Uzun bi yokuştu hayat. Sonunda yoruldum.
Geçmiş, boyunu geçmiş, çokça içmiş sarhoşum ben
Düşmüş, sonra düşünmüş, kaç kere öldüm ki ben?
Susmayan seslerim var. Canım yalnızlığa ne hacet?
Gün dönüyor mu? Gece sönüyor mu?
Yine ediyor mu ihanet?
🫀Canikolarım SELAMM^^
Yanımda olup. En başından beri kitabımı okuduğunuz için, çok teşekkürler<333
Müziği açmayı unutmayınnn♡♡______
Ne? Karşımda Duran kişiye ben bile inanamadım. Aras! Benim sınıfımdaki Aras'tı.
"Aras, ne işin var senin burada?"
"Ece, herşeyi anlatacağım önce bir sakin ol."
"Nasıl sakin olabilirim? Ben bir kaza geçirdim ve beni burda birisi tuttu. Daha sonra da kaçmaya çalıştım. Kapıyı açtım ve bumm karşıma çıkan kişi sensin. Noluyor?"
"Ece, sana sakin olmanı söyledim her ne düşünüyorsan öyle birşey değil. Seni kaçıracak kadar kafayı yemedik."
"Haha çok komik."Beni kolumdan tuttu. İçeriye yatağa otutturdu. Adama kaş göz yaptı ve adam gitti. Sonra bana baktı. Hala bakıyordu.
"Ne? Ne bakıyosun? Aras!"
"Aras, cevap vericek misin? Çekip gideceğim yoksa."
"Dün sana arabayla çarptım. Yani az önceki adam çarptı. Olay büyümesin diye seni buraya getirdik zaten çok bir şeyin yoktu. Sadece kafandan hafif bir darbe aldığın için bayılmıştın. Ve gelelim önemli konuya. Babanın kalbini Kaan'a naklettiler. Sana takıntılı olan Kaan'a."
"Ne? Babamın kalbi onda mı? Şaka yapıyorsun. O pislikten nefret ediyorum. Onun için mi babam öldü?"
Ağlıyordum. Her zamanki gibi.
"Ece, şunu kabullen .Senin baban zaten ölmüştü, sadece kalbini durdurdular."
"Neden canımı acıtıyorsun, neden bunu yüzüme vuruyorsun? Neden ben ya neden benim ailem öldü? Ben neden yalnız kaldım? Benim suçum neydi? Aras yalvarırım yardım et bana. Kurtar beni bu karmaşadan."Arasın göğsüne elimle vuruyordum. Aynı zamanda da ağlıyordum. Ellerimi tutup.Beni göğsüne çekti. Sarıldı bana. Aylardır ihtiyacım olan şeyi yaptı. Uzun uzun sarıldı bana. Bende ona uzun uzun sarılıp ağladım.
"Ece, kendini bu kadar yıpratma. Ben varım yanında. Bundan sonra da ben olacağım. Ben olduğum sürece seni kimsenin üzmesine izin veremem."
"Neden ki? Ben hiç bir şeyi hak etmiyorum. Bırak beni! Bırak gidicem. Ben sana layık değilim. Yanımda ki insanları öldürüyorum. Seni de öldürmek istemiyorum. Bırak beni, lütfen!"
"Seni bırakmayacağım, Ece."
Aras'la birlikte ağladıktan sonra, daha doğrusu ben ağladıktan sonra. Aras beni sakinleştirdi. Sadece birbirimize bakıyorduk. Belki ikimizde aynı düşüncelerle, belki de farklı."Dışarıya çıkıp hava almak istermisin? Değişiklik olur."
"Farketmez."
"Tamam. Kalk hadi."Evden çıkmıştık. Ev ıssız bir yerdeydi. Yarım saatlik yolun ardından bir kafeye gelmiştik. Yol gerçekten de farklıydı. Biraz ıssız ve sesiz. Ama kafe cıvıl cıvıldı. İnsanlar gülüyordu. Kafenin çok güzel bir havası vardı. Bir masaya geçtik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altmış Beş Saniye
Teen FictionBu hikaye gerçek bi konu üzerine yazılmıştır. İyi okumalar^^ Hayatım gözümün önünden kayıp gidiyordu ve ben yok oluyordum. Unutmayacağım tek bir söz vardı; Ne olursa olun hep en kıymetlimsin..