Sabah ağrılarla uyandım. Arkamı döndüğümde Minho'nun hala uyuduğunu gördüm. Gerçekten çok yakışıklıydı. Hem de inanılmaz yakışıklıydı. Ben onu izlerken kıpırdandı. Bende hızlıca gözlerimi kapattım. Uyanmıştı. Beni izlediğini hissediyordum. Çalan telefonu ile yataktan kalktı. Telefonda konuşurken konuşmasını dinliyordum.
- Hayır.
-...
- Onu kullanmıyorum Hyun sen çok yanlış anlamışsın.
-...
- Babamla babası arasında ki çatışma beni etkilemez Hyun.
-...
- Ne zaman babam için çalıştığımı gördün? Gerekirse onu da alır buralardan giderim. Ona zarar gelmesini göze alamam Hyun, ben ona gerçekten aşığım...
-...
- Biliyorum.
-...
- Ah hadi gel. İzin verdim bu seferlik.
-...
- Kapat hadi kahvaltıyı hazırlıycam.
Telefonu kapatana kadar gözlerimi açmamıştım. Telefonu kapattığını hissedince gözlerimi açıp yatağa oturdum.
- Babanla babam arasında ne var?
Yarım çıplak bir şekilde bana döndü.
- Beni mi dinliyordun?
- Sorumun cevabı bu değil. Babanla babam arasında ne var?
Derin bir nefes alıp yatağa oturdu.
- Ne duydun ya da ne kadarını duyduğunu bilmiyorum ama o konu çok farklı bir konu Jisung. Senin babanın ölmeden önce yaptığı bir şey olduğu için sana bir şey olmıyacak.
Ona bakıyordum pür dikkat. Şimdi bu da neydi?
- Babam babana ne yapmış? Neden yapmış? Baban neden benden intikam alıcak?
- Hepsini anlatıcağım bebeğim ama şu an olmaz. Bunu tek başıma anlatamam. Çünkü bu tek taraflı bir intikam ateşi değil.
Benim bir şey dememe fırsat bırakmadan burnumu öpüp tişörtünü alıp gitti. Bende ayağa kalktım ve duşa girdim. Duştan çıkıp üstümü - ağrılar ile - giyinip aşağı indim. Minho yemek hazırlıyordu. Sessizce arkasından yaklaşıp sarıldım. Sadece kıkırtısını duydum. Çok hareket etmeden yemeği hazırlamaya devam etti. Kapı çalınca açmaya gittim. Kapıyı açınca Hyunjin ve Felix'i gördüm.
- Ooo yenge uynamışsın- bir dakka! benim sana enişte mi demem lazım?
Gülerek onları içeri davet ettim. Hyunjin hızlıca içeri girip Minho'nun yanına gitti. Felix ise benimle beraber salona geçti. Biraz bekledikten sonra kahvaltı hazırdı. Hep beraber kahvaltı yaptık. Sonrasında Felix'in acil gitmesi gerekti. Ben salonda Minho ve Hyunjin'i karşıma almış açıklama bekliyordum.
- Hanginiz anlatmak ister?
Hyunjin tam bir şey diycekken Minho onu durdurdu.
- Şöyle ki senin gerçek babanın yaptığı işler çok kötü işlerdi. örnek istersen şçyle; mafyacılık, uyuşturucu satıcılığı vs. Benim babam olduğunu iddia eden adamda aynı işlerle uğraşıyor. Baban ondan bir dönem yüklü miktarda borç almış. Sonra bir daha ödememiş.
- Yani baban babama alacaklı ve intikam almak için beni öldürmek felan mı istiyor?
- Tek kısmı o değil.
Dedi Hyunjin bende ona döndüm.
- Benim babamın da ona benzer işleri var ve Minho'nun babasına çalışıyor. Sonra benim babam senin babana çalışmaya başlıyor. Babama parasını ödeyemediği için benim babamda intikam almak istiyor.
- Neden ben peki?
- Bak şimdi diyceklerimiz hayatında değişikliğe yol açabilir ama bundan sonra düşünerek haraket edicez ve bir takım olucaz anlaştık mı?
- Tamam hadi söyleyin ya.
Birbirlerine baktılar. 1-2 dakika sessiz kaldıktan sonra Minho benim yanıma geldi. Ona döndüm.
- Senin bir kardeşin var ve bizim okulda. Asıl haber ise gerçek annenle baban yaşıyor ve seni arıyorlar.
Ağzından çıkan iki cümle benim hayatımın dönüm noktası olduğunu ne Minho nede ben biliyordum...
***
Uzun zaman sonra bölüm attım! Umarım beğenirsiniz.
Diğer hikayelerime de bakmayı unutmayın☺ Oy vermeyi unutmayın☺
Sizi seviyoree♥
![](https://img.wattpad.com/cover/333565678-288-k384395.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
High School/Minsung
FanfictionSadece seni istiyorum Han Jisung. Sadece seni... Ve ben istediğimi eninde sonuda alırım...