Adsız Bölüm 9

175 12 3
                                    

Bense yine bir ebeveynimi kaybetme korkusuna kapıldım...

***
Minho bana endişeli bir şekilde bakıyordu. Bense titreyen ellerim ile Jisoo annemin attığı konuma tıkladım.
- M-minhi beni b-buraya götürür m-müsün?
- Tamam bebeğim gel hemen.
Minho benim elimden tutup hızlıca arabasına götürdü. Hastaneye gelince hızlıca ameliyathanenin oraya gittim. Jisoo annem yere oturmuştu. Çok fazla ağladığı belliydi, gözleri kıpkırmızı olmuştu.
- A-anne noldu?
Jisoo annem hemen ayağa kalkıp bana sarıldı.
- S-saldırdılar.
- N-NE?!
- E-evden çıkmıştı tam giderken adamlar sıkıştırmış. P-parasını istemişler. Lisa da vermeyince bıçaklamışlar.
İstemsizce gözümden bir damla yaş süzüldü.
- N-neresinden bıçaklamışlar?
- K-kalbinin 3-4 santim aşağısından.
Bende yere çöküp ağlamaya başlamıştım. Ya bir daha ailemi kaybedersem? Bu korku tüm bedenimi kaplamıştı. Kafamı kaldırıp Minho'ya baktım. Hemşireleri durdurup bir şeyler soruyordu. Kalkıp onun yanına gittim.
- ...üzgünüm ama hala ameliyathaneden çıkmadıkları için bende bilmiyorum. Ama ameliyata giren cerrah çok iyi bir cerrah. Yakınınız için endişelenmenize gerek yok.
- Teşekkürler.
- Noldu? Nolmuş?
- Otur lütfen. Bayan Kim lütfen sizde oturun. Şu an kendinizi yormamanız ve üzmemeniz lazım. Bayan Lisa'nın en çok size ihtiyacı var. Bu durumda güçlü durmanız lazım.
- Hemşireler ne dedi?
- Şu anlık hiç birinin bilgisi yokmuş. Ama hastanenin en iyi cerrahı girmiş. Sadece biraz beklemeniz lazım.
Sonra yanıma oturup bana sarıldı.
- Lütfen ağlama. Sen ağladıkça benimde ağlayasım geliyor.
Baş parmağı ile gözlerimin altını sildi.
- Çok korkuyorum Minho. İkinci kez annemi kaybetmek istemiyorum.
- Şşh... Tamam sakin ol. Lisa annen çok güçlü. Ona bir şey olmayacağına eminim.
Sonra bana yeniden sarıldı.
- Çok yakışıyorsunuz.
Jisoo annemin bizi izlediğini görünce ben kızarmaya başladım.
- Teşekkürler efendim.
- Ahh resmiyete gerek yok lütfen Jisoo anne de. Ya da sadece anne de sıkıntı yok.
- Peki Jisoo anne.
Bense kıpkırmızı bir şekilde bakışlarımı hem annemden hem de Minho'dan kaçırıyordum.
- Han'cım?
- Efendim anne?
- Sen daha dün bu çocuğa aşık değilim demiyor muydun?
- Ya şey... Düşüncem değişti işte.
  Jisoo annem ise sadece güldü. O sırada doktor ameliyathaneden çıkmıştı. Hemen ayağa kalkıp doktorun yanına geldik.
- Eşim nasıl doktor bey?
- Eşiniz gerçekten çok güçlüymüş. Ne kadar derin olmasa da yara gerçekten ölümcül bir yerdeyken o hayata tutunmayı seçti.
Hepimiz rahat bir nefes verdik.
- Ne zaman görebiliriz?
- Yarın sabah görebilirsiniz. Bugün uyandırmamaya çalışacağız.
- Çok teşekkürler.
- Ne demek görevimiz.
Doktor gittikten sonra annemi koyacakları odanın önünde beklemeye başladık.
- Jisung, ben yarın buradayım ama sen okula git tamam mı?
- Anne ama-
- Aması maması yok Jisung bey. Ben burada olacağım. Lütfen kırma beni. Annende okula gitmeni isterdi.
- Pekiii.
***
Akşam saat 7'de annemin zoru ile eve gitmiştim. Minho da benimle gelmişti. Eve gidince kendimi koltuğa attım. Oda yanımdaki koltuğa oturmuştu.
- Acıktın mı?
- Aç değilim.
- İnandım mı? Hayır. Kahvaltıdan başka bir şey yemedik. Sen burada bekle ben hazırlayacam.
Bana güldü.
- Televizyon felan izle. Sakın gelme.
- Tamam gelmem.
