Merabalar.
Nasılsınız?
Keyifli okumalar.
***************************************************************
Saçları daha önce gördüğü yardımcı tarafından yapılırken Grell önündeki aynaya odaklanmıştı. Yüzü asıktı,en yakın arkadaşı Ronald yoktu. Bu gün William ve o evleniyordu, William'ın teklifini kabul etmişti. Ronald'dan buraya geldiği günden beridir haber alamıyordu, tabi Ronald'ın evlendiğinden haberi varsa. Sıkıntılı bir nefes verip gözlerini ellerine indirdi, saçlarıyla uğraşan kız buna daha fazla dayanamamış olacak ki "Sorun mu var efendim?" demişti. Gözleri aynadan onu bulurken "Aslında evet,en yakın arkadaşım yok. Hani anlarsın ya,burada olmasını isterdim." demişti. Kız kısaca kafasını sallarken Grell tekrar başka yönlere dalmıştı, çoktan akşam olmuş, tören saati yaklaşmıştı.
Gözleri hala önündeki aynaya odaklanmışken bir yardımcı boynuna bir kolye takmıştı, bir diğeri ise biraz daha ince bir kolye takmıştı. Daha önce hiç bu kadar süslendiğini hatırlamıyordu. Daha önce hiç bu kadar parlak bir renk ruj kullanmamıştı mesela, saçlarına bu kadar ışıltılı tokalar takmamıştı, görüntüsünü sevmişti, her zaman iyi görünmeyi seven birisi olmuştu. Kısa sürelik kendine bakmıştı, bu bakışmayı ona seslenen yardımcı bozmuştu "Gitme vakti." Kafasıyla onaylayarak ayaklandı. Zümrüt yeşili elbisesi böyle bir gün için biraz sade olsa bile umursamadı, nede olsa ona her haliyle güzel göründüğünü William söylemişti.
Büyük şatonun ıssız koridorlarından geçip şatonun kilise için ayrılmış olan büyük kulesine geldi,buranın varlığından bir saat önce haberi olmuştu. Burası şatoya göre süslenmişti, gözleri parlak renklerde olan süslemelere takılırken rüzgar onu acele ettirirmiş gibi eteklerini uçurmuştu, içeriye doğru gitmeye başlamıştı. Büyük kilisede olan bütün oturacaklar dolmuştu, hepsi vampir ailelerine mensup vampirlerdi. Büyük odada yankılanan topuklu sesleriyle hepsi o tarafa doğru bakmışlardı, Grell hepsinin içinde gördüğü şeyle gözlerini büyütmüştü, Ronald oradaydı. Yüzünün asıklığı anında silinirken gülümsemeye başlamıştı, gözlerini ondan çekip onu bekleyen William'ın yanına doğru gitti.
Bir adım yüksekliğindeki kürsüye çıkıp William'ın önünde durdu, yüzünde hala ufak bir gülümseme vardı. William her zamanki ifadesiyle ellerini uzattı, yüzündeki gülümsemeyi gören konuklar neredeyse vampir kalplerinin atacağını hissetmişti, William T.Spears gülümsüyordu! Grell ellerini avuçlarına bırakıp yeminini hatırlayıp hatırlamadığından emin oldu,evet,aklındaydı. Heyecandan atan kalbi yüzünden William'n ne dediğini anlamamıştı, ama bunu düşünemeden kendi sırası geldiği için bunu düşünmeye fırsatı olmamıştı. Ondan beklenmeyecek şekilde bütün cümleleri düzgün kurduğunda sıra büyücü adama gelmişti, onunki biraz kısa olduğu için hemen bitmişti.
Sırada herkesin 'acaba olucak mı?' diye beklediği kısım vardı,burasını Grell düşünmemişti. Beklenen olmuştu, William öne doğru eğilip dudaklarını birleştirdi, birkaç saniye sürmüştü, ama Grell'e yıllar gibi gelmişti. Kalbi resmen ağzında atarken gözleri büyümüştü,pekala bunu beklememişti. William çekilip ayrılmadan kulağına "Çok güzel olmuşsun." demişti kısık sesiyle, Grell şimdi yanıyormuş gibi hissediyordu.
*************************************************************
Bölüm sonu
Ne düşünüyorsunuz bakalım?
Sadece ucu olan kolye var
Adios
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The old castle
FanfictionSadece arkadaşımın dolduruşuna gelerek eski bir malikaneye girmiştim, Nereden bilebilirdim ki başıma gelecekleri?-Grelliam