Yazar notu:umarım severek okursunuzz 💗
İlk önce Tarihe baktım 610. İmparatorluk yılıydı yani romanın başlamasına 7 ay daha vardı bu da demek oluyordu ki Olivia şuan 16 yaşındaydı.
İlk önce herşey normalmiş gibi kahvaltımı odama istedim kimse şüphelenmesin diye beni yalnız bırakmalarını istedim.
Bu romanı çok severek okuduğum söylenemezdi ergenlik dönemimde okumuştum.
Ana karakter Lauren Garcia iyi huylu bir kızdı vikont soyundan geliyordu, onun tam tersi olan Olivia ise ona zorbalık yapıyordu.
Zorbalık yapmasın sebebi ise onu kıskanmasıydı.Olivia böyle doğduğu için kendinden nefret ediyordu İmparatorlukta mor gözler lanetli olarak görülüyordu. Olivianın gözleri de mordu ve iri bir kızdı, onun tam tersine, Lauren sarı saçlıydı, ince ve güzel bir fiziğe sahipti.
Olivianın zorba olmasının tek sebebi bu değildi hiç bir zaman görgü kurallarını öğrenmemişti, onunla ilgilenen tek bir kişi bile yoktu çünkü..
Annesinin gözünü para boğmuştu. Her zaman en iyi mücevherleri, kıyafetleri alır,Markiliği yönetmeyi umursamazdı.
Olivianın öz ve öz annesiydi ama Olivia'dan nefret ederdi. Hiç bir zaman Olivia'ya sevgiyle yaklaşmadı, genellikle yanına daha fazla yemek yemesi için getirirdi amacı Olivia'dan hiç bir erkeğin hoşlanamamasıydı.
Bunlar tabikide romanda geçmiyordu Eva'nın ilgisiz bir anne olduğu yazardı. Olivianın anıları önümden filim şeridi gibi geçmeye başladıkça daha da iğrendim bu aileden. Hizmetçiler bile Olivia'ya zorbalık yapıyordu.
Olivianın babası yoktu olivia daha küçükken kaybetmişti, Markiliğin tek varisi oydu ama o büyüyene kadar Markilik ayakta dururmuydu.
Alışmalıyım diye geçirdim içimden eğer alışmazsam her zaman mutsuz olacağım.
Olivianın hayatını değiştirecektim elbette, ilk önce Markizin yanına gidecektim daha sonra ise diyete başlayacaktım.
Zili çalarak hizmetçileri çağırdım. Beni hazırlamalarını istedim daha sonrada markizle görüşeceğimi bu yüzden haber yollamalarını istedim.
Üzerime kırmızı bir elbise giydim ve ana binaya doğru yola koyuldum. Olivia ana binada kakmıyordu batı kanadında kalıyordu çünkü Markiz öyle karar kılmıştı.
Markizin odasına vardım,içeri girmeden bile çok lüks bir oda olduğu belli oluyordu. Hizmetçiler benim geldiğimi söylediler ve içeri girdim.
Markiz dalga geçermişçesine
"biraz tatlı var yemek ister misin böyle şeyleri çok seversin" dedi."Teşekkür ederim Markiz ama gelmeden önce yedim" diye cevap verdim.
Aslında hiç birşey yememiştim odama çağırdığım kahvaltıyı balkonda kuşlara vermiştim.
Daha fazla kilo almamı istercesine ağır yemekler getirmişlerdi önüme."Markiz demek ha? Anne diye sesleniyordun hani"diye alay etti benimle
"Rahatsız olduğunuzu düşünmüştüm, size anne dememden nefret etmiyormuydunuz?" Diye cevap verdim
anne demiyordum, ben Olivia değildim çünküMarkiz bir an sustu hemen dediklerimi geçirircesine
"Neden gelmiştin? Çok ziyaret etmezsin beni bir isteğin var anlaşılan " dedi
Olivianın neden ziyaret etmediği belli oluyordu"senin gibi bir insanı kim ziyaret eder" diye geçirdim içimden bunları söylemek isterdim ancak söyleyemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leydinin Sessiz Yaşamı
Historical FictionEve dönerken araba kazası sonucunda hayatını kaybetmişti. Gözlerini tekrar açtığında hastanede olduğunu düşündü ancak hastanede değildi "Leydi Olivia lütfen uyanın güneş doğdu" Anladıki o "Aşk tesedüfle gelmez" adındaki romanın kötü karakteri Olivia...