Hızlıca mutfağa gidip ne yapacağımı düşünmeye başladım. En sonunda soslu makarnaya karar verip yapmaya başladım. Makarnayı haşlamaya koyduktan sonra sosunu hazırlarken belime sarılan eller ile arkamı döndüm.
- Hani gelmiycektin?
- Ne yaptığını merak ettim ve sana sarılmak istedim~
Çok tatlıydı şu anda. Öyle bir dudak bükmüştüki öpesim gelmişti. Dudaklarını öpüp hemen geri çekilip utanarak önüme dönmüştüm. Bana gülüp sarılmaya devam etmişti.
- Hazırladım.
Ona bakmak için kafamı çevirmiştim ama çevirdiğim gibi burunlarımızın bir birine sürtmesi bir olmuştu.
- Çok güzelsin.
Ani gelen iltifat ile kızarmaya başladığımı hissediyordum.
- Teşekürler...
Dudağıma bir öpücük kondurup ayrılmıştı benden.
- Tabaklar nerde?
- Şurada ki dolapta.
İki tabak ve iki çatal alıp masaya gitmişti. Bende bardakları alıp masaya koymuştum. İçeceği getirmeye kalkmıştı ki ben geri oturttum.
- Ben getiririm.
İçeceği getirip, yemekleri koyup bende oturmuştum. Yemeğimizi sessizce yemiştik. Yemeği yedikten sonra ben masayı topkanaya başladım.
- Sen geç. Yemeği sen hazırladın ben toplayayım.
- Ol-
Dudağımı öperek beni susturmuştu.
- İtiraz istemiyorum içeri geç.
İç çekerek içeri gidip koltuğa uzanıp film seçtim izlemek için.
- Minho! Mısırda patlatır mısın?
- Patlatırım!
Güzel bir gay filmi seçmiştim. Minho elinde mısırlar ile içeri girince hemen gelip yanıma oturdu.
- Ne izliycez?
- Güzel bir film buldum onu izleyelim.
- Adı ne?
- Beni adınla çağır.
- Güzel film izleye biliriz bence.
***
(Yazarın ağzı ile)
Film bitince Jisung Minho'nun omzunda uyuya kalmıştı. Minho ise Jisung uyuya kalınca filmi bırakıp onu izleneye başlamıştı. Film bitince de onu uyandırmadan yavaşça kaldırıp odası olduğunu düşündüğü odaya götürüp yatırdı. Tam yanına yatıcakken çalan telefonu ile telefonunu almak için aşağı indi. Arayan Hyunjin'di.
- Efendim Hyunjin?
- Minho ne güzel bir şey oldu bilir misin? Kendimi salak gibi hissediyordum.
- Salaksın çünkü, bence yeterince mantıklı bir sebep.
- Saol be kaç yıllık arkadaşına bunu mu diyorsun?
- Hyunjin dramayı bırak ve sadede gel.
- Felix ile sevgili oldum.
- Hayırlı olsun ne deyim?
- Sizin Jisung'la noldu?
- Biz de sevgili olduk.
- Gerçekten mi?! Bundan neden haberim yok?!
- Çünkü daha sabah olduk geri zekalı.
- Neyse benim yarim arıyor ona cevap vericek bay bay, bay soğuk.
- Sana da drama queen.
Minho telefonu bırakıp tam odaya geri çıkıcakken telefonunun yeniden çalması ile telefonunu geri eline almıştı. Bilinmeyen bir numara arıyordu.
- Alo?
- Nasılsın oğlum?
- Seni ne kadar ilgilendirir şerefsiz. İstemiyorum seni ve mirasını. Siktir et başkasına.
- Ama oğlum bak sen benim tek oğlumsun ve üvey oğluma-
- Sence umrumda mı senin mirasın şerefsiz. Snein yüzünden hayatım mahvdu. Hayatımdan giderken düşünseydin. Siktir et şimdi.
İkinci kez düşünmeden telefonu babasının yüzüne kapatıp hızlıca yukarı çıkmıştı Minho. Jisung öyle güzel uyordu ki onu saatlerce izleye bilirdi. Şu an oturup izlediği gibi. En sonunda uykusu geldiği için yanına yatıp, beline sarılıp gözlerini kapatmıştı Minho...
***
Evet yine beeen:) bu sefer heyecanlı bir yerde bitirmedim. Bir dahaki bölümü belki smut yapabilirim.
Sizi seviyoree♥️

High School/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin