Arap Saçı

458 17 6
                                    

Pekala millet. Selam.

"Ferhat deski sil çık koçum." Patrondan gelen emirle derin bir nefes aldım. Omzumda ki bir zamanlar beyaz olan bezle tezgahı baştan sona silip kendimi giyinme odasına attım. Günlerim oldukça sıradan geçiyordu. Sabah kalk okula git, fazladan dersin yoksa öğlen çık, spora git, oradan çık ve barmenlik işine git.

Yorucuydu ama zihnimi kalabalık tutuyor ve düşünmeme engel oluyordu. Bu yüzden yoğun geçen günlerimi seviyordum. Bir de Mecnun vardı tabii. Mecnun...

Terli siyah tişörtümü çantaya tepip temiz bir üst giyinerek ceketimi alıp demir paspasın mermerde çıkardığı gürültü dışında sessiz olan mekandan çıktım. Telefonu çıkartıp mesajlara baktım.

Mecnun
Hala molaya çıkmadın mı aslan parçası?(1.30)

Seni bekleyeceğime söz vermiştim ama gözlerim kapanıyor. (1.57)

Çıkınca ara olur mu?(2.05)

Elimi yüzümde gezdirip kaldırım köşesine oturdum. Bu adam ne yapıyordu bana böyle? Tamamen içimizden geldiği gibi bir amaç gütmeden hareket ediyorduk ikimizde. Ama...

Elim istemsizce kalbimin üstüne giderken bir sigara çıkartıp yakarken onu aradım. Büyük ihtimalle uyumuştu. Açamasa bile neden aramadın diye ağzıma sıçma potansiyeli olan adamın sözünden çıkmaya da hiç niyetim yoktu. Bir kaç uzun çalıştan sonra tam kapatacakken sesini duydum.

"Aslanım?" Uykulu. Narin.

"Çıktığımı haber vermek için aradım yavru." Bir kaç mırıldanma ve yatakta dönme seslerini duyarken yüzüme bir gülüş oturdu. Uykulu sesini ilk defa duyuyordum ve bu çok hoştu.

"Çok yoruldun mu? Uyuman lazım." Konuşmak için resmen kendini zorlayan adamla iyice sırıttım.

"Çok yorulmadım, beni merak etme. Eve geçiyorum şimdi. Güzelce uyu sabah okulda görüşürüz tamam mı?" Onay benzeri bir mırıltı çıkarttığında uykusunu daha fazla dağıtmamak için iyi geceler diyip kapattım.

Bir süre bir elimde telefon diğer elimde dumanı yılan gibi kıvrılan sigarayla kaldım öyle. Kafamda bir şeyi netleştirmiş gibi birden ayağa kalktım. Biz aynı acıları çekmiş ve birbirinin yanında durup destek olmak isteyen iki arkadaşız sadece.

Bu kadar.

(YN: Aynen yarak kafalı. Görücem ben seni.)

*~*~*~*~*~*

Ellerim sinirle titrerken not almayı çoktan bırakmıştım. Sabah sabah tüm sinirlerim oynamıştı. Hocanın dersi bitirmesi ile kendimi dışarı attım. Gökhan hemen yanımda bitti.

"Oğlum ne oldu lan anlat artık. Sabahtan beri birilerini gebertecek gibi bakıyorsun noldu oğlum?" Bahçeye çıktığımız gibi bir sigara çıkarttım ama siktiğimin çakmağı yanmıyordu. Yaratıcı küfürlerim arasında Gökhan hem benim hemde kendi sigarasını yakıp sabırla beni beklemeye başladı.

"Babam." O herife baba demek bile dilimde acı bir tat bırakırken Gökhan'ın da yüzü buruştu.

"Yine niye aramış pezevenk?" Sabah ki sözleri kulağımda çınlarken sinirle sigarayı avucumda kırıp söndürdüm. Gökhan irkilse bile ses etmeyip başka bir tane yakıp uzattı. İkiletmeden aldım.

"Her zaman ki küfürleri. Tehditler. Buraya geleceklermiş. İstemedim tartıştık yine." Gözlerim odağı olmadan rastgele etrafta gezinirken Gökhan'ın ettiği küfürler bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu.

"Ne alaka amk şimdi? Babalık yapacağı mı tutmuş pezonun? Tek işi rahatsızlık ağ beyinli şerefsiz." Ayakta durmaktan ağrıyan belimle yakınımızda ki banka gidip çöktüm. Gökhan da yanımda yerini almış benim gibi kara kara düşünüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 06, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MECZUPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin