Ağzından çıkan iki cümle benim hayatımın dönüm noktası olduğunu ne Minho nede ben biliyordum...
***
- N-nasıl yani? Annemle babam yaşıyor mu? Neden beni arıyorlar?
Minho belime elini koyup alnını alnıma yasladı.
- Bana bak güzelim. Sen benimken kimse seni benim elimden alamaz yada zarar veremez bunu unutma tamam mı? Neden aradıkları hakkında hiç bir fikrim yok. Ama sana zarar gelmesine asla izin vermem.
Korkuyla Minho'ya bakıyordum. O izin vermeyecekti ama ben sakar ve korkaktım. Bana bir şey olması an meselesiydi.
- Annenlerden izin aldım. Bir kaç gün burda kalabilirmişsin.
- Y-ya onlara zarar verirlerse? Onlara zarar gelmesin Minho. Annem zaten daha yeni yaralandı.
- Bebeğim sakin ol. Jisoo annen zaten Lisa anneni canı pahasına korur. Hem o sandığından daha yetenekli.
Sonra dudağıma hafif bir öpücük kondurdu.
- Ay ben sıkıldım gidiyorum çifte kumrular.
- Hyunjin burdan ayağa kalkarsam sikerim seni.
Minho'nun tehdidi ile Hyunjin uçarak evden çıktı. Sonra Minho eski pozisyonuna geçti.
- Film izlemek ister misin?
Başımı salladım.
- Tamam o zaman sen film seç bende mısırları patlatayım.
Yine başımı salladım. O mısırları patlatmaya mutfağa gitti bende televizyondan netfilixi açıp film bakmaya başladım. En sonunda bilmem kaç kere izlediğim avatarda karar kıldım. Minho'da gelmişti o sırada.
- Ne izliyoruz?
- Avatar.
Başını sallayarak sehpayı önümüze çekti ve mısırları koydu. Sonra yanıma oturup beni iyice kendine çekti. Bende filmi açtım izlemeye başladık. Filmin ortalarında başım Minho'nun omzuna düştü ve karanlığa gömüldüm...
***
Minho'nun ağzındanFilm bittiğinde Jisung'un uyuduğunu anlamıştım. Her zaman film izlerken uyuyakalıyordu. Onu yavaşça ve sessizce kucağıma aldım ve odaya çıkartıp yavaşça yatırdım. Gerçekten Jisung'a üzülüyordum. Acı çekiyordu ve bunu saklıyordu. Üstünü örtüp onu izlemeye başladım. Gerçekten çok güzeldi. Dudağına küçük bir öpücük kondurup gidicekken elimden tuttu.
- Gitme lütfen.
Arkamı dönüp ona baktığımda ağlıyordu. Hemen yeniden yanına oturdum. Oda oturur pozisyona geçip bana sarıldı.
- Hem beni bırakıyorlar hemde başlarındaki bela benim üzerime geliyor. Napıcam Minho?
Bana bakmıştı. Gözleri kızarmaya başlamış yanakları daha da şişik gözüküyordu. Dudağına küçük bir öpücük kondurdum yeniden.
- İkimiz beraber bu sıkıntılardan kurtarıcaz seni tamam mı bebeğim?
Başını usul usul sallayıp yeniden sarıldı bana. Bende ona sarıldım. Hem ağlıyor hem de bana daha sıkı sıkı sarılıyordu. En sonunda ağlaması durunca yeniden bana baktı.
- Bu olaylardan sana zarar gelmiycek dimi?
O kadar tatlı bakıyordu ki soruya odaklanamamıştım.
- Gelmiycek. İkimizede gelmiycek. Söz veriyorum.
Jisung başını salladı ve beni izlemeye başladı. Bende onu izliyordum.
- Seni yiyebilir miyim?
- Ne?
Güldüm.
- Biraz daha öyle tatlı tatlı bakmaya devam edersen seni yiycem.
Yanakları kızarınca yatağa geri yattı ve arkasını döndü. Bense sadece kahkaha attım.
- Hey! Neden utandın?
Bende yanına yatıp arkasından sarıldım ona.
- Utanmadım bir kere.
Kıkırdamaya devam ediyordum.
- O zaman bana dön.
Bana döndü ama kıpkırmızıydı.
- Utanmamışsın Jisung kesinlikle.
Kahkaha atıyordum. Bana vurmaya başladı.
- Gıcık!
- Hey! Tamam, tamam sustum.
Arkasını dönmüştü.
- Uyuyalım.
- Tamam bebeğim rüyanda beni gör.
- Sende beni gör.
Ona belinden sarılı bende uyumaya çalıştım. Son huzurlu uykumuzun olduğunu bilmeden...
![](https://img.wattpad.com/cover/333565678-288-k384395.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School/Minsung
FanfictionSadece seni istiyorum Han Jisung. Sadece seni... Ve ben istediğimi eninde sonuda alırım...