Pekala. Nasıl olacak inanın bende bilmiyorum. Ama orman... tahmin edemeyeceğiniz kadar mükemmel.
Mecnun ile rakı balık yapışımızın üstünden bir kaç hafta geçmişti ve baya sıkı fıkı olmuştuk. Bu durumu bazen Gökhan'ın kıskanması ile bile anlayabiliyordum. Peki sikimde miydi? Hayır.
Bugün ders olmamasının rahatlığı ile öğlene kadar uyumuş, uyumaktan şişmiş ve kaymış sıfatımla kıçımı kaşıya kaşıya banyoya doğru yol almıştım. Yatağın başında ötüp duran telefonla işeme çabam yarıda kesildi.
"Gelmişini geçmişini evvelliyatını yedi cedditini soluduğun oksijenin atomunu..." Yaratıcı küfürlerle ellerimi yıkayıp ölümüne çalan telefonun yanına gidip bakmadan cevap verdim.
"Ne var?" Sert ve uykulu çıkan sesime tok ve hoş bir kahkaha cevap verdi.
"Ooo Aslanım günaydın. Uyandırdık mı yoksa paşamızı?" Mecnun? Yatağın kenarına oturup iyice ayılmaya çalıştım. Akşamdan kalmış olmam pek yardımcı olmuyordu.
"Naber kaplan?" Arkadan bir şeylerle uğraştığına dair ses gelirken şakaklarımı ovdum. Kafam kazan gibiydi.
"N'olsun be oğlum. Dışarı çıkacaktım da seni bir arayayım dedim ama götünde pireler uçuşuyormuş." Telefonu kulağımdan çekip şöyle bir saate baktım 13:18. Kahvaltı iyi giderdi.
"Aç mısın lan?" Evet, yeni uyandığımda beynim üç kelimeden fazlasını yan yana getiremiyordu. Olur böyle şeyler.
"Ferhat valla yeni uyanmışken çekilmiyorsun ha. Konum at geliyorum, götüne don giydiğine de emin ol." Oturduğum yerden kalkıp şöyle bir gerindim.
"Aynen kanka ondan hadi görüşürüz." Telefonu yüzüne kapatıp ona konumu attığım gibi banyoya uçtum. Buz gibi suyla gözlerim fal taşı gibi açıldı. Oyalanmadan hızla duş alıp havluyu kaptığım gibi kurulana kurulana yatak odasına seke seke yürüdüm. Mecnun hız yapma konusunda bir dünya markasıydı o yüzden fazla vaktim yoktu.
Açık renk kot pantolonun üstüne beyaz bol v yaka bi tişört atıp tek bir kolyeyi boynuma geçirdim. İnce gümüş kadranlı bir saat, beyaz sporlar ve sırf hava olsun amk diye adlandırdığım ekoseli bir gömleği de belime bağladım.
Hala nemli olan saçlarımı karıştırıp ayna önüne geçtim. Masaya cüzdan araba anahtarı sigara paketi üçlüsünü koyan ama közcü abilerden farklı olarak e sigara da içen piçler gibi olmuştuk bugün de. Duyduğum korna sesiyle hızla ceplerimi kontrol edip anahtarı aldığım gibi dışarı çıktım. Mecnun paşa gibi sürücü koltuğuna kurulmuş beni bekliyordu.
Sol dirseği cama dayalı sağ eli ile direksiyonu tutan kıvırcık herif baya iyi görünüyordu. Hatta öyle ki apartmanın karşısında bulunan kadın kuaföründen bir kaç kişi sigara içme bahanesi ile onu kesiyordu.
"Gelecek misin yoksa inip sana kapıyı mı açayım aslan parçası?" Kadınlara doğru olan anlamsız bakışımı kesip hızla araca bindim. Lafımı da eksik etmedim tabi.
"Arabanın değil ama başka kapıları açmanı isteyebilirim." Onca muhabbetten sonra benim bel altı şakalarıma alışmış olan kaplandan rest geldi.
"Kapılar dolmazsa sıkıntı var ama aslanım. Unutma aynısından bizde de var." Artist bir şekilde aracı sürmeye başlayan herifle kahkaha attım. Onun bana karşılık vermesi utanıp sıkılmaması mükemmeldi.
"Daha alt mı üst mü olduğunu bilmeyen adam için büyük laflar." Gözünü yoldan ayırmadan yavaşça dudaklarını yaladı.
"Eh daha iyi ya işte. Büyük seviyoruz demek ki." Rüzgarın dağıttığı bukleleri güneş vuran gözleri ve... tavan yapmaya hazırlanan libidom ile cam açtım. Cam açın amk CAM!