48

16 1 0
                                    


Atrın

"Abi beş dakika beklesek hemen gelecek, lütfen."

"Oğlum senin için güzergahı değiştirdim, üç dakikadır bekliyoruz zaten. Daha ne yapayım?"

"Abi iki dakikacık bekleyelim o zaman be. Geç kalmasın kız ne olur."

"Sadece o geç kalmazsa bütün servistekiler geç kalacak." Şenullah abi sinirli bakışlarıyla beni resmen dövüyordu. Tam elini vitese atmış, servisi harekete geçirecekti ki Dila kapıdan çıktı.

"Abi dur! Geldi, vallahi geldi!"

Şenullah abim gözlerini kısarak apartmana baktı. Servis kapısını açmak için tuşa bastığında kısık sesle homurdanıyordu.

En arkanın bir önünde oturuyordum, tüm servis ben Şenullah abiyle konuşurken beni dinlemişti ve sabah sabah biraz yüksek sesle konuştuğum için ortam biraz gergindi. Dila servisin kapısından girdiğinde oturduğum yerden kalktım, Dila'nın beni görmesini kolaylaştırdım.

"Kusura bakma abi, beklettim."

Şenullah abi kafasını arkaya çevirip konuştu. "Sen o sarı çocuğa yat kalk dua et abim. Hadi otur yerine de yürüteyim arabayı."

Dila koltukların ucundan destek alarak dar servis koridorunu geçmeyi başardı ve kendisini yanıma bıraktı. "O kadar hızlı çıktım ki evden..." Arkasındaki çantayı aldım. "Bu kadar geç kalmayacaktım aslında ama annem son dakika kahvaltım konusunda çok ısrarcı oldu."

"Oh, afiyet olsun sultan." Gülümseyerek kollarımı hafifçe açtım. "Artık mekanımız burası. Haberin olsun."

"Benim yerim de güzeldi ama..."

"Bu tatlı çocuğu bırakıp," Dudaklarımı büküp kendimi gösterdim. "Tek başına oturmak istiyorsan sen bilirsin."

"Allahım çok tatlısın." Gözlerini pörtletip elleriyle ağzını kapattı. "Oha, ben onu neden sesli söyledim ki?"

"Utanma salak, utanma. Ben senden neler neler duydum."

"Doğru ama ben onları söylerken aramızda telefon vardı."

"Hiçbir farkı yok."

"Çok farkı var." Kaşlarını çatmış bir şekilde bana döndü ve parmağını salladı. "Senin için bir şeyler değişmemiş olabilir Haspehlivanlaroğulları ama ben çok değiştim."

"Soyadımı üşenmeden uzun uzun söyleyen tek kişisin." Bana salladığı parmağını tuttum. "Hadi ya, neler değişmiş sende?"

Parmağını geri çekip konuştu. "O zaman bu kadar cesur değildim. Asla karşına çıkmayacağımı düşünüyordum hatta biliyordum."

"Karşıma çıkmasaydın..." Gözlerinin içine bakarken havalı bir ortam yaratması için özellikle kısık sesle konuştum. "Senden hoşlandığımı asla bilmeyecektin."

Pembe Katana {Texting}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin