diyordu. Ona cevap verecek halde değildim.

Sema kolumdan tutup beni götürmeye başladı.
"Sema ne yapıyorsun?"
"Seni tuvalete götürüyorum."
"Neden?"
"Yüzünü yıkıycaz." Tuvalete geldiğimizde Sema beni çeşmenin yanına getirip suyu açtı. Yüzümü yıkamaya başladı.
"Sema, ben yıkayabilirim."
"Tamam" Sema yüzümü yıkamayı bıraktı. Yüzümü yıkamaya başladım. Tuvalet kapısının önündeki iki kız Sema'ya seslendi. "Sema, gel. Sana birşey söyliycez."dediler. "Tamam" diye bağırdı kızlara. Sonra bana döndü. "Şimdi ben gidiyorum. Sen iyisin değil mi?"
"İyiyim. Sen git."
"Tamam. Sınıfta görüşürüz."
"Görüşürüz."dedim. Sema tuvaletten çıktı.

Elimi yüzümü yıkarken aynada baktığımda Selin ve arkadaşları Sudenaz, Buse arkama geldi. Selin bir anda kolumdan tuttu. Tuvaletin köşesine çevirdi.
"Ne yapıyorsun?" dedim.
"Şimdi seninle konuşucaz."
"Ne konuşmak istiyorsun?"
"Sen kendi ne sanıyorsun?"
"Ne gibi?"
"Sen kimsin de okul müdürünün oğluna bağırır, kızarsın."
"Sanane, seni ilgilendirmiyor." dedim. Bana okkalı bir tokat attı. Sinirim tavana kadar çıkmıştı. Tam ona tokat atıcakken. Sudenaz ve Buse iki kolumu tuttu. "Hahaha... Sen banamı vurmaya çalıştın" şu an ağzını ortasına vurmak istiyordum. Tam o sırada Selin kolunu biri tuttu ve kenara doğru itti. Sonra o el beni Sudenaz ve Buse'nin  elinden kurtardı. Tuvaletten çıktığımızda yavaş yavaş ona baktığımda. Oydu o! Eren'di. Sınıfın önünde durduk. Elime birşey tutuşturdu. Ve gitti. Elimdeki şeye baktığımda elimde bir krem vardı ve üstünde not notu okumaya başladım.
"Kendine iyi bak. Böyle kızlara bulaşma. Bu kremi yanağına sür. En iyi bu geliyormuş." Bu neydi şimdi. Sınıfa girdim. Yerime oturdum ve Eren'in verdiği kremi yanağıma sürdüm.

Zil çaldı. Herkes sınıfa girdi. Ders başladı. Ama o yoktu. Dersin ortasında kapı çaldı.
"Gir" dedi hoca. Bir an umutlandım. O gelmiş olabilirmiydi. Ama o gelmedi. Gelen nöbetçi öğrenciydi.
"Merhaba hocam, Sudenaz, Selin be Buse'yi alabilir miyim?" dedi. Ne oldu şimdi? Bu kızlar neden çağrılıyordu? "Tamam kızım. Kızlar hadi gidin." Yaa, hocam neden ne olduğunu söylemediniz? Merektan kafayı yiyecektim.

(Son ders)
Aradan kaç saat geçti ama ne Eren geldi ne kızlar ne oluyor.

Dersi böyle düşüne düşüne bitirdim. Sınıftan nasıl çıktım? Nasıl eve geldim? Bilmiyorum. Aklımda tek o vardı. Okulun ilk günü nasıl geçmişti. Sanki okulun 30. günü gibiydi.

Akşam annem bana seslendi. "Kızım gel yemek hazır."
"Yok anne, yemek yemiycem."
"Ne oldu kızım?"
"Aç değilim."
"Tamam. Açıkırsan mutfakta yemek var."
"Tamam."dedim. Aklım ondaydı. İlk gün tanıdığım insana bağlanmıştım.

Aradan birkaç saat geçti. Yemek yemedim. Uykum geldi. Yatağımdayım ama uyuyuyup uyumama arasındayım. Ve uykuma yenik düştüm.

KLASİK AŞK HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin