♦️Eight♣️

51 8 0
                                    

Derin nefesler alıp veriyorum isimlerle dolu kağıtlar bir top içinde dönüp dönüp duruyor. Hepimizin isimleri varmış içinde. Taehyung elini omzuma koydu. İçten içe kabul etmesem de sakinleşmemde faydası olduğunu düşünmeye başladım. Eliyle omzumu cimcikler gibi sıktı. İrkilip koluna geçirdim bir tane. " Ne yapıyorsun sen "

Gülümsedi. " Seni hayatta tutmaya çalışıyorum. "

" Haneul. "

Sessizlik oluştu. Topu çeviren gözlüklü öğrenci ismi tekrar söyledi. Herkes etrafına bakmaya koyuldu. Taehyung kulağıma yaklaştı. " İlkten senin ismin çıksaydı harbiden gülerdim "

Tepki verme gereği duymadım. Benim ismim çıkmadığı için tanrıya şükretmekle meşguldüm o sırada. Bir kızın bizim tarafa hiç de dostça atmadığı bakışları fark ettim tesadüfen. Onun bu tarafa baktığını anlayıp ona bakmama rağmen hiç istifini bozmayıp düşmanca attığı bakışlarını yollamaya devam etti.

Başımı yukarı kaldırıp Taehyung'un kulağına fısıldadım. Ve o tarafı işaret ettim. Sonra tek bize bakanın o kız olmadığını fark ettim. Bizi yeni çift falan mı sanıyorlar acaba diye bir düşündüm. Taehyung'la arama mesaja koyup biraz sola kaydım.

" Ne? Ne oldu şimdi? "

" Bizi sevgili falan sandılar galiba öyle düşünmelerini hiç istemem. " ondan tarafa bakmayıp ikinci isim için çevrilen topa daldı bakışlarım. Haneul denen kız gerçekten hiç mi hiç korkmuşa benzemiyordu hatta yüzünde kendini beğenmiş bir ifadeyle ve kısılmış bir çift gözle etrafa 'benden korkmalısınız' mesajı veriyor gibiydi. Tuhaf. Ben olsam oracıkta bayılırdım herhalde.

Taehyung kıçını benim tarafıma kaydırdığında dikkatimi ona verdim. Ne yapmaya çalışıyor bu? Ağzı tek çizgi kalinde hafifçe yukarı bükülmüştü.

" Reddedemeyeceğim kadar popülerim böyle düşünmeleri işine gelir. "

" Gelmez. "

" Gelir. "

" İleride çok düşmanın olabilir Sooyeon. Senin yerinde olsam kucağıma bile oturabilirim. " Sinirle bir nefes verip gözlerimi devirdim.

" O masaya oturmaktan daha kötü bir şeymiş gibi geldi bana. "

" Sözünü geri al yoksa ayağı kalkıp bir gönüllü var diye bağırırım. " Dikkatle bana bakıp ayağı kalkıyormuş gibi yaptı. Gözlerimi kocaman açıp kolundan tuttum ve yerine oturttum.

" Tamam tamam sözümü geri alıyorum. Otur lütfen. "

Memnun olmuşcasına gülümsedi ve kolunu omzuma koydu.

Ve ikinci isim.

Bu seferki seçilen benim erkek versiyonum falan olmalı. Eli ayağı titreyerek masaya doğru yürüdü hatta daha yakında otursaydım gözlerinin dolduğunu da fark edebilirdim ama bunu keskin gözleri olan Taehyung söyledi. Ona çok üzüldüm. Neden biri böyle kendine güvenli ve cesurken diğeri perişan haldeydi?

Bunu meraklı bir çocuk gibi Taehyung'a sorduğumda birazdan anlayacağımı söyleyip beni susturdu. Geriye kalan 4 kişi de seçilip yerini aldığında etraftaki minik uğultu da tamamen kesilmişti. Pür dikkat herkes o masadaki altı kişiye odaklanmıştı. İçimden onlara iyi şanslar diledim.

" Haneul ortaya neyini koyuyorsun? "

" 100 bin, " dedi koltuğa yaslanıp.

" Dongpyo ortaya neyini koyuyorsun?"

Elleri titreyen çocuk korkuyla bizim tarafı süzdü. Gözlerinde bir endişe yiyip kemiriyordu kendini sanki, dehşetle onu süzüyordum.

" Ca-canımı, " diyebildi kekeleyerek.
Başını yere eğdi.

Dudaklarım aralandı. Koridorda o bağırıp çağıran çocuğu hatırladım birden. Öleceğim deyip duruyordu.

" O çocuk. " Korkuyla Taehyung'a döndüm. Yüzü ciddiydi.

" Doğru söylüyordu değil mi? Öleceğim diye bağıran çocuk. Hayal falan görmüyordu oyunu kaybetmişti öyle mi?! " Sinirle ayağı kalktım. Ciddi ciddi ölüyorlar mı şimdi. Nasıl yapabilirler bunu ailelerinden saklayamazlar ki işin içine polisler karışırdı bu kadar rahat olamazlardı, hayır!

Kapıya doğru koştum can havliyle, gözlerim dolmuştu şimdiden. Kapının önündeki temizlikçi bana ters ters baktı.

" Çıkmak istiyorum aç şu kapıyı telefonumu da ver! "

Beni umursamış bir hali yoktu ama arkamdaki Taehyung ciddi bir tavırla baş sallayınca telefonumu verip kapıyı açtı. Açar açmaz fare gibi kaçıp gittim oradan, kantine doğru yürüyüp bir sandalyeye oturdum. Göğüsüm hızla inip kalkıyordu. " Yüce Tanrım nasıl bir boka bulaştım ben böyle. "

" Sooyeon. "

" Siktir git! Siz nasıl insanlarsınız böyle! Nasıl bir şey demeden oturup öylece izleyebiliyorsunuz. Oyunda kaybeden kişinin öleceğini ne zaman söyleyecektin bana! "

Ben deli gibi kudurmuş bir halde ona bağırırken sinir bozucu bir sakinlikle elleri cebinde öylece bana bakıyordu.

" Ortaya para koyan ilk kızın rahatlığını gördün değil mi? Kaybederse sadece para kaybedecek. Kazanırsa da bir ay yetecek kadar uyuşturcu kazanacak. "

Hiçbir şey anlamamıştım kaşlarımı çattım yaşlı gözlerimle.

" Sooyeon o canını ortaya koyan çocuk okulun en zengin 3. Çocuğu falandı. Ama hayatını bikaç paket renkli hapa tercih etti, onun tercihi. "

Yüzü daha da sertleşti. Sinirlenmiş gibiydi. " Hepsi sana da ruhsuz ve robot gibi gelmiyor muydu işte sebebi bu. Kaybettiğinde o hapları alamayacaklarsa zaten ölmüşlerdir demek. "

♠️GAMBLING♦️ | KTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin