3.Bölüm: Beni bırakmayın.

252 196 112
                                    

Kendi yok oluşumu izliyorum fakat elimden bir şey gelmiyor ayrıca bunun sebebi benmişim gibi hissediyorum. Saat 3'te uyumuştuk Efe'mle birlikte ,nereden bilecektim ki bir saat on yedi dakika sonra hayatımın mahvolacağını. Efe nereden bilebilirdi bir saat on yedi dakika sonra öleceğini her şeyin suçlusu benim sanki ,her şey benim hatam sanki. Gözlerim tekrar açılsın ya da tekrar uykuya dalayım. Her neyse bu bir rüya olsun sadece şu an bunu istiyorum.

Keşke annem ve Efe yerine ben ölseydim ve onların çektiği acıyı ben çekseydim. Zaten şu kötü ve acı çektirmekten başka hiçbir işe yaramayan dünyaya hiçbir yararım yok. Bu saatten sonra da asla olmaz. Çünkü ben de bu saatten sonra yokum. Moloz yığınının başında elimde kırık tabloyla ağlıyordum. Bu kırık tabloda annemin babamın ve Efe'nin vücuduna toz gelmişti sanki fotoğrafta sadece ben vardım. Bu belki de hayatın bana oyunu yüzüme vura vura yalnız kalacaksın diyordu ne acı ama. Sanki tablo bunu hissetmiş ,bilmiş gibi ama çok saçma değil mi ?Onların ölmesi ve benim yaşamam ölmeyi hak eden bendim onlar neden öldü?

Sırtımda hissettiğim el beni belimden kavramıştı. Aylin'di bu kokusunu nerde olsam tanırdım. Ona dönüp bende sıkıca sarıldım.

"Ece,üzgünüm yanında olamadığım için."
"Ama şuan burdasın." Sesim ağlamaklı çıkmıştı ama ağlamamaya çalışıyordum. Ta ki Aylin bu soruyu sorana kadar:"İyi misin?"
"Değilim Aylin .Değilim .Nasıl iyi olabilirim? Söyle bana. Bunlar senin başına gelse ne yapardın? Annem ve Efe öldü bu dünyada başıma gelecek en kötü şey geldi. Efe beni bırakıp gitti .Annem beni bırakıp gitti. Babam şu an İstanbul'da ve durumu stabil .O da ölebilir. Ben bu dünyada yalnız başıma ne yapacağım? Nasıl toparlanacağım? Benim evim yok artık. Artık benim bir evim yok nasıl iyi olabilirim? Lütfen sen de bırakma beni, lütfen." Dedim hıçkırıklar arasında. Ağlamaktan gözümün önünü göremiyordum. Gözyaşı tüm gözümü kaplamıştı. Ardından büyük bir kulak çınlaması ve göz kapaklarımın kapanması sonrası karanlık..

Beyaz bir odadaydım. Karşımda beliren siyah elbiseli kadın ,anneme çok benziyordu .
"Yapma." Dedi bir ses ne olduğunu anlamaya çalıştım ve tekrar:
"Yapma." Dedi bir ses ve anladım ki bu annemin sesiydi karşımda tam anlamıyla annem duruyordu. Siyah ,uzun, ince elbisenin içinde ,saçları açık ve teni bembeyazdı ağlayarak bana:
"Bunu kendine yapma." Diyordu. Neden böyle bir şey söylediğini anlamamıştım. Ama benim annem öldü. Daha sonrasında yattığım yerden ter içinde fırladım. Gözümü alan yine beyaz ışık oldu. Tekrar kapatıp açtığımda daha net görüyordum.

Teyzem, Aylin, minnoş Arda'm ve Mustafa eniştem burdaydı. Birde amcam, Elif yengem, Halil ve Erdem abi burdaydı. Kısaca amcamlar ve teyzemler. Zaten tek akrabam amcamlar ve teyzemlerdi neyseki onlara da bir şey olmamıştı.

İlk konuşan amcam oldu."Kızım iyi misin?" Herkes bu soruyu soruyordu. Nasıl iyi olabilirdim. Daha fazla anlatmamak için. "İyiyim." Demekle yetindim. Çünkü, konuşacak halim yoktu. Şimdi ise sıra teyzemdeydi, gelip bana uzun uzun sarıldı ve omzumda ağlamaya başladı.
"Bebeğim, özür dilerim yanında olamadığımiçin." Beni ne çok seven varmış.
"Sorun değil teyze. Annem ve Efe'nin cenazesi nerde? Görmek istiyorum."
"Bu hastanenin morgunda kızım. Ama görmesen daha iyi sanki. Aklında son halleri öyle kalmasın.Emin misin?"
"Eminim teyze, hadi götürün beni."
"Peki." Halil ve Erdem abi kollarımdan tutarak beni kaldırdı. Asansöre bindik ve morga gittik en korktuğum yere ,biliyor musunuz? Ben hep morgdan çok korkardım. Derdim ki ;en yakınım bile ölse ben morga giremem. Çünkü aşırı korkardım. Artık korkuyor muyum? Hayır. Bende onlardan biriyim. Ve en sevdiğim insanlar için giriyorum buraya.

Önümüze bir hemşire çıktı ve "Yalnızca 3 kişi girebilir."dedi. Bunlardan biri tabiki bendim. Diğerleri ise teyzem ve Halil. Efe ve Halil, tıpkı Aylin ve ben gibiydi. Onu da anlıyordum zor olmalı.

Kapıdan içeri girdik ve ürperdim çok soğuktu burası, Efe çok üşürdü burda annem de, kıyamam onlara. Bürsürü çekmece gibi birşey vardı. Hemşire 2 tane yan yana olanı çekti. Ikisinin de üstü beyaz örtü ile örtülmüştü. Annemin saçları örtünün dışındaydı .Efe'nin ise parmağındaki yara izinden anlaşılıyordu o olduğu. Ne kadar da huzurla uyuyorlardı. Ben burda tek başıma ve yalnızken.

Hemşire: "Hazır mısın?" Diye sordu. "Evet." Dedim. Ne kadar kötü olabilirdi ki? Önce annemi görmek istediğim için yanına geçtim. Örtüyü elimle kaldırdığım gibi tekrar kapattım. Bu annem değildi.
"Hemşire abi, bu annem değil en başından beri ölmediklerini biliyordum." Adamın ağzından sadece, "Üzgünüm." Çıkmıştı. Daha sonra teyzem yanıma geldi ve örtüyü açtı .Ağzını şok içinde açıp elini ağzına götürüp, ağzını kapttı ve ağlamaya başladı. Ben artık dayanamıyordum.
"Siz ne yaşıyorsunuz be, teyze iyi misin ?Neden ağlıyorsun? Bu annem değil . Annem ve Efe ölmemiş. Siz iyi misiniz?" Biraz bağırmıştım hatta fazla fazla. Ne saçmalıyordu bunlar.
"Ece, kendine gel." Dedi, Halil ve omuzlarımdan tutup sarstı beni. Ağlıyordu hem de çok beni bırakıp Efe'nin yanına gitti.

Ben de Efe'nin yanına gittim ve Halil örtüyü açmıştı. Efe'nin yüzünde bir çizik bile yoktu o kadar yakışıklıydı ki her zamankinden daha da yakışıklıydı sanki. Dünyadaki en güzel şey onun başına gelmiş gibi bir ifade var dı yüzünde ,çok huzurluydu bakmaya kıyamıyordum. Sarıldım. Ağladım, ağladım ve ağladım. Gözyaşlarım yüzünden Efe'nin yüzüne su dökülmüş gibi olmuştu sanki. Kendimi suçladım. O güzel yüzünü mahvettiğim için. Efe'nin yanından ayrılıp dünya güzeli annemin yanına gittim. Annemin yüzü çok kötüydü. Kanlar içinde yaralar içinde boynu, göğsü ,elleri her yeri ama yine de dünyalar güzeliydi annem. Anneme sarıldım ve ağladım artık o kadar çok ağlamıştım ki , gözümden yaş gelmiyordu. Daha sonra Halil çıktı. Teyzem benim kolumdan tuttu ve, "Hadi Ece, yeter bu kadar. Daha fazla yıpratma kendini."dedi.

"Teyze! Teyze! Neler diyorsun sen ne demek yıpratma? Görmüyor musun şu annemin halini ne hale gelmiş. Ben nasıl bırakabilirim annem ve Efe'yi. Onlar benim ailem. Onlar benim her şeyim .Sen şimdi bana hadi gel yeter, diyorsun. Ne demek yeter ya ne demek yeter?" Bu sefer hemşire," Yarım saat oldu. Ece Hanım zorluk çıkarmayın."

"Bana ne be. Ben de burada yatacağım ,ben de burada yatmak istiyorum. Annem ve Efe'nin yanında. Siz gidin ben kalacağım."
"Ece, lütfen teyzem lütfen. Baban için gel." Artık yapacak hiç bir şeyim yoktu. Hala gitmeyecektim sonra hemşire ve Halil benim kolumdan tutup zorla çıkardı. O sırada tabii ki ağlıyordum ve anne, Efe beni bırakmayın diye belki 100 defa bağırmışımdır. Artık sadece gözlerimi kapatmak istiyordum. Daha sonra Halil beni kucağına aldı ve üst kata çıkardı. Uyandığım yatağa yatırdı ve hemşire gelip koluma serum taktı. Uyudum mu bayıldım mı bilmiyorum ama birşeyler oldu.

____

SELAMMM^^

Bölüm yine kısa olduğu için yine kusura bakmayın. Eğer hergün atarsam bölümler kısa gelebilir.
Sizce kitap yazmaya devam edip kendimi geliştirmeli miyim? Yoksa bırakmalı mıyım?
Bu arada bölümü nasıl buldunuzz?
Birkaç bölüm sonra yeni karakterlerimiz geliyorr.
Lütfen oylamayı unutmayınnnn♡
Diğer bölümde görüşürüzz^^

Seni seviyorum, güzel insan<3

Altmış Beş SaniyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